BEN BUNLARI YAŞADIM...
Ergen anasıyım ben ergen anası, şu an 16 yaşında olan kızımla yaklaşık 4 senedir dozu artarak devam eden bir ergen anasıyım. Ey dostlar hepimizin derdi aynı ama sanmayın ki bu kardeşiniz çözümü bulmuş size reçeteyi yazacak... Öyle bir çözüm de reçete de bu hayatta yok ...
Ey fani ha bu da bi b.k bilmiyomuş diyerek devamını okumak istemezsen kızmam alınmam en nihayetinde sen de başındaki dertten müzdarip bir kurbansın. Ben sadece yaşadıklarımı anlatıp kendini rahatlatan bir nevi derdini kör kuyulara anlatıp rahatlayan Midas'ın berberiyim .
Girizgahı uzun tutup elimizde kalan son okuyucuları da kaçırmadan konuya bodoslama girelim .
Ergenlik bence pis-ergenlik, pik-ergenlik ve post ergenlik olarak üçe ayrılır.
Pis-ergenlik ;Bu latince bir tabir olmayıp bizzat benim zatım tarafından uydurulmuş olmakla birlikte bence cuk oturmuş bir terimdir .Bu dönemde dünya güzeli sevmelere doyamadığımız çocuğumuz meleğimiz prens ya da prensesimiz evrilmeye başlayarak ergenliğe ilk girişini yapar.
Çocuğunuz ilk banyo yapmayı bırakır. Artık saçlar hormonlarında etkisiyle yağlanmayada başadığından kokmaktadır. Pis-Ergene banyo yap telkinleri bir işe yaramaz. Üst baş bu dönemde mecbur kalınmadan değiştirilmez çünkü o temizdir. Evladınızı -henüz öpmenize izin veriyodur-burnunuzu kapatarak öpersiniz. Bu süreç maalesef 6 ayla 1 sene arasında sürmekte.
Öyle ki bir veli toplantısı sırasında dertleştiğim bir arkadaşla utana sıkıla zorla banyo yapıyor, kokuyorsun kızım diyorum dinlemiyor dediğimde sohbeti kenardan dinleyen hanımlardan sizin ki de mi yapmıyor, bizim oğlan da öyle... Vallahi bizim kız saçları yağ içinde dolaşıyor... cümleleri arka arkaya dökülmeye başlamıştı. O gün anladım ki bu tüm anneleri dert sahibi yapan ortak bir konuydu.
Banyo gibi en temel konuda bile sürekli uyarı halinde olan ebeveyn aslında bir sonraki daha da artacak gerilime hazırlandığının farkında değildir.
Pik-ergenlik: Tebrikler artık tam anlamıyla bir ergen anasısınız. Ergen artık hayatın anlam ya da anlamsızlığı çözmüş bir yol göstericiye ihtiyacı kalmamıştır. Kesinlikle kendi doğruları vardır ve bunlar herkes için doğrudur. Toplum kuralları, aile kuralları sonradan uydurulmuş gereksiz şeylerdir. O kendi hayatını yaşayacak olgunluktadır. Hiçbir kuralı kabul etmek istemez. Arkadaşlarıyla ilgili eleştri kabul etmez. Kemal Tahir bir romanında ergenliği "öyle zamanlardı ki taşı havaya atar kafamızı altına uzatırdık, korkusuzduk, bize bir şey olmaz zannederdik " diyor.
Usta güzel tanımlamış, üstüne söz söylemek hadsizlik olur.
Fakat sadece korkusuz olslar iyi, bir de hadsiz oluyor veletler.
YALAN SÖYLÜYORSUN!!!!
Küçük kızım parkta oyun oynuyor bende ordaki birkaç hanımla sohbet ediyorum, o gün yaşadığım bir olayı anlatıyorum. Konunun hiç önemi yok şöyle bir şey dedim:
--- Yahu çok da yakın değilim 500-600 metre bir mesafe var aramızda
Yandan benim pik-ergenin sesi bağırarak
---- Yalan söylüyorsunnnnn, dedi.
Allahım kadınları çok tanımam onlar beni tanımaz komşuluk yaptığım insanlar ben ne d iyo bu diyorum, kulaklarım yanıyor, kan beynime çıkmış, yer mi yarılsa, ben mi içine girsem, yoksa direkt benim ergeni mi gömsem modundayım. Kadınlar bir bana bir ergene tuhaf tuhaf bakıyorlar... Bir de çocuktan al haberi diye algı var toplumda... benim hükmüm verilmiş kararım bekleniyor.
Dişler çok önemlidir insanın sinirle baş etmesin de .Onlara sığındım sıktım sıktım sıktım garipleri.
