NedCer

1.3K 53 28
                                    

Ceren elindeki eteği pijamasının üzerinden bedenine tuttu ve aynada kendisini süzdükten sonra 'cık' sesiyle koltukta duran diğer eteğe aynı işlemi uyguladı.

Ancak bunu da beğenmemişti. O sırada odaya siyahlar içerisindeki Nedim girdiğinde, Ceren hızla onun karşısına geçerek bir sağ elindeki kırmızı, dizlerinin üzerine gelen dar eteği, bir de sol elindeki açık mavi pileli ve kırmızı etekle aynı boyda olan eteği göstererek sordu, "Nedim, hangisi?"

Nedim kravatını takmakla uğraşırken Ceren'i duymadı ve, "Ha?" Dedi. Bunun üzerine Ceren gözlerini devirerek etekleri yatağın üzerine koydu ve Nedim'e yaklaşarak kravatını bağlamaya başladı.

Nedim ondan daha uzun olduğu için parmak uçlarına çıkması gerekmişti genç kızın. Sonunda Ceren kravatı bağlamayı bitirdikten sonra kafasını kaldırdı hafifçe ve Nedim'in rengine anlam veremediği gözleriyle buluştu kendi yeşilleri.

Nedim öksürerek geri çekildi ve, "Sen ne diyordun?" Dedi.

Ceren hızla yatağa bıraktığı iki eteği aldı ve tekrardan sırayla üzerine tuttu. Üstüne giydiği siyah omzu detaylı kazak ona oldukça yakışmıştı ancak altındaki pembe pijama görüntüyü biraz bozuyor gibiydi.

Nedim bