esintili bir ekim sabahıydı
mı desem?
seni güzel bir havada tanımamış olabilirim
yalan söyleyemem
tonlarca şair olma hevesindeki gençlerin
oturup kalktığı banklardan birinde
sana saatlerce dizeler yazmamış
hevesi kursağında kalan gençlerin oturup kalktığı banklardan birinde
ardından günlerce beklememiş olabilirim
aşkı burnundan soluyan adamların
oturup cigara yaktığı banklardan birinde
ceketsiz kalıp üşümüş olabilirim
yalan nasıl söyleyeyim?
yokuş aşağı bir yolda ellerimi ilk tuttuğun zaman,
nasıl çöpte iki kedi kavga ettiyse,
vapurlar kalktıysa, öttüyse, duyduysak
o hayran bırakıcı konuşmalarından biri bölünmüşse
ellerim terlemişse avuçlarının içinde
gözlerinin içi parlak parlak kara bulutlar üstümüzde
dudakların hareket ederken dinliyor gibi yaptıysam kimi zaman
bu seni sevdiğim anlamına geliyor olamaz
kızdıysam,
bakışlarımın altında kaldıysan
beni gökten aşağı düşen yağmur tanesi gibi
hiddetlendirdiysen
anneni üzdüğün gibi üzdüysen
seni sevmediğim anlamına da geliyor olamaz
hem tüm bunlar
hele bir de sevdiğimi söylediysem
aksi iddia edilemez
ellerimi ilk tuttuğun zaman
yokuş aşağı indiğimiz gün
avuç içlerinde su gibi akan teri hissettiğim gün
gözlerin dudaklarıma bakıyorken parlak parlak
küçük çocuk çiçeğin yapraklarını koparıyorsa birer birer
yokuş aşağı inen yolda arabalar geçip gidecekken belki
sen beni durdurmuşsan aniden
kutsal sayman o günü,
kutsal olmasının sebebi o günün,
ellerimi kavramış olmansa
beni o gece öpmüş olman hayallerimden
sevilerimden hafifçe
gözlerimizin içi parlak parlak
bir gecede yüreğimi öpmüşsen ıslak ıslak
bu beni sevdiğin anlamına geliyor olamaz
hem tüm bunlar
hele bir
hele gözleri parlak parlak bakan bir çocuk
canını nasıl alıyorsa çiçeklerin
yaprakların ardından döktüğümüz gözyaşları yaşatıyor bizi
hem tüm bunlar
yaşıyoruz demektir
yaşıyoruz anlamına geliyor olabilir her öpücüğünde canlanmamız
günahtır, Tanrı'ya diyemem bunu ben
öpüşlerin allahı olmuşsun başıma
geceleri bir başıma ıslak ıslak
tanrısız kalamam ben
14 feb, 2020
rly
