NedCer part 2

1.1K 55 7
                                    

Nedim hastane koridorunda bir sağa bir sola gidiyor, Seher hanım ağlama krizlerine girip çıkıyor, Şeniz sahte bir endişe ile etrafta dolanıyor, Cemre dolu gözleriyle Cenk'e kaçamak bakışlar atıyordu.

Aradan geçen 1 saat, Nedim'e 1 yıl gibi gelmişti. Bir müttefikten fazlasıydı Ceren onun için, bunu zor yollarla fark etmişti. Ceren'e bir şey olma düşüncesi bile Nedim'in derinlerinde bir yere iğne gibi batıyor, canını çok yakıyordu.

Onu seviyor muydu yoksa sadece hoşlandı mıydı, bundan emin değildi. Ama ona karşı bir şeyler hissettiğini inkâr edemezdi. Belki de sadece koruma iç güdüsüydü. Kimsesi yoktu Ceren'in, elini sadece Nedim tutmuştu.

Onu korumak zorunda hissediyordu belkide kendisini.

Nedim düşüncelere dalmışken ameliyathanenin kapısı açıldı ve eldivenlerini henüz çıkaran bir doktor çıktı. Başta Seher hanım olmak üzere herkes doktorun başına toplandı.

"Doktor Bey... kızım nasıl? Nasıl kızım söyleyin."

"Anne, sakin ol. Ceren iyi, değil mi? İyi?"

Nedim de pür dikkat doktorun ağzından çıkacak kelimeleri duymak için kıpırdamadan duruyordu.

"Ceren Hanım'ın içindeki kurşunu çıkardık ancak kendisi bayağı bir bitkin düşmüş. Biz elimizden geleni yaptık, bundan sonrası tamamen Ceren Hanım'a bağlı. Onun direncine ve yaşama isteğine bağlı."

Doktor eldivenlerini elinde tutarak yanlarından ayrıldı.

Seher hanım yeniden yere çökerken Cemre ona destek olmaya çalışıyordu. Cenk ise uzaktan Cemre'yi çekingen bakışlarla izliyordu.

Nedim yere çöktü ve başını ellerinin arasına aldı, Ceren yaşamak istiyor muydu? Yaşadığı şeyleri göz önüne alınca bunu istediğini sanmıyordu Nedim.

Sahiden, Ceren ne de çok şey yaşamıştı bu gencecik yaşında.

Ceren'i yoğun bakıma aldıklarında Nedim içeriye girmek istedi. Hemşireyi kenara sıkıştırmış, ve bayağı bir ısrar etmişti. Sonunda bunalan hemşire, peş etmiş ve Nedim'i hazırlamıştı.

İçeriye giren Nedim, Ceren'i hareketsiz bir şekilde yatarken görünce kalbi sıkıştı.

Zaten küçük olan bedeni daha da küçülmüş, beyaz olan ten rengi daha da solmuştu.

Dudakları beyazlamış, göz altları morarmıştı.

Nedim ağladığının farkına bile varmamıştı, ta ki göz yaşı dudaklarından içeriye girerek ağzında tuzlu bir tad bırakana kadar.

Elini yavaşça kaldırdı ve Ceren'in yanağına yerleştirdi.

"Yanımdayım Ceren." Ceren'in elini tuttu, "Tuttum elini. Bırakmayacağım."

Göz yaşını sildi, ve devam etti.

"Ben... itiraf edemeyeceğim duygular içerisindeyim. Aylarca bana işkence eden bir kızı Bu denli önemseyeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Bana ne yaptın Ceren? Beni nasıl bu hale soktun? Aşk yok diyordum, vicdan yok. Ama şuan deli gibi vicdan azabı çekiyorum. Ne diyeceğimi veya ne yapacağımı bilemiyorum şuan, ilk defa böyle bir duruma düşüyorum. Lütfen yaşa lütfen, kalk ayağa, başımın etini ye tekrar. Şeniz'den intikam bile alamadık doğru düzgün, nereye gidiyorsun?"

"Nedim Bey, 5 dakika doldu. Lütfen sizi dışarıya alalım."

Nedim burnunu çekti ve Ceren'in alnına ufak, belli belirsiz bir öpücük kondurdu ve yoğun bakımdan çıktı.

***

Aradan 2 gün geçmişti ve Ceren hala uyanmamıştı. Seher hanım bile kızından umudu kesmişken Nedim her saniye Ceren'in yanında durmuş, onun uyanmasını sabırsızlıkla beklemişti.

Yine yoğun bakım kıyafetlerini giymiş, Ceren'in yanında oturuyordu Nedim. Tam konuşmaya hazırlanmıştı ki elinde bir hareketlilik hissetti. Elinin altındaki minik ve solgun ele baktı, hareket etmeye çalışıyordu. O sırada Ceren'in dudakları aralandı ve hafif bir inleme duyuldu odada.

Nedim ne yapacağını bilemez bir halde dışarıya çıktı ve doktoru çağırdı.

Doktor ve yanında 2 hemşire telaşla odaya girdi ve Nedim'i dışarıya çıkardılar. Nedim hemen telefonunu çıkardı ve evdekilere haber verdi. 

Doktor ve hemşireler sedyede uzanan Ceren ile birlikte yoğun bakımdan çıktılar ve onu Nedim'in gözünün önünde normal odaya aldılar.

"Gözünüz aydın Nedim Bey. Eşinizi görebilirsiniz."

Nedim yoğun bakım kıyafetlerini çıkardı ve hızla odaya girdi. Ceren karnını inceliyordu, Nedim'in geldiğini görünce boğazını temizledi ve zorlukla konuştu, "Ay Nedim, bunun izi kalmaz değil mi?"

Nedim güldü ve Ceren'in yanına gelerek onu yanağından öptü. Onun bu hareketine şaşıran Ceren, tepki veremedi.

"Ne oldu sana? Kafana darbe falan mı aldın?"

Nedim yine güldü, Ceren'in konuşmasını bile özlemişti şu üç günde.

"İyiyim ben, sen iyi misin?"

"İyiyim. Annemler nerede?"

"Haber verdim, gelirler birazdan."

Ceren ile Nedim uzun bir süre bakıştı ve Ceren en sonunda gözlerini kaçırdı. Elleriyle saçlarını düzeltti ve tekrardan Nedim'e bakmaya başladı.

Nedim hala ona bakıyordu.

"Ya Nedim, korkutuyorsun beni. Niye öyle bakıyorsun? Yüzümde bir şey mi var yoksa?"

Nedim kafasını iki yana salladı ve sonunda o cümlenin dudaklarından dökülmesine izin verdi.

"Hayır, çok güzelsin. Sadece bazı duygular içerisindeyim, sen hele bir ayaklan, en güzel şekilde seni de bu duyguların içine çekeceğim."

"Şair gibi konuştun valla."

Nedim gülmelere doyamıyordu, bu kızın her kelimesi onu güldürüyordu.

Sonunda Seher hanım ve Cemre odaya girince Nedim, Ceren'e göz kırptı ve odadan çıktı.

Sanki üzerinden büyük bir yük kalkmış gibi hissediyordu.

NedCer/CenCemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin