Bir yaz sabahı, en sevdiği cırcır böcekleri, küçük bir kız, bahçede çıplak ayakları ile koşturuyor, alışılmış bir görüntü, Addelona hep böyleydi. Fransa'nın o sıcak güneşinin altında yapmayı en çok sevdiği şey cırcır böceklerinin sesini kovalamaktı. Minik Addelona'nın bitmek bilmeyen enerjisi etrafına büyük bir neşe saçıyordu, bir süre sonra durdu, çalılıkların arasında kıpırdamadı. Swein'in onu bulmasını istemiyordu, malikanenin en kıdemli hizmetkarıydı, ve her seferinde Addelonayı yakalayıp temizlemekten bıkmıştı, neşesi yüzünden yansıyordu, o sırada çalıdan fırlamak Swein'i korkutmak çok çekici bir düşünceydi, ne de olsa Dük Claud'ın kızına en fazla ne yapabilirdi ki ? Yinede annesinden ve öğretmenlerinden gördüğü kadarıyla bunu yapmamalıydı, tüm düşünceleri birden Swein'in kızgın sesi ile dağıldı.
"Leydi Addelona! Bu gün çok sevdiğiniz keklerden istemiyorsunuz sanırım?" sesi kararlı ve gür bir şekilde duyulmuştu, Swein her dediğini yapmaktan çekinmeyen bir tipti.
Addelona'nın yüzünde oluşan endişe onu çalılardan çıkması için resmen zorluyordu, kendini hızlıca öne attı, kocaman yeşil gözleri, özenle örülmüş mavi saçlarının arasına çiçekler tutturulmuştu.
"Leydi Addelona, size yakışmayan hareketlerden vaz geçmelisiniz." Swein Addelona'yı hiç bıkmadan uyarır, fakat dediği her kelimeyi de özenle seçerdi çünkü küçüklükten beri Addelona'yı yine en iyi tanıyan Swein idi.
"Swein bir leydi özgür olmalıdır." Addelona kararlı bir ses tonu ile ona cevap vermişti.
Swein hafifçe güldü, ela gözlerinin içi Addelona'ya bakarken hep ışıldardı, parmaklarını sarı saçlarının arasından geçirdi, hala orta yaşlarında genç ve yakışıklıydı.
"Ormanların leydisi olmaya mı çalışıyorsunuz?" ses tonu dalga geçse bile yumuşak ve şefkatli bir tonda çıkıyordu.
Addelona küçük bir kahkaha attı seke seke Swein'in yanına yaklaştı, iki sıkı dost gibilerdi, Addelona'nın güveni ona her zaman sonsuz olmuştu. Fakat şu aralar olgun olması gerektiğini kendisi de biliyordu. Fransa büyük bir sıkıntının eşiğindeydi, büyük isyanlar ortaya çıkıyor bazen ise büyük ölümler baş gösteriyordu.
Addelona bir süre sessiz kaldı, Swein fark etmişti ki Addelona'nın böyle suskunlukları alışılmış bir durum değildi, meraklı ve bir o kadar endişeli sesi ile Addelona'ya seslendi
"Leydim?"
Addelona'nun beyninden bir sürü ses akıyordu. Kısa bir süre önce gözlerinin önünde patlak veren bir isyan ile canı yanan pek çok insanın acı sesleri beyninde yankılanıyordu, omuzunda geniş ve sıcak olan Swein'in elini hissetti
"Leydim..."
Addelona'nın titreyen göz bebekleri, alnından çenesine doğru akan ter damlası sanki o an her şeyin durduğu vakit gibiydi, o korku dolu gözlerini Swein'e çevirdi, fakat Swein buna bakmadan hızlıca Addelona'yı sarmaladı, nazik dokunuşları ile Addelona'nın saçlarını okşadı
"Leydim, güzel gözlerinizin gördüğü kaosu unutmamalısınız."
Swein bunun zor olduğunu bilse bile, Addelona son zamanlarda tuhaf davranıyordu, küçük parmakları ile Swein'in gömleğin dokundu.
"Swein insanlar acı içinde, bizim paramız var diye mi-" Swein usulca Addelona'yı susturdu.
"Leydim bunları düşünmeyin, siz mantıklı düşünemezsseniz kimse düşünmeyecektir."Addelona Swein'in sözlerini mantıklı bulmuştu. Gözlerini kapatarak uzunca bir soluk verdi.
-20 Yıl Sonra-
Ciğerlerinin yetebildiği kadar hızlı koşuyordu, içine işleyen kir, rutubet kokusu sanki ciğerlerini boğuyordu, beyaz gömleğinin kirlenen kollarını acı içinde kavrarken, koşmaktan yanan ve kilitlenmek üzere olan bacaklarına baktı, tekrar derin bir nefes aldı, yönünü küçük bir ara sokağa saptırarak ellerini alçısı dökülen duvara doğru dokundurdu, gömleğinin göğüsüne bulaşan yoğun kan lekesini, kana bulanmış bakışları ile görmedi zordu. Titreyen bacakları ile yere çömeldi, kesilen avuçları ile sağ gözündeki yaraya baskı yaptı.
Kan sonra daha çok kan... Titreyen parmak aralarından damlayan yoğun kanın kokusu, kararan görüşü ve soğumuş nefesi, kuruyan boğazı ve o rutubetin iğrenç kokusu, kan , rutubet, kuruyan boğazı, kan, rutubet, karanlık. Sessiz, tenine dokunan rüzgarın meltemi, kanlar içinde kalmış bedeni ile yerde uzanıyor, huzurlu ama bir o kadar da acı içinde.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Solan Çiçek
Misteri / ThrillerGökyüzünü arayan mavi saçlı bir kız varmış, her zaman oraya ulaşmak ve dokunmak istermiş,gömüldüğü karanlıktan kurtularak oraya bakmak ve tekrar yaşadığını hissetmek istermiş. Bunlar o bir çift yeşil gözün bana gösterdiği şeylerdi,umutsuzluk ve aynı...