9 coming rut

3.5K 283 138
                                    

Sekizi okumayı unutmayın
Olası yazım yanlışları!
Medyadaki şarkıyı silemiyorum şakasız

Omega gecenin birinde eve titreye titreye girdiğinde, neyseki bu kez kendini karşılayan bir annesi yoktu. Buna şükrediyordu; nihayetinde ne onu dinleyecek, ne de yakınmalarına cevap verecek gücü bulamıyordu kendinde. Tek istediği sıcak odasına girmek, yatağının içine kıvrılmak ve ürkek kurdunu biraz olsun sakinleştirebilmeyi ummaktı. Sebebini pek mantıklı bulmasa dahi, ürkek omegasının üzerine gitmek hiçbir zaman iyi bir seçenek olmazdı.

Odasından içeri girerken, ceketini çıkarıp yatağa koyarken bu konu hakkında düşünmeye devam etti. Örtünün altına girdi; bir gece daha burnunun dibinde alfanın kokusunu soluyordu. Siyah kurdun ceketini giymese bile şu an göğsüne yapıştırmış, bir olmuştu adeta. Gözlerini kapattığında, alfadan korkan ürkek omegasını sakinleştirirken sığındığı şey yine aynı alfaydı. Komikti, kurdu da ya durumun saçmalığını fark edemeyecek kadar korkmuş ya da darmadağındı.

Personel odasının önünde duyduğu o kızgın alfa sesleri hâlâ kulaklarında bir kalp atışı gibiydi omeganın. Kurdu dert etmişti belli ki, sürekli zihninde dönüyordu sesler, görüntüler. Alfasının kızgın ses tonu beyninde bir levha gibiydi ve Jimin sürekli o levhaya çarpıp yuvarlanıyordu. Hırlamasını, tüm hiddetini istemsizce kendi üzerine alınıyordu omega. Biliyordu, doğru olan bu değildi fakat elden ne gelirdi? Jimin kurdunu ikna edemiyordu. Namjoon ile kavga eden Jeon'un sinirli olduğu kişi aslında Jimin'di sanki. Alfası ona sinirlenmiş, ona kızmıştı. Tek bir itiraz dahi yok, kurdu suçlu olanın Jimin olduğunu söylüyordu. Kokusunu yaymasa, o kadar uyarılmasa başka bir alfanın, ona yardım etmeye çalışan öğretmenin günahını almayacak; Jeon'un bu kadar sinirlenmesine neden olmayacaklardı.

Her şey bir karmaşaydı. Ve her zamankinden farksız, omeganın kurdu her şeyi daha zor bir hale sokuyordu.

Jimin kendini niçin suçlu hissettiğini, niçin bu kadar korktuğunu ve o anlarda Jeon'dan neden uzaklaşmak istediğini bilmiyordu. Kalıp alfasını sakinleştirmeliydi -hayır, Jeon kavga sonrası yanına gelmeli ve Jimin'i teselli etmeliydi. Omegasına sinirli olmadığını, tüm sinirinin başka bir alfaya olduğunu sakince açıklamalıydı. Ne var ki yapamazdı değil mi? Arkadaşı çoktan onu Jeon'un yanından uzaklaştırmıştı. Omeganın titreyen bedenini biraz olsun dindirmeye çalışan Jin'di, alfası Jeon değil.

Sızlandı. Burnunu özlemle alfasının ceketine gömdü; yanaklarını, dudaklarını, alnını sürttü. Kokusunu bıraktı -tıpkı bugün alfasına yaptığı gibi. Anında aklına düşenlerle utandı omega, dondu kaldı. Yapmıştı değil mi? Alfasını kokusuyla işaretlemişti. O şimdi şeftali gibi kokuyordu, Jimin gibi! Yanına yaklaşan herkes bu kokuyu alabilir ve Jeon'un ait olduğu biri olduğunu anlayabilirlerdi. Alfanın bir omegası vardı. Jimin. Jimin onun omegasıydı.

Gülümsedi, salak salak sırıttı. Cekete yeniden yüzünü gömüp yatağın içinde tekmeler attı ve kısık sesli bir çığlık. Mutlulukla doldu, kederine kısa bir ara verdi ve bir an için düşündü -alfası da ona kokusunu verecek miydi? Jimin orman gibi kokmayı çok isterdi. Üstünde çok iyi duracağını düşünüyordu... ve bu ne zaman olacaktı? Yarın belki-

Hayır. Durması gerekiyordu. Jimin alfayı reddetti, bunun kesinlikle bir nedeni var ve biliyordu. O kadın omeganın üzerinden bir alfa kokusu alacak olsa dünyayı dar ederdi. Hayır, omega kesinlikle hazır değil. Kesinlikle.

Keder, özlem ve hayal kırıklığı üzerine yağmur taneleri gibi yağdı. Mutluluğu ise sel oldu gitti. Şimdi zavallı omega üzgünce mırıldanıyor, iç çekiyordu. Neden her şey bu kadar zor olmak zorundaydı? Jimin anlamıyordu. Kendine hakim olmak bile istemiyordu artık -hayır, en azından alfasıyla o yakın anları yaşadıktan sonra. Açgözlüydü. Daha fazlasını istiyordu ve bu öyle bir arzuydu ki her şeyi siktir edip o kucağa sokulası vardı. Jeon'un her şeyine sahip olmak, ona her şeyini vermek istiyordu.

peaches in the forest¡ jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin