JENNİE
"Alo Lisa, ben Taehyung ile beaberim. Merak etmeyin tamam mı? Zaten gecenin körü, merak eden de yok sanırım." dedim umutsuzca.
"Ooo, ne yapıyorsunuz? Ayrıca Tae ile olduğunu biliyoruz salak. Tae bize söylemişti. Ne oldu eğlendiniz mi?" dediğinde iç çektim.Hayatım boyunca bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum...
"Hastane köşelerinde ne kadar eğleniyor olabiliriz ki?" dediğimde şaşkın bir ses çıkardı.
"Ne? Sevinçten kalp krizi falan mı geçirdin? Ne hastanesi ya?"
"Yanlışlıkla bir adamın göbeğini ısırdım. Sonra o da bana vuracakken Taehyung adama kafa attı. Adam Taehyung' Kafa atarken geri çekilince duvara kafa attı. Sonra bayıldı falan..." dediğini hazmettikten sonra kahkahalara boğuldu."Harbiden ne romantik bir geceymiş..." dediğinde sinirle konuştum. Hoşlandığım çocuk ile yıllar sonra baş başa Bişey yapacağımız zaman bunların olması üzerime kara bir bulut çekmişti ki, konuşmak için o mükemmel çenemi hareket ettirmek bile istemiyorum...
"Asıl romantizmi Gay patronum ile yaşamam ayrı bir güzellik zaten." diye fısıldadım, çünkü hemen karşımda Taehyung vardı.
"Ne? Gay miymiş? Yani erkeklerden mi hoşlanıyor?" dediğinde nedensizce iç çektim.
"Evet." dedim kestirip atarken.
"Ziyanı yok, mükemmel erkek diye bişey yok." dediğinde birden beklemediğim bir hamle olduğu için şaşırdım."Aa, ne saçmalıyorsun sen! Ayrıca ben araştırdım. Hakkında daha önce de bununla ilgili bir teori vardı. Yani bana yalan da söylemiyor." dediğimde iç çekti.
"Yakışıklı mı?" dedi fısıldayarak.
"Maalesef, her eşcinsel erkek gibi o da fişek gibi yakışıklı." dedim tekrar iç çekip. Kız neşeli bir ses çıkardı.
"Yoksa?" dediğinde üzgün yüzüm ile konuştum.
"Evet, bacak kasları var..."
"Kıyamam ya, üzülme arkadaşım bence gay değil..." dediğinde inanmaz gibi bir ses çıkardım. "Ne çabuk vazgeçtin Taehyung aşkından?" diye eklediğinde surat astım.
"Taehyung'a kalpten duygular ile bağlıyım fakat, patronun bacak kasları ve tapılası yakışıklılıkta olan yüzü yakından bakılınca kendine hayran bırakacak cinsten..." dediğimde onunla beraber kıkırdadım."Jennie kendimi lise zamanında gibi hissediyorum..." dediğinde daha da güldüm.
"Geç onu bunu da senden ne haber? Hala herkesten nefret etmeye devam mı ediyorsun?" dediğimde iç çekti.
"Boşver ya, burada benim kalpsizliğimi mi konuşacağız?" dediğinde gülmem durdu ve nadir olan ciddi ifademi takınıp konuştum.
"Bence Jimin'e bir şans vermen gerek." dediğimde iç çekti.
"Kapat telefonu! Açma şu konuyu!" diyip suratıma kapattı telefonu. Bana odaklanmış bakan Taehyung'a mahcup bir gülüş attım. O ise gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı.Doktor çıktığı an ikimizde ayağa kalkıp ona yöneldik. Bayan doktor gülerek konuştu.
"Beyefendi oldukça iyi ancak, psikolojik olarak biraz sıkıntılı. Panik atak geçirmiş ve travma yaşamış." dediğinde gülmemek için kendimi sıkıyordum. Tae de.
"Sağolun. " dedik ikimizde kadın iyi aksamlar dileyip giderken Taehyung kahkahalar atarak konuştu.
"Nasıl yapıyorsun bu yaşlı adamları delirtmeyi? Ayrıca çok yazık oldu adama, sadece güvenlik görevlisiymiş aslında... " kıkırdadım.
"Ama ne yapayım Tae, sonuçta çok gergindim o an.*
"Tamam da, zombi gibi adamın üstüne saldırıp ısırmak ne?" dediğinde kafamı yere eğdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMOUR ET MEURTRE (JENKOOK)
Fanfiction"Strong woman Do Bong Soon filminden ilham alınmıştır." Bugün yine haberlerdeydim, gördüğüm kadarı ile beni yakalamaya biraz bile yakın değilsiniz. Sen ve patronun Jeon. Biliyorum beni durdurmak istiyorsun ama, kabullenmek zorundasın. Öldürmek canla...