8. Bölüm ''Gidemezsin''

120 7 0
                                    

O olaydan sonra 1 haftalık okuldan uzaklaştırma almıştım. Ve yurtta yapmadıklarını bırakmamışlardı. Temizlik,yemek,yapmazsanda tokat. Herşeyi. Ama bunlar Eray'ın benim canımı yaktığından bile daha az yakmıştı canımı. 

Okulun önüne geldiğimde derin nefesler alıp içeri girdim bugün o olaydan sonra ilk defa okula gelişimdi. Önüme Aslı ve tayfası çıkmadığı için mutluydum. Direk sınıfıma çıktım. Dersin başlama saatine daha çok olduğunu gördüğümde kantine indim. 

Kantinde neredeyse boştu. Kendime gelmek amaçlı bir çay alıp bir boş masaya oturdum. O günden beri ruh gibi dolaşıyordum ortalıkta. Ve daha sonra onu hiç görmemiştim. Beni ne arayıp sormuş ne de yanıma gelmişti. Kırgındım. Çok. 

Kantinin kapısı açıldığında kimin geldiğine bakmak için kafamı çevirdim. Aslı ve tayfasının geldiğini görünce yüzümü ekşittim. O da beni görünce yüzünü buruşturdu ama birşey yapmadan yerine oturdu. Buna şaşırmıştım. Onlar konuşmaya başladığında etraf sessiz olduğundan mecruben onları dinledim. 

''Aslı sen ciddi misin ya?'' dedi yanındaki kız. 

''Evet kızım ciddiyim. Abim gidiyor!'' dedi. Sanki benim duymamı istiyormuş gibi yüksek bir sesle. 

''Nereye. Kızım abin çok yakışılıydı''

''New York'a'' dedi Aslı.

''Ne zaman. Daha zamanımız varsa birlikte biryerlere gidelim''

''Saat 12'de gidiyor yani 2 saat sonra şimdi havaalanına gitmiştir'' dedi  

New York'mu ? Beni böylece bırakıp hiçbirşey olmamış gibi oraya mı gidecekti. Neden ona kırgın olduğum halde kalbim yerinden sökülmüş gibi. 

Aceleyle çayı bırakıp kantinden uzaklaşır gibi çıktım. Ona yetişmem lazımdı. Beni böyle bırakamazdı. Sınıfa çıkıp hemen çantamı aldım. Taksi parama baktığımda yeterince olduğunu gördüm yeni maaş almıştım. 

Okuldan aceleyle çıktım. Kimseye bişey söylemediğim için kesinlikle Yurt'u arayacaklardı ama umrumda değildi. 

Koşarken bir taksiye el işareti ile durmasını söyledim. Biraz ilerde durunca yine koşarak taksiye yetiştim ve bindim. Havaalanına gitmesini söyledikten sonra aceleyle sanki ben sürüyomuşum gibi heycana kapıldım. 

Beni böyle bırakıp gidemezdi. Her ne olursa olsun. Ben ona güvendim. Benim ondan başka kimsem yok birtek o var ve beni şimdi terk ediyor hemde hiç haber vermeden. Ben bunu haketmemiştim. 

Taksi durduğunda geldiğimizi anlamıştım. Elimdeki paraları eline tıkıştırıp hemen taksiden çıktım ve koşarak havalanına girdim. Aramalar yoğun olduğu için hızla geçmeye çalıştım ama 15 dakika kaybetmiştim. 

Sonunda içeri girdiğimde etrafıma göz gezdirdim. Eray'ın mal kafasını nerede olsa tanırdım. Biraz daha yürüdükten sonra etrafıma baktım. Sonra gözüme bir gülüş gözüktü bu gülüşü nerede olsa tanırdım. Koşarak yanına gittim. 

Beni gördüğünde şaşırmıştı. Ağzının açık kalmasından anlıyordum. Telefonu yavaşça indirip bişeyler geveledi her kimle konuşuyorsa. 

''Aydil?'' dedi. Sesi şaşırmış olduğunu gösteriyordu. 

''Eray'' dedim. Saçma bir diyaloğa girerek.

''Ne işin var burada?''

''Senin ne işin var burada'' dedim hemen atlayarakç 

''Ben...'' dedi cümlesini devam ettiremiyordu. Sinirlenmiştim. 

''Dur ben söyleyeyim. Beni böylece bırakıp New York'a gidiyorsun değil mi ?'' dedim sinirli olduğum sesimden belli oluyordu.

''Seni ilgilendirmez'' dedi ve bavulunu eline aldı. O da sinirlenmişti sanırım. Ama bir dakika burada benim sinirli olmam gerek. 

''Ne demek beni ilgilendirmez ?''

''Seni ilgilendirmez Aydil.!!'' dedi basıtrarak. 

''Sen ne bencil-'' Sözümü tamamlıyamadan hemen söze atlamıştı. 

''Evet bencilim. En çok kendimi düşünüyorum ve bu yüzden gidiyorum. Neden gittiğimi biliyor musun?'' Dedi sinirle üstüme gelerek . Etrafta bize bakanları umursamıyordu. 

Kafamı olumsuz anlamda sallayınca güldü. O gülüş benimdi. Ama şimdi yabancı birşeymiş gibi geliyordu. 

''Babam yüzünden. Seninle o lanet olası öpüşmemizi biri çekip babama göndermiş. Babam beni kardeşi yaşındaki kızlarla oluyor diye evlatlıktan reddetti.'' dedi. 

Duyduklarım karşısında şok olmuştum. Bu benim Eray'ım değildi. Başka bir Eray gibiydi. Ama sanırım doğru Eray şuan karşımda durandı. 

''Ve bende New York'a gidiyorum. Bundan sonra ne param var ne de aşkım.'' dedi ve uçağa bineceği yere doğru yürümeye başladı. 

Hiçbirşey diyemiyordum. Arkasından koşamıyordum 'Gitme' diyemiyordum. Aşkının olmadığını ve Öpüşmemizin lanet olası olduğunu söylemişti ve şimdi de gidiyordu. Beni yıkılmışlığımla bırakarak....  

Kısa bölüm ama olsun fghfgh. Diğer bölümlerde zaman atlaması olacak :D İyi okumalar. Yorum+Vote lütfen.... 

O BenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin