5.BÖLÜM "kim yaptı sana bunu!?"

29 10 73
                                    

İyi okumalar

                                          2. Dönem

Kendimi müziğe kaptırmış, özürlü özürlü dans ederken sınıfa girdim. Sırama doğru ilerlerken birisi çantamdan çekti. Rüzgar olduğunu sanıp, ani bir şekilde arkama döndüm. Bahar bana sinirli sinirli bakarken çantamı ondan kurtardım ve "hayırdır lan!?" dedim. Beni takmadan "kızlar?" diye seslenince içeri Bahar'ın köpekleri, yani Ferhan, İrem ve Sevgi girdi. Sınıftaki herkesi dışarı çıkarttıklarında alayla onlara baktım. Şimdi bu mallar onlardan korkacağımı mı sanıyor?

He he aynen, bak şu an korktum!

Bahar söze girip "bana bak kaşar, Kaan'dan uzak dur!" derken Sevgi de bir adım öne çıktı ve "tabi Rüzgar'ımdan da" dedi. Öyle bir kahkaha attım ki hepsi kaşlarını çatıp bana bakmaya başladı. Gülmekten dolayı ağrıyan karnıma elimi götürdüm ve eğilerek gülmeye devam ettim. Kısa bir süre sonra toparlanıp başımı kaldırdım ve Sevgi'ye baktım. Daha sonra da "Rüzgar'ın değil yalnız, Rüzgar'ım!"  dedim. Sevgi kaşlarını çatarken Bahar'a döndüm ve "ha bir de Kaan'ım!" dedim. Daha sonra hepsine teker teker bakıp "şimdi siktir olup gidin, belanızı bende aramayın!" dedim. İrem ve Ferhan "Bahar, Sevgi hadi gidelim" derken Bahar kesin bir dille "buradayız. Önce şu kaşarı bi benzetelim" dedi.

Gözlerimi devirip "birinci de dilin sürçmüştür diye sesimi çıkarmadım. Ama ikincisinde affetmezdim. Affetmedim de zaten. Sen kime kaşar diyorsun lan!?" dediğimde bana bir adım daha yaklaşıp "sana diyorum KAŞAR!" dedi.

Hafifçe gülümseyip elimle 1 dakika işareti yaptım. Şaşkınlıkla bana bakarken ilk başta telefonumu ve kulaklığımı, daha sonra da çantamı sırama koydum. Bileğimdeki siyah tokayı da çıkarıp saçlarımı topuz yaptım. E saçlarımı seviyorum kardeşim, bu yellozların yolmasına izin veremem!

Bahar'ın karşısına geçip "bakalım kim kimi benzetiyor!?" dedim ve yumruğumu suratına geçirdim. Bahar sendeleyip yere düşerken İrem ve Ferhan da yanıma gelip kollarımdan tuttu. Ben onlardan kurtulmaya çalışırken Sevgi yanıma gelip "sen kime vuruyorsun lan!?" dedi ve suratıma sert bir tokat attı. Başım yana doğru savrulurken sinirle Sevgi'ye döndüm ve tekmeyi karnına geçirdim. Sevgi acıyla inlerken iki büklüm olmuştu. Ferhan ve İrem'den zorla da olsa kurtuldum ve "belanızı bende aramayın demiştim sürtükler!" dedim. Daha sonra da kapıya doğru yürümeye başladım. Arkadan biri saçlarıma yapışınca olduğum yerde durmak zorunda kalmıştım.

Bu arkamdaki hangi kaşar olursa olsun benim saçlarıma yapışmıştı demi?

Benim kıymetli saçlarıma!?

"Ne kadar da klişe bir hareket bu!" deyip dirseğimi karnına geçirdim. Eller saçlarımı serbest bırakınca arkama döndüm. Bizim sümsük Ferhan'ı gördüğümde ne kadar şaşırsamda bir kahkaha atıp dışarı çıktım. 

Merdivenlerin başında Kaan'ı ve Rüzgar'ı görünce yanlarına doğru koşmaya başladım. Özlemiştim pislikleri ya!

Kaan beni fark ettiğinde yüzündeki gülümseme bir anda ciddi ve şaşkın bir hal aldı. Kaan bana doğru koştu. Bende ona doğru...

Sanki film gibi oldu derken, düz yolda kendi ayağıma takılıp yere düştüm.

Ortamın tüm büyüsünün içine etmiş olmalıyım ki, kafamı kaldırıp baktığımda Kaan'ın olduğu yerde durduğunu gördüm. Rüzgar koşarak yanıma geldi ve beni yerden kaldırdı. "Ne oldu lan sana? Ne bu halin!?" diye sorduğunda hafif bir gülümsemeyle ona iyi olduğumu göstermeye çalıştım. Ama tabi ki yemedi.

