# Alamazsınız #

3.8K 149 25
                                    

Multimedya: Batı
Keyifli okumalar

Beliz' den devam:

Ağzıma gelen iğrenç tatla yataktan fırlayıp banyoya koştum. Arada oluyordu ama bu sefer ki farklıydı. Yüzümü yıkayıp aynadaki yansımama baktım. Aniden gelen sesle kafamı kapıya çevirdim. Kapıya dayanmış beni izliyordu

-" İyi misin? " Deyip yanıma geldi. Havluyu alıp yüzümü kuruladı

-" Değilim, miğdemi bulandırıyorsun" bir şey söylemesine izin vermeden yanından geçip odaya girdim. Karnım ağrıyordu. Normalde böyle şeyler olmazdı. Onu banyoda bırakmış olabilirim ama sert bakışlarını sırtımda hissediyordum.

-" Hazırlan, doktora gidicez "

-" Hayır, daha geçen hafta gittik"

-" Sana gelir misin diyen olmadı" kapıyı açıp çıktı. Giyinirken bakışlarım karnıma indi. Hamile olduğumu öğrendiğim zaman karnıma tırnaklarımı geçirmiştim. Çiziklerin üzeri kabuk tutmuştu. Sıraç bunu görse tepkisini düşünemiyorum. Ellerim karnımın üzerindeki yaralara gitti. Ona bu kadar bağlanıcağımı bilseydim ona zarar vermeye çalışmazdım. Üzerimi giyinip aşağı indim. Sıraç beni kapıda bekliyordu.
Sessiz süren bir yolculuktan sonra hastaneye gelmiştik. Arabadan inip içeriye girmiştik. Benimse gözlerim hala Sıraç'ın belime doladığı koldaydı. Doktorun odasına gelince kapıyı çalıp içeri girdi tabi ben de arkasından. Yine tüm neşesiyle Aylin hanım bizi karşıladı.

-" Hoşgeldiniz " deyip Sıraç' a elini uzattı.

-" Hoşbulduk" deyip kadının elini sıktı. Aylin Hanım aynı şekilde elini bu sefer bana uzattı.

-" Sizde hoşgeldiniz Beliz Hanım " elini sıkıp gülümsedim.

-" Sizi şöyle alıyım " deyip sedyeyi gösterdi. Sedyeye uzandım. Sıraç' da hemen başımda dikiliyordu. Doktor sedyenin yanındaki sandalyeye oturdu. Sıraç elimi tutunca çekmeye çalıştım. Bırakmak bir yana elimdeki eli daha da sıkılaştı. Boş verip önüme döndüm.

-" Karnınızı açın Beliz Hanım " Hayır kesinlikle Sıraç buradayken açamazdım. Bakışlarım tepemdeki Sıraç' a kaydı. Kaşları çatılmıştı. Açmaktan başka çarem yok. Elim usulca tişörtümün eteğine gitti. Gözlerimi kapatıp tişörtümü sıyırdım. Ne olursa olsun artık. Gözlerimi yavaşça açıp doktora baktım çünkü Sıraç' a bakıcak cesaretim yoktu. Tuttuğu elimi daha çok sıktı. Biraz daha sıkmaya devam ederse kemiklerim kırılırdı. Acıdan dolmuş gözlerimle Sıraç' a baktım. O ise karnıma bakıyordu. Doktorun karnıma sürdüğü soğuk jelle ürperdim. Ultrason cihazını karnımda gezdirmeye başlayınca hepimiz küçük ekrana döndük. Oraya odaklanamıyordum çünkü elim fazlasıyla acıyordu. Doktor

-" İşte burda " deyip ekranda bir karaltıyı gösterdi. Sıraç' ın eli gevşeyince elimi kurtardım.

