♧4.BÖLÜM♧

63 20 4
                                    

   Gözüme gelen güneş ışıklarıyla yeni bir güne daha uyanmıştım. Etrafıma baktığımda hala o iğrenç hastane odasında olduğumu hatırladım. Neyse ki bugün buradan çıkıyordum. Yan tarafımdaki iki insanın rahatça sığabileceği kadar büyük olan koltuğa baktığımda annemin rahatsız olduğu her halinden belli olan bir biçimde yattığını görüyordum. Kalkıp üzerini örtmek istesemde kolumda bulunan serum maalesef buna izin vermiyordu. Aslında annemin uyuyor olması bir yandan da işime geliyordu. Çünkü yalnız kaldığım tek fırsatın bu olduğunu ve bundan sonra da bu olacağını hissediyordum.
Elimi uzatıp incelemeye başladım. Son günlerde ne kadar garip şeyler yaşıyordum. Dün elimde beliren yazılara tekrar baktığımda hiçbir şey olmadığını gördüm. Ne yazı ne de bir iz. Elime odaklanmaya çalıştığım an tekrardan beni esiri altına alan hissi hissetmeye başladım. Bu sefer elimde yazı çıkmıyordu, aksine kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Sanki bana bir şeyler söylemeye çalışan birisi vardı. Gözlerimi kapatıp tekrar kendimi bu hisse odaklamaya çalıştım. Yavaş yavaş zihnime fısıldayan kelimeleri seçebiliyordum.

'Buradan.'

Annemin yatağın kenarındaki saksıyı düşürmesiyle kendime geldim. Korku dolu gözlerle bana bakan Mersa ve annem, gözlerinin arkasındaki korkuyla endişeyi de beraberinde getiriyordu.

"Yalnız kalmaya ihtiyacım var."
Yalnız kalmaya gerçekten ihtiyacım olduğunu biliyordum. Tabiki bu kendim için değildi. Duyduğum, algıladığım kelimeleri toparlayıp bir cümle haline getirebilmem içindi. Tek başıma odaklanmadan bu gizemi çözebileceğimi düşünmüyordum. O yüzden buradan mümkün olduğu kadar çabuk gitmelilerdi.

"Alya, kötü görünüyorsun seni bu halde nasıl yalnız bırakabiliriz?" Diyen Mersa'ya bıkkınlık içerisinde gözlerimi devirirken bir yandan da ikna edebilmek için ne yapmam gerektiğini düşünüyordum.

"Başkanla görüşeceğim. Tek gidersem daha rahat konuşabileceğimi düşünüyorum."

"Tamam, o halde sana sadece 4 saat veriyorum. 4 saat içerisinde evde ol." Annemin fikrimi onaylaması bende bir sevinç edası yaratmıştı. 4 saat boyunca düşünüp odaklanacak bir zamanım olacaktı. Tek başıma.
Kafamı onayladığımı belirtircesine hareket ettirip çıkış işlemlerimi yapacak doktoru sevinçle beklemeye başladım.
Kısa bir süre sonunda doktor gelip çıkabileceğimi söylerek gitmişti. Annemin ve Mersa'nın yardımıyla eşyalarımı toplayarak hazırlanmamı sonlandırmıştım. Artık buradan çıkacağım için mutluydum. Son kez etrafıma baktığımda annemin dolu olan gözleriyle karşılaştım. Hemen yanına gidip ellerini tuttum. 

"Ne oldu, neden doldu o güzel gözlerin?" 

"Seni tek başına göndermeye içim el vermiyor. Ya tekrar başına bir şey gelirse?" Endişelenmesini anlayabiliyordum ve elimden geldiği kadar anlayış göstermeye çalışıyordum.

"Anlıyorum, ama üzülmene gerek yok bana kalırsa bu olanlar sadece bir kazaydı." Tabii ki de başıma gelenleri bir kaza olarak görmüyordum. Fakat annemi biraz da olsa rahatlatabilmek için böyle demem daha iyiydi. 

"Umarım öyledir. Hadi git sen eşyalarını biz bırakırız eve. Vakit kaybetme ve hızlı gel."

"Tamam. Görüşürüz o zaman." Diyerek hastaneyi terk ettim. 

Bir süre yürüdüğümde şehrin tenha bir yerinde kalan ormana gelmiştim. Ormanın girişinde durarak ağaçlara baktım. Böyle yerleri özlemiştim. İçeriye doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladığımda bir yandan da ağaçlara ve yapraklarına dokunuyordum. Ruhumu rahatlatıyordu. Büyük bir ağaç gördüğümde altına oturdum. Derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım. Elimden geldiği kadar odaklanmaya çalışıyordum. Zihnim buğulanırken hafif bir esinti bedenimi sarıyordu. Yavaş yavaş kelimeler gözlerimin önüne gelmeye başladı. Önce yazılan 'B' harfiydi. Sonrasında oluşacak kelimenin yeni harfleri de arkasına sıralanmıştı. Kelime apaçık gözlerimin önündeydi. Şaşırmıştım.

'BURADA' 

Burada, evet ama kim, ne burada? Etraftaki rüzgar arttığında arkamdan bir yaprak sesi geldiğinde korkarak gözlerimi açıp ayağa kalktım. Etrafıma hızlıca göz gezdirdiğimde kimseyi görememiştim. Bu durum artık canımı sıkmaya başlamıştı. Aniden arkamdan biri omzuma dokunduğunda korkuyla ağzımdan bir çığlık kaçtı. Hızla bana dokunan kişiye baktığımda onun Ege olduğunu gördüm. Şaşkın bir şekilde ona bakarken ağzından çıkan kelimeler daha da şaşırmama ve mideme bir ağrı girmesine sebep olmuştu. O konuşurken ağzından çıkan her kelime rüzgarı daha da arttırmaya yetmişti.


"Merhaba kardeşim. Sonunda buluşabildik."

SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin