9. BÖLÜM
Yıldız kısık mavi gözlerini biraz daha aralar.. Kuzey'in yüzünde ki acı tebessümü gördüğünde eli hafifçe Kuzey'in dudağının kenarına gider. Ve sessizce konuşur;
Yıldız: Ne bu acı? (Sakince) İyiyim. (Gülümser)
Kuzey: (acıyla) Beni affedebilecek misin Yıldız'ım?
Yıldız: (acıyla) Senin bi suçun yok ki.. Neden affedeyim. Ben düştüm çatıdan, ayağım kaydı.
Kuzey: (gözünden yaş süzülür) Neden söylemedin?
Yıldız: (şaşırır) Neyi?
Kuzey: (acıyla) acını?
Yıldız: (şaşırır) Kuzey.. (keser)
Kuzey: (acıyla) Özür dilerim ben göremedim, Çetin'den şüphelenemedim, özür dilerim ben seni nasıl fark etmedim, özür dilerim ben acını nasıl görmedim..
Yıldız: (şaşırır) Nasıl öğrendin?
Kuzey: ( acıyla) öğrendim işte.. ( Yıldız' ın elini avucuna alır) Konuşucağız, bunların hepsini konuşacağız.. Ama şimdi dinlenme zamanı.
Yıldız: ( korkuyla) uyumak istemiyorum.
Kuzey: (merakla) Neden?
Yıldız: (korkuyla) korkuyorum. Kabus görmekten korkuyorum.
Kuzey: (gözünden yaş süzülür) Ama dinlenmen lazım Güzel gözlüm.. (acıyla) hem ben yanındayım uyanana kadar da yanında kalırım olmaz mı?
Yıldız: (tebessüm eder) Saçmalama mahf olursun.
Kuzey: (gözlerinin içine bakıp huzurla derin bir nefes alır.) olmam.
Yıldız'la Kuzey bir süre tebessüm ederek göz göze kalır. Kuzey Yıldız'ın elini tutar ve;
Yıldız: (gülümser) Elimi bırakmayacaksın yani?
Kuzey: (gülümser) Bırakmayacağım. Nefes aldığım sürece hep yanı başında olacağım, çünkü ben artık senin gözlerinsiz edemem..
Yıldız: (gözleri dolar) Rüya mı bu? Rüyaysa uyanmak istemiyorum.
Kuzey: (gözleri dolar) Rüya değil, gerçek. Biz hiç ayrılmayacağız artık.. (gözünden yaş süzülür) Sen affet yeter ki..
Yıldız: (gözünden yaş süzülür) Ben sana hiç kırılmadım ki be adam. Sen sanıyor musun ki ben İstanbul' da mutlu mesut yaşadım.. Ben (keser)
Kuzey: (sakince) Şimdi değil. Konuşacağız elbette ama şimdi değil. (Yanağına dokunur) Şimdi uyayacaksın, kabusta görmeyeceksin, bende sen uyanana kadar böyle ( elini sıkıca tutar) elinden tutuyor olacağım.
Yıldız gülümser ve gözlerini kapatıp dinlendirici bir uykuya dalar.
•••
Hemşire odaya girdiğinde Yıldız'da Kuzey'i de uyuyor olduğunu görür. Kuzey kafası Yıldız'ın avucunda uyuya kalmıştır. Hemşire hafifçe Kuzey'i dürter ve sessizce konuşur;
Hemşire: Kuzey Bey?
Kuzey: Hah ne oldu? (Mahrumlukla uyanır)
Hemşire: Beliniz ağırıyacak, çok kötü uyumuşsunuz.
Kuzey: (esneyerek) harbiden ya tutulmuşum. (Hemşireye döner) siz niye geldiniz?
Hemşire: (sakince) Yıldız hanımı kontrol etmek için geldim de uyuyormuş zaten. E hadi siz de dışarıya çıkın isterseniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
FanfictionYıllar sonra birbirlerini kaybettikleri yerde bulan iki aşık.. Peki sizce üzülen giden mi? Terk edilen mi?