●Dünki cenazelerden sonra hiçbiri uyuyamamıştı, hastanenin üç kişilik odasında on kişiydiniz.
●Dün yakın arkadaşlarınızı toprağa vermiştiniz. Wonwoo'nun hastaneye gelinceye kadar duran kalbi hastanede yeniden hayata döndürmemişti biricik arkadaşınızı.
●Onu da toprağa emanet ettiğiniz. Dino, Seungkwan ve Woozi'nin yanına. Woozi'nin bedeninden kalan tek şey külleri bile olsa, o da girmişti toprağa.
●Hâlâ Mingyu ve Jeonghan dışında kimse katilin kim olduğunu bilmiyordu, Jeonghan Mingyu'ya mezara kadar saklamasını söylemişti.
●Cenaze gözlerinin önünden gitmiyordu.
●Beyin travması geçiren Vernon ve kemiği kırık olan The8 tekerlekli sandalyede gelmişti. Sense ayaktaydın fakat yüzünde sayısını bilemeyeceğim kadar bandaj, karnında ise zedelenmiş olan bölgelerin vardı.
●"Hâlâ inanamıyorum." dedi S.Coups.
●"Bizi kurtardı ama kendini yaktı. Hem de gerçek anlamda."
●En yakınını kaybeden Vernon gözyaşlarını tutamayarak hâlâ ağlarken kafasıyla onayladı hyungunu.
●Sen söz aldın bu sefer.
●"Onların yüzünü unutmak istemiyorum." dedin.
●"Ben de." diyerek tek tek katıldılar sana.
●"Genç öldüler, yapmak istedikleri çok şey vardı. Onlar yerine yapamaz mıyız?"
●"Ne yapacağız ki?"
●"Woozi bana bir keresinde öldüğünde mezarında çiçeklerin beyaz olmasını istediğini söylemişti. Mezarda bile sade olmak istiyordu, kimsenin ağlamamasını istediği söulemişti." dedi Jeonghan.
●Ardından Mingyu konuştu.
●"Wonwoo bilgisayar oyunlarını seviyor, hayali bir bilgisayar oyunu yaratmaktı. Hatta geçen ay bir firmayla elindekileri paylaştığını söylemişti."
●"Seungkwan şarkı söylemeyi çok severdi, bende ses kayıtları var." dedi Vernon çatallaşmış sesiyle arkadaşlarına katılırken.
●Ardından sen tekrar konuştun.
●"Dino?"
●"Onun almak istediği bir gemi vardı. Lego." dedi Dokyum.
●S.Coups ise hepinizin dediklerini toparladı ve hep yaptığı gibi plan kurup sizinle paylaştı.
●"Woozi için mezarını bembeyaz yapalım. Wonwoo için oyun firmasına mesaj atalım. Dino için de o legoyu alalım ve ona verelim. Seungkwan'ın kayıtlarını da YouTube'da paylaşalım."
