killer part one

632 37 30
                                    

Seventeen ile birlikte kamp yapmaya geldin fakat geldiğiniz ormanda bir katil var ve sizin peşinizde. Olacakları anlatacağım.

××İlk başta herkes başka bir yere dağılırdı bir hata yaparak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

××İlk başta herkes başka bir yere dağılırdı bir hata yaparak.

××Öncelikle bu kampı planlayan S.Coups muhtemelen her zaman senin arkanda olacak, odaya saklanmanız gerektiğinde seni kendine çekip ağzınızı kapatacak.

××Eğer katil bulunduğunuz odaya girerse arkasından ona sopayla vuracak olan cesur üye Wonwoo olurdu, ikinizi de odadan çekip alırken arkasından Vernon katilden zaman almak için kapıyı kapatırdı.

××Katil ayılıncaya kadar depo odasına girerdiniz ve herkes fikirlerini söylerdi.

××Wonwoo evden kaçmayı teklif ederken Vernon itiraz eder S.Coups da
diğer üyeleri bulmamız gerektiğini söylerdi.

××Sonunda karara vardığınızda iki kişi iki kişi ayrılırdınız. Wonwoo seninle olurdu ve beraber çatıya çıkardınız. Merdivenlerden sessizce çıkarken arkandan belini tutardı, aynı zaman etrafı da kolaçan ederdi.

××Çatıya çıktığınızda yüzünüze tutulan el feneriyle ikinizde büyük bir kargaşaya sebep olarak çığlık atardınız.

××El fenerinin sahipleri The8 ve Jun olurdu, ikinizi susturup oradan uzaklaştırmaya çalıştırırdı. Artık yerinizi belli etmiştiniz ve güvende değildiniz.

××Çatıdan inmek için koca köşkün diğer tarafına dolaşırdınız ikinci bir merdivenden inmek için.

××Merdiveni bulduğunuzda ilk adımı Jun atardı.

××Adım atar atmaz merdivenin parçalanmasıyla aşağı düşen Jun hepinizi daha da telaşlandırmıştı.

××Bir kat aşağıdaki Jun düştüğü yerden yalpalayarak kalkıp merdivenin boşluğundan size sorun olmadığını diğer taraftan buluşmanızı söylerdi.

××"Bir fare bulundu"

××Katilin kalın ve çatallı sesiyle hepiniz korku dolmuştunuz, bu aksiyon bir yana bu adamın şakası yoktu. Maskesi vardı ve belindeki bıçaklar hiç masum değildi.

××Jun bir saniye beklemeden koşmaya başladığında siz de diğer merdivene gitme kararı aldınız ve katilin size olan bakışlarından korkuyla kaçtınız. Adam yerinizi az çok biliyordu artık.

××Diğer merdivene giderken The8 telefonuyla uğraşmıştı, telefon çekmiyordu. Wonwoo ise sessizce odalara girip içeriden kendimizi korumamız için herhangi bir şey bakıyordu.

××Merdivene ulaştığınızda The8 pes edip telefonu cebine koymuştu. Wonwoo ise harabe olan mutfaktan bıçaklar bulmuştu. Minik, çakımsı ve fırlatarak insanı deleceğine emin olduğu. En az 20 tane vardı ve bunların birazını keskin yeri dışarıya gelecek şekilde kemerini delerek oraya geçirdi. Birazı da The8'deydi. Ve iki tanesi de sende.

××Merdivenden inecekken gittikçe yaklaşan bir koşuşturma sesi geldi, tahtalar çığlık atıyordu. Ev sallanıyordu bu koşuşturmadan.

××Birkaç bağırıştan sonra hepsi kim olduğunu anlamıştı.

××Dino bağırıyordu, çok emin değillerdi. Duvarlardan yankı yaptığı için kelimeler temiz değildi. Fakat "Yapma" dediği belliydi.

××Wonwoo kaşlarını çatıp daha da sessizleşirken The8 elini saçından geçirdi stresle. Kampa gelirken böyle bir şey aklının ucundan bile geçmezdi, arkadaşlarının hayatının ve kendi hayatının tehlikede oluşu ona ağlama hissi serpiyordu.

××Hiçbiri konuşmayınca sen sözü aldın.

××"Ona bir şey olmamıştır değil mi?"

××Fısıldayışına karşın ikisi de sana döndü, gözlerindeki korkuyu, endişeyi ve psikolojilerinin kayboluşunu görebiliyordun.

××"Onları bulalım."

××deyişinin ardından öne çıkıp ses çıkarmadan aşağı indin, Wonwoo ve The8 de arkandaydı.

××Olabildiğince büyük, duvarlarının boyası soyulmuş bir holdeydiniz. Duvarlarda kimisi parçalanmış, kimisi tozdan gözükmeyen tablolar vardı.

××Az önce Jun'un olduğu yere gitmek mi yoksa onun kaçtığı tarafa mı gitmek diye düşündünüz kısa bir süre.

××Taa ki The8 "Dino'nun yanına gitmeliyiz" diyene kadar.

××Dediğine uydunuz fakat bir yanınızda Jun'a ne olduğu hakkında bir soruşturma vardı.

××Holde ilerlerken Wonwoo'nun dikkatini bir şey çekti. Pek aydınlık değildi bu eski köşk, bu yüzden yerdeki sıvıyı çözemiyordu.

××Eğilip sıvıyı parmağına bulaştırdığında, sıvının sıcak ve kırmızı olmasıyla ne yapacağını düşündü. Bu kan Dino'ya ait olabilirdi, ya da Jun'a belki de diğer üyelerden birine. Bu gerçek onun için şok ediciydi.

××The8 ve sen de kısa süre Wonwoo'nun parmağına baktığınızda anlamıştınız neler döndüğünü.

××Burası bir bilgisayar oyununa benziyordu ve öyle olmalıydı. En azından öyle umdunuz.

××En fazla bir dakika sonra Wonwoo kalktı çömeldiği yerden ve parmağını pantolonuna sürdü.

××Holün sonuna geldiğinizde en soldaki odaya doğru gittiniz, katil her yerde olabilirdi. Evet, ama üyeler de her yerde olabilirdi. Ses çıkaramıyorlardı.

××The8 arkayı kolaçan ederken sen kapıyı büyük bir çabayla sessizce açtın, hemen arkanda-The8'in önünde- olan Wonwoo'da herhangi bir durum için kemerine geçirdiği minik bıçakları tutuyordu.

××Odada en köşedeki bedenle sen kısa bir nefes verip yanına ilerledin.

××Dino'ydu, eli kolundaydı ve arkasını dönmüştü.

××Onu yavaşça önüne döndürdüğünde gördüklerin hoş değildi.

××Eliyle tanpon yaptığı yer hâlâ kanamakta olan bir yaraydı ve Dino baygınlıkla ayıklık arasında sallanıyordu.

××Arkandan uzatılan gömlekle kim olduğuna baktın ensenin üstünden.

××The8 üstündeki siyah gömleğini çıkarmış kan kaybını durdurman için sana uzatıyordu.

×××××××××××××××

Say the name! SEVENTEEN

killer | SEVENTEENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin