2 arkadaşımla birlikte tatilin son haftasında ailem memlekete gideceğinden mükemmel bir gece geçirecektik. Arkadaşlarım murat ve Nurcan ile planımızı yaptık ve akşam üzeri 5 civarı mahallede buluştuk, markete geçip gece için abur cubur aldıktan sonra eve geçip hazırlık yaptık. Özellikle seçtiğim Siccin ve Üç Harfliler:Marid filmlerini İnternet'ten indirdikten sonra yemek yapmaya, muhabbet etmeye başladık. Güzel bir gece olacağını hissediyordum, içim kıpır kıpırdı. Yemeği hazırladıktan sonra vakit kaybetmeden sofraya oturduk. Murat mezuna kalmış ve yoğun bir dönemden geçiyordu, ablasını trafik kazasında kaybetmişti ve kendisini hala tam olarak toplayamamıştı. Aslında bu gecenin en çok onun için eğlenceli geçmesini istiyordum. Nurcan ise ailevi sorunları yüzünden okulu bırakmış ve bir tekstil atölyesinde çalışıyordu. Ailesine yardımcı olmak ona kalmıştı çünkü babası yatalak ve annesininde çalışmaya gücü yoktu. Her şeye rağmen aramızdaki en pozitif insandı Nurcan. Tabi küçükken geçirdiği bir kaç korkutucu olayı saymazsak. Çay için kaynayan suyu yanlışlıkla tezgahın arkasındaki camdan aşağı düşürmüş ve hocanın söylediğine göre kaynar su bir varlığın çocuğunu yakmış ve bu yüzden varlık ona haftalarca musallat olmuştu. Sonunda hoca sayesinde kurtulmuş olmasına rağmen yaşadığı o birkaç haftanın hafızasından tamamen silinmesi gerçekten garibime gidiyordu, tam anlamıyla sıfırlanmış o haftalara dair hiçbir şey hatırlamıyordu. Murat'ın telefonuna gelen bildirim beni kendime getirmişti
"Fazla dalma öyle boğulursun" dedi murat.
Gülümsedim ve
"Yemekler bittiğine göre sofrayı kaldırıp film izlesek mi artık?" dedim.
Kalkıp ortalığı topladık ve Siccin'i izlemeye başladık, tabi ki bu durum Nurcan için çok zordu yaşadıkları yüzünden ancak onunda normal bir insan gibi hayatına devam etmesini istiyordum. Alışmalı ve normal biri gibi yaşamalıydı. Filmin ortalarında Murat Nurcan'a
"hiç gerçekten neye benzediklerini gördün mü?" Diye sordu.
Nurcan "sadece sesler ve duman" diye cevap verdi.
Bir süre suskunluktan sonra Murat "Hadi cin çağıralım" diye atıldı.
Nurcan kalkıp eşyalarını toplayamaya başladığında onu durdurup sakinleşmesini sağlamam gerekti.
"Sen onların neler yapabileceklerini tahmin edemezsin oğlum saçma sapan tekliflerde bulunma" diye çıkıştı.
Ortam gergindi ancak Murat'ı fikri ilgimi çektiğinden Nurcan ikna etmek için çok uğraştım ve sonunda ikna edebildim. Fincan ve harfleri kullanmaya karar verdik, parkenin üzerine çizdiğimiz çember şeklinde alfabenin ortasına fincan koyup parmaklarımızı birleştirdik fincanın üzerinde. İnternet'ten bulduğum ve burada sizlere anlatamayacağım duaları okuyarak bir takım farsça ve Arapça sözleri üçer defa tekrar ederek beklemeye başladık. Işıklar tabi ki kapalıydı ve ortamda hiç ses yoktu. Aslında gerçekten korkmaya başlamıştım bu sessizlikten ama bunu arkadaşlarıma hissettirmemeye çalışıyordum. Bir süre sessiz bekleyişten sonra
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞANMIŞ KORKUNÇ HİKAYELER (GÜNCEL)
TerrorDefalarca okuduğunuz hikayeleri veya farklı versiyonlarını okumaktan sıkılmadın mı ? Daha önce hiçbir yerde görmediğiniz, duymadığınız hikayelere hazır mısın ? Yaşanmış, gece uyku kaçıran, yalnız başına kalmana izin vermeyecek hikayeleri paylaşıyoru...