Kaan hala olduğu yerde dikilirken "Kim yaptı sana bunu!?" diye bağırdı. Niye 2 kilometre uzaktan konuşuyor bu çocuk ya!?

"Kaan yanıma mı gelsen acaba!?" diye sorduğumda başını sallayıp yanıma geldi. Daha sonra elini dudaklarıma götürüp kenarındaki kanı sildi. "Pis kaşar dudağımı patlatmış ya!" dediğimde "Kim?" diye karşılık verdi. Cevap vereceğim sırada bizim sınıfın kapısı açıldı ve dışarı ağzı yüzü dağılmış dörtlü çıktı. Karşımdaki eserime gururla bakıp gülümsedim ve "işte bu kaşarlar!" dedim.

Bahar ve Sevgi kudursun diye Kaan'ın ve Rüzgar'ın koluna girdim. Suratıma aşırı gıcık bir sırıtış yerleştirip onlara 'bunlar benim, siktirin gidin!' der gibi baktım.

Daha sonra da "bu iş burda bitmedi lan! Biraz toparlanmaya çalışın. Zaten ben sizi tekrar dağıtacağım" dedim. Rüzgar "bir daha sizi Ebru'nun yanında veya yakınında görürsem üzerinizde değişik fanteziler uygularım" derken Sevgi söze atlayıp "sadece benim üzerimde uygulabilirsin bebeğim" dedi ve göz kırptı.

Sinirden gözüm dönerken Sevgi'nin üzerine doğru yürümeye başladım. Rüzgar kolumu tutup "Ebru bırak Sevgi'yi" derken sinirle kolumu çektim ve "sen karışma!" dedim. Rüzgar hiç beklemediğim bir şekilde bana bağırırken "asıl sen karışma benimle Sevgi'nin arasındaki olaya!" dedi.

Sinirden gözlerim dolarken Rüzgar'a tokat attım. Sevgi zevkten dört köşe olmuş bir şekilde pis pis sırıtırken tüm gücümle onu ittirip hızla yürümeye devam ettim. Kısa bir yürümenin ardından kendimi yangın merdiveninde buldum.

Yere oturup sinirden ağlamaya başladım. Tanıdık parfüm kokusu içime dolarken Kaan'ın geldiğini anlamıştım. Yanıma oturup bana sarılırken hıçkırıklarım daha da artmıştı. Kaan dağılmış olan saçlarımı açıp oynamaya başladı.

Bir süre sonra geri çekilip "iyi misin diye sormayacağım çünkü iyi olmadığını biliyorum. İyi olmaya çalış da demeyeceğim sana. Çünkü ben senin yanındayım güzelim. Sadece bedensel olarak değil, ruhsal olarak da seninleyim. Yani sen kendi başına iyi olma, ben seni iyi edeyim!" dedi.

Dolu gözlerimle Kaan'a baktım ve en içten halimle gülümsedim. Kaan da bu halime karşılık gülümsedi ve ardından "kızlarla neden kavga ettiniz?" diye sordu. Gözlerimi devirip Kaan'a baktım ve derin bir nefes alarak anlatmaya başladım. "Güya seni ve Rüzgar'ı seviyorlarmış da, sizden uzak durcakmışım da, miş miş miş de muş muş muş yani. O yüzden kavga ettik"

Kaan bana anlamlandıramadığım bir şekilde bakınca omzuna vurdum ve "Ne bakıyorsun ya bir şey mi var?" dedim. "Sen bizim için mi kavga ediyordun? Ayy çok romantik" dediğinde gözlerimi devirip ona umursamaz bir bakış attım. Ama o bu olaydan oldukça mutlu görünüyordu.

Kaan ayağa kalkıp "hadi burası çok soğuk sınıfa gidelim" dedi. Ona hayır diyemedim çünkü benim de götüm donuyordu.

Sınıfa doğru ilerlerken olayı öğrenen herkes bana bakıyordu. Ama öyle bir bakıyorlardı ki kendimi Bülent Ersoy gibi hissettim.

Sınıfa girdiğimde Rüzgar başını sıraya gömmüş bir şekilde uyuyordu. Bana bakan gözlere aldırmadan en arka sıraya geçip oturdum. Telefonumu elime aldığımda titremeye başladı. Birisinden mesaj gelmişti ama bu numarayı tanımıyordum. O yüzden biraz merak ederek mesajı okumaya başladım.

"Kanka çok özür dilerim. Sizden habersiz okuldan ayrıldım. Bazı sorunlarım vardı yoksa size haber verirdim. Özür dilerim, sana daha erken yazacaktım fakat yüzüm tutmadı"

Nasıl buldunuz bölümü???

GEÇMİŞ GELECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin