Karanlık Sır ve Aşk Kırıntıları

11 1 0
                                    

Eva



Eve gidip odama çıktım. Annem artık iyiydi ve endişelenmeme gerek yoktu. Her şey eskisi gibi olacaktı. Gidip çalışma masama oturdum ve laptopumu açtım. İnternette bir süre gezindim. Ünlü ressamların bir kaç tablosunu tekrardan inceledim ve daha önce fark etmediğim detayları buldum. Hepsi sıra dışıydı. Renkleri kullanma şekilleri beni çok etkiliyordu. Bazen 'Ben olsam ne yapardım bu bölümde?' diye düşünmeden geçemiyordum.

Bir piyano sesi duyunca kendime geldim. Nerden geldiğini anlayamadım. Ormanın ortasında bir piyano olamazdı değil mi? Balkona çıkıp etrafa baktım. Sesin nereden geldiğine dair hiçbir fikrim yoktu. Sallanan sandalyeme oturdum ve çalan parçayı dinlemeye başladım. Parça bittiğinde dışarı çıktım. Evde çok sıkılmıştım.

Yanıma resim kâğıtlarımı ve kara kalemimi aldım. İnsanları resmedebilirdim. Bir süre yürüdükten sonra parkıma ulaştım ve ilerlemeye devam ettim. İleride bir masada Brian'ı otururken gördüm. Önüne eğilmiş bir şeylerle uğraşıyordu. Bir banka oturdum ve Brian'ı izlemeye devam ettim. Saçları yüzüne düşmüştü. Kendini yaptığı şeye öylesine kaptırmıştı ki... Onu böyle resmedebileceğimi düşündüm. Kâğıda onu çizerken yakışıklı olduğunu bir kez daha fark ettim. Gülümsedim. Resim mükemmel olmuştu. Arkamdan gelen sesle yerimde hopladım.

" Çok gerçekçi görünüyor." dedi Brian gülümseyerek. Yüzümün kızardığına emindim. Beni görmesi kötü olmuştu.

" Teşekkürler." dedim sadece ve hemen oradan kaçabilmek için ayağa kalktım. Arkamı dönüp gidecekken beni durdurdu.

" Burada ne yapıyorsun?" Ona dönmeden önce bir süre derin nefes almam gerekti. Ona doğru yavaşça döndüm. Yüzünde her zamanki şeytani sırıtışı vardı ki nedenini bilmiyordum ama nefesimi kesiyordu.

" Resim..." dedim sadece ve omuz silktim.

" Öyleyse devam et. Nereye gideceksin?" dedi.

" Peki." dedim ve tekrar banka oturdum. Başka bir bankta oturan kadını resmetmek için yeni bir kâğıt çıkardım. Kadın kitap okuyordu ve arada bir önündeki bebek arabasına bir bakış atıyordu. Onu çizmeye başladım. O sırada Brian da arkadan dolanıp yanıma oturdu. Beni izliyordu. Bakışlarını üzerimde hissediyordum. Kalbim deli gibi çarpıyordu.

" Bana öyle bakmaya devam edersen resim yapamam." dedim bir süre sonra nefesimi toplayarak.

" Nasıl bakmaya devam edersem?" diye sordu her zamanki baştan çıkarıcı gülümsemesiyle.

" İşte böyle. " dedim yüzünü işaret ederek. Onun yanında heyecanlanıyordum.

" Elimde değil." dedi ve derin bir nefes alıp önüne döndü. Bende resmi yapmaya devam ettim. Resmi bitirdiğimde bileklerim ağrımaya başlamıştı. Ayağa kalktım.

" Sonra görüşürüz." dedim ve yürümeye başladım. Hızla geldi ve benimle yürüdü.

" Beni mi takip edeceksin?" diye sordum öfkeli bir bakış atarak.

" Ormanın ortasındaki eve tek başına gidebilecek misin?" diye sordu.

" Eve gideceğimi nereden biliyorsun. Belki şeye gideceğim... Şeye..." Gülümsedi.

" Evet, nereye?" diye sordu meydan okurcasına.

" Tamam, beni bırakmana izin veriyorum." dedim sakince.

" Seni değil resmimi korumaya çalışıyorum. Ona zarar gelmesini istemem. Çok yakışıklı görünüyor." dedi gülerek. Ona sert bir bakış attım ama konuşmadım.

EsonlarWhere stories live. Discover now