Sadece gergin bir sesle yalan olan ne diyebildim,
Ergen kendinden emin dün bu olayı anlattığında 400-500 m demiştin şimdi 500-600 metre diyorsun yalan söylüyorsun dedi.
---İşte o yüz metre benim hayatım da hseyin bold kadar önemli bir andır.
Yahu en çok da anlamadığım eve gelen misafirden sana ne ey ergen sana ne !!! Niye geliyor bunlar, evleri yok mu ,niye bizdeler, gelmesinler... Sana ne! Odan var zaten, çıkıp ta hal hatır sormuyorsun niye laf ediyorsun be çocuğum...
Evde seslerin en çok yükseldiği, kapıların çarpıldığı, sen benimle annenle nasıl konuşuyorsunların uçuştuğu, ailenin bir birine düştüğü, biz naptık da çocuk böyle oldu süreci başlamıştır.
Çocuğun kesinlikle ailenin genellikle koca tarafından istenmeyen sevilmeyen akrabalara benzetildiği –aynı senin dayının kızı işte o da bunun gibi- bir dönemdir.
Bu süreçte eşime " senin ürememen lazım mış bütün kötü genlerini kızıma aktarmışsın" dediğimi bilirim.
Yine bir gün sporun ergenler üstünde ki olumlu etkisi olduğunu düşünerek kızımızı basketbol okuluna yazdırdık. Sömestr tatilinde Antalya'da kampa gidileceti. Bende bir kız anası olarak çocuğumun başında kampa katıldım. Evde hazırlıkları yaparken benim ki yanıma geldi
---Anne alyansını niye taktın sen alyans takmazsın ki dedi.
---Kızım şimdi baban da yanımızda yok kamp ortamı yanlış bir şey olmasın diye takdım.
---Niye ki anlamdım (anlamazlar dik dik sorarlar)
---Annecim baban yok ya etrafta başka insanlar da olacak bekar bir anne olarak görünmek istemedim
---Haaa,Anne sanki prim time da giderin varda sen deki bu özgüveni hiç anlamadım .dedi...
Ah kızım ah ergen annesi olup da özgüveni kalmış bir kadın var mıdır acaba. Sonsuz eleştri ve dik dik laflara bizi zaten sıfırladınız .
Çok geceler bu çocuğun hamurunu biz yoğurduk ne oldu da böyle oldu nerde hata yaptık diye sorguladığım olmuştur. Ta ki okuduğum bir kitap algımı ufkumu değiştirene kadar.
Sevgili dostlar bir beyin cerrahı tarafından yazılmış bu kitapta yapılan mr çekimlerinde beynin ergenliğe girmesiyle birlikte belli bir kısmının boşalarak şekil değiştirdiği görülmüş. Bunun nedeninin ise yetişkinliğe hazırlanan beynin geliştireceği bazı yetiler için kendine yer açtığı şeklinde yorumlanmış. Ergenlik=boş beyin
Bu da demek oluyor ki; çocuğunuz bu dönemde yaşadıklarını daha sonra davranış olarak devam ettirmeyecek sadece onun beyni boş ...ondan, ondan evet ondan böyle 😊
Post-ergen: Bence biz bu dönemin içine yavaş yavaş giriyoruz. 20 yaşında kızı olan bir arkadaşımla dertleşirken sabret 17 yaşında rahatlamaya başlayacak dedi. Bende daha 3 sene var o zamana kadar ben dayanamam dedim. Benim kızım da böyleydi 17 yaşında davranışları değişmeye başladı inan bana değişecek dedi.Artık ne kadar bunaldıysam tamam ben 17 ye dayanırım ama değişmezse kapına getirir bırakırım sen uğraşırsın demiştim.
Sanırım o haklıymış bebek adımlarıyla olumlu değişim başladı. Değişim küçük olsa da bizde ki etkisi logoritmik bir etki. Ya da daha basit anlatımıyla şöyle söyleyelim bebekken gazını çıkardıklarında duyduğunuz sevinç var ya onun gibi desem... siz anladınız, paha biçilmez
Artık çok sık olmasa da size herhangi bir konuda fikir danışabiliyor onu bırakın çok işine gelirse uygulayabiliyor. Alışverişe beraber çıkmaktan rahatsız olmuyor beğenilerinizi dikkate alıyor. Kapılar vurulmuyor, bağırma var, o bitmiyor, şimdi yalan yok kimseyi kandırmayalım.
Ergen anaları, kardeşlerim, dayanın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ergen anası
HumorHayatı algılamaya çalışan ergeni, anlamaya çalışan bir annenin mizahi dramı.Aynalar kuruldu.Ey ergenler bu güne kadar biz anneler sizi anlamaya çalıştık,şimdi sıra sizde.Bizde çocuktuk,sizden çok farklı ortamlarda büyüdük.Neşeli komik anılarla iki h...