-" Bir şey gözükmüyor " diyen Sıraç' a doktor gülümseyerek cevap verdi

-" Sıraç Bey daha 2,5 aylık olduğu için hala küçük bir nokta " küçük bir nokta olabilir ama bu onu hissetmeme engel değildi. Doktorun verdiği peçeteyle karnımı silip sedyeden kalktım. Sıraç doktorla birlikte masaya yaklaştı. Bende yanlarına geçtim. Sol koltukta ben sağ koltukta Sıraç oturuyordu. Sıraç pür dikkat doktoru dinliyordu

-" Hamileliğin üçüncü ayına girdiğiniz için bulantılarınız gayet normal Beliz hanım. Karın ağrınıza gelirsek fazla stresten kaynaklanıyor bu da bebeğe zarar verebilir bu yüzden stresten gerektikçe uzak durun ve  beslenmenize de dikkat edin " doktor bunları sıralarken Sıraç bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Sıraç ayaklanınca ben de kalktım doktorla vedalaşıp odadan çıktı. Beni beklemeden çıkmıştı. Onu boşverip doktora ayak üstü merak ettiğim birkaç soru sordum. Sorularımın cevabını alırken kapı gürültüyle açıldı içeri Sıraç girmişti konuşmamız bitmeden kolumdan tutup dışarı sürükledi

-" Ne yapıyorsun? Daha konuşmamız bitmemişti"

-" Kapa çeneni ! " Arabaya gelince kapıyı açıp bindirdi. Sürücü koltuğuna geçince arabayı çalıştırdı. Direksiyonu tutan parmakları beyazlamıştı.

-" O KARNININ HALİ NEYDİ ?" İşte beklediğim soru gelmişti.
Sustum çünkü vericek cevabım yoktu.

-" Bana cevap ver! Neden yaptın? Bu kadar mı nefret ettin ondan? "

-" Ondan değil, senden nefret ediyorum " araba aniden fren yapınca öne doğru savruldum. Ellerini direksiyona vurup çenemi sıkıp kafamı kendine doğru çevirdi.

-" Dua et, o karnında... Yoksa bedelini çok ağır öderdin" deyip kafamı arkaya savurdu.

Öykü' den:

Onu görmezden gelip, Buğra ve Oğuz' un yanına gittim. Oğuz biraz uzakta gitar çalıyordu. Buğra ise büfedeki bardakları diziyordu. Yanına gidip bar taburesine oturdum

-" Buğra, onun burda ne işi var ?" Diyerek Batı' yı gösterdim.

-" Bilmiyorum, ama güzel bir dayağı hakettiği kesin "

-" Tamam, takma şunu"

-" Eee ne alırsınız Öyküsü Hanım " Buğra bana hep Öyküsü derdi hatta yanlızca ciddi durumlarda Öykü derdi.
Ellerimi yanağıma koyup

-" Hmm bilmem, elma suyu olabilir " kafasını sallayıp arkadaki şişelere yöneldi. Arkamı dönüp Batı' ya baktım. Başka bir tarafa bakıyordu ama ben baktığım an gözlerimiz kesişti. Hemen önüme döndüm. Buğra elma suyu dolu olan bardağı önüme koyup

-" Öyküsü  büfeye bak, yengenle konuşucam" deyip sırıttı. Büfeden çıkınca yerine ben geçtim. Barmenlik tecrübem olmamıştı, hadi hayırlısı" etrafımı izlerken içeri giren Yiğit'i gördüm. Siyah bir gömlek ve kot pantolon giymişti. Gelen sesle gözlerimi ondan çektim

-" Bakar mısın? Güzellik " bu ses tabi ki Batı' ya aitti

-" Ne var ?"

-" Çok ayıp Öykü, ne alırsınız ?demelisin " gözlerimi devirerek

-" Ne alırsınız ? " Dedim başta şaşırdı

-" Seni alamıyormuyuz ?" Cevap vereceğim sırada Yiğit

-" Alamıyorsunuz !" Deyip kafayı gömdü. Batı yere serilirken Yiğit kolumu tutup çıkışa sürükledi.



Merhaba arkadaşlar umarım beğenirsiniz

Kelime sayısı: 725

Voteyi unutmayın 🤩

Sizi seviyorum ♥️😘

♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️

AŞK VE İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin