Yüzyılın Değişmediği Şehir

53.7K 917 401
                                    

KİRAZ

Evde kıyamet kopuyordu. Annem ayılıp bayılıyor. Yengemler evden cenaze çıkmış gibi ağıt yakıyordu. Ben hala kendime gelemedim.

Gözlerimi açmıştım ama beynim açılmamıştı. Her sabah aynısı olurdu, önce gözlerim sonra beynim sonra midem açılırdı. Bilincim ayrı bir boyuttu, ne zaman istese o zaman açılırdı. Bazen jetonum geç düşerdi.

Annem bana tip tip bakıyordu. Parçalamak istiyor ama parçalarsa da babam ona kızardı. Ne yapayım algılarım yok oldu abim kesin giderken onu da çaldı. Niye kızı çalmış acaba ? Evde ben varım kıza ihtiyacımız yok ki. İnsan niye insan çalar. Eşya mı bu ?

- Kız kalk bir şey yap. Durma gözümün önünde diye bağırdı annem.
- Bağırma kıza, onun suçu ne ?
Dönüp babama baktım. Her seferinde nasıl böyle yanımda duruyordu. Benim koruyucu meleğim. Beni korumak için hiçbir fırsatı kaçırmıyordu. Onu çok seviyordum ama beni anneme karşı savunmak zorunda kalması zoruma gidiyordu. Her seferinde sadece anneme karşı savunurdu. Çocukluğumda bir bardak kırsam annem beni dövmekten beter ederdi. Babam araya girmese bana daha neler yapıyordu.

Salak Kiraz. Ailen ne durumda sen hâlâ be düşünüyorsun ? Babama baktım. Herkese karşı soğuk duruşu bana bakınca değişiyordu. Gözleri sıcacıktı. Benim koruyucu meleğim. Ayağa kalkıp mutfağa gittim. Çay iyi gider. Mutfakta yemek hazırlığı yaptıktan sonra içeri ağıtçıların yanına gittim.

- Kalkın biraz yemek yiyelim. Olacakları sonra düşünürüz.
- Benim oğlum  kim bilir nerede ? Sen kalkıp ne diyorsun ? Delirdin mi ? Yemek falan yemem.
- Anne sen yemek yemeyince sorunlar çözülmeyecek.
- Dili papuç kadar görmüyor musun bana neler diyor dedi babama.

- Kız haklı kalkın çocukları yedirin evden cenaze çıkmadı.
- Sen ne diyorsun ...
Babam annemin lafını kesti.
- Bu evin Reisi hâlâ benim. Bir çaresine bakacağım.
Canım babam, her zaman bir çaresine bakar , zaten. Ben ona güveniyorum.

Çocukları doyurdum, annem sinirle söyleniyordu. Abim ve babam çıktılar. Amcamlar, dayımlar herkes bizdeydi. Sürekli cenaze çıkmadı evden bunlar niye böyle yapıyor diye içimden geçiriyordum.

Amcam onlar büyük bir aile kesin oğlunu öldürecekler deyip duruyordu. İçim kararmıştı. Kapı çalınca bakmaya gittim. Amcamlar hepsi arkamdan geliyordu. Allahım sen sabır ver. Bizim eve gelecek halleri yoktu ya. Bellerin de silah gezip duruyorlar.

Kapıyı açtım. Arkamdan kim o diye şöyle, saf mısın diye şeyler söylüyorlardı, takmadım. Diğer amcam küfür ediyordu. Karşımda Mert'i görünce şaşırdım. Pek bize gelmezdi.
- Mert ...
- Kiraz neredesin sen ya ? Sürekli seni arıyorum şimdi de telefonun kapandı. Arkama bakıp da amcamları onun çocuklarını falan görünce sustu.
- Merhaba dedi elini sallayarak.

Ahh Mert ya senin bu salaklığın beni öldürecek. Sırıtıyor bir de. Amcamlar Mert için babamı çok uyarmıştı. Bu yüzden tanıyorlardı.
- Bizim derdimize bak onların keyfine bak diye söylendi. Tipik küfürbaz amcam söylene söylene gidiyordu. Bizi yalnız bıraktılar. Kapıya çıktım.
- Kiraz ...
Kendimi tutamayıp Mert'e sarıldım. O da kollarını bana doladı. Ağlamak istemiyordum ama ona sarılınca kötü oldum.

- Geçti tamam geçti Kiraz.
- Ne geçti Mert ? Abim gidip kız kaçırıyor, babam ve diğer abim ortalarda yok. Hepimize ne olacağı belli değil.
- Saçmalama Kiraz. Kaçıncı yüzyıl da yaşıyoruz.
Ona sinirle baktım.
- Burası yüzyılın değişmediği şehir. Hâlâ alışamadın bu duruma.

Kafasını haklısın der gibi salladı. Aklı mantığı almıyordu ama yapacak bir şey yoktu. Burası farklı bir dünyaydı.
- Ne olacak şimdi ? dedi sesi ilk defa çaresizce geliyordu.
Ona baktım. Ne diyebilirim ki ? Korkmasını istemiyordum. Ona abimleri öldürebilirler, bizi öldürebilirler ya da bedel isteyebilirler diyemezdim.

Barbar +21Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin