ep.1

233 26 14
                                    


Perdenin açılma sesini duymamla sabah olduğunu anlamıştım. Her sabah olduğu gibi abim gelir ve görüyormuşum gibi perdeyi açardı. Bir de saçlarımı okşayarak beni uyandırırdı.

Yine yanıma oturup tam saçımı okşayacakken onu korkutmayı düşünerek aniden doğrulup bağırdım.

"KGAAAAAH!!"

"NAPIYON LAN! MANYAK!" diye yerinden sıçramış, yatakta zıplamıştım. Uzun zamandır onu korkutamıyordum çünkü korkmuyordu. Sonunda başarıp kahkaha atmaya başlamıştım .

"Üzgünüm Abi, korkuttuysam çok mutluyum" dil çıkarıp tekrar kıkırdamaya başlamıştım. Büyük ihtimal beni dinlerken sonunda ondan özür dileyeceğimi düşünmüştü.

Beni sırt üstü yatırıp üzerime çıktı ve gıdıklamaya başladı. Gülmekten onu engelleyemiyordum bile. Az kalsın gülmekten ölecektim ki annemin odaya bağırarak girmesiyle abim hemen üstümden kalktı ve yere yapıştı.

"SABAH SABAH NE BU ENERJİ ÇOCUKLAR! BEN SANA KARDEŞİNİ UYANDIR VE KAHVALTIYA GELİN DEMEDİM Mİ? SESİNİZ TA SALONA KADAR GELİYOR! HADİ ARTIK!" Deyip çekip gitmişti. Evimiz müstakil ve geniş Bahçeli bir yerdeydi. İçide oldukça genişti. Evin alt katında abim ile benim odam, mutfak, salon yani oturma odası ve puppynin odası vardı. Üst kısmında ise misafir odası ve annemle babamın odası bulunuyordu. Tabii ki her kata özel tuvalet ve banyomuzda bulunuyordu.

Yataktan doğrulup ayağa kalktım. Abim annemden azarı yiyip hemen arkasından çıkıp gitmişti. Evi neredeyse ezberlediğim için elime çubuğu almadan odamdan çıktım. Duvarlara dokunarak ve kuvvetli hislerimle banyoya gidip yüzümü yıkadım. Ardından bağırarak salonun yakınında bulunan yemek masasına doğru yürümeye başladım.

"HYUNG BENİ OKULA BIRAKACAKSIN HABERİN OLSUN!" deyip salona bağlanan 3 basamağı çıkmaya başlamıştım.

"Oğlum ben bırakırdım seni? Abinin dışarıda başka işleri var?" demişti babam sakin bir tonla.

Başımı aşağı yukarı sallarken masaya oturdum. Elimi masaya koydum ve çatalı bulmaya çalışırken konuştum. "Abimin dışarıda ne işi var? Yine o kıza ders notlarını mı götürecek? "

Konuşurken karşımda oturan annem çatalımı eline alıp benim avcuma yerleştirdi. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya dahil oldu. Benim bu halime annem FAZLASIYLA üzülüyordu. "Evet. Bugünki kursa gidemeyecekmiş ve abin bugün ona bugünki kursta işlenen konuların fotokopilerini götürecek"

Moralimin düştüğünü belli etmeden çatalı parmaklarıma yerleştirip tabağımdakilerden yemeye başladım. "Tamam işte ona notları götürürken beni de okula götürür. Değil mi abi?" Dediğimde abim evet anlamında ağzı dolu şekilde bir şeyler dedi.

Ardından hızlıca tabağımdakileri bitirip sandalyeden kalktım. "Hazırlanıp geliyorum." Deyip yavaş ve dikkatli bir şekilde odama gittim. "HYUNG!!! KIYAFET SEÇMEM DE YARDIM EDER MİSİN?" diye bağırdığımda dolabın kapağını açmıştım.

"BEKLE! GELİYORUM!" Deyip terlik seslerinden koşarak geldiğini anlamıştım. Odaya direkt dalıp nefes nefese kalmış abime döndüm.

"Niye koştun?" gülümsedim.

"Çünkü Son ChungHee'ye geç kalıyorum." Kıkırdamış ve dolabımın dibine girmiş yüksek ihtimalle ütülü kıyafetlerime bakıyordu.

𑁍 light to my darkness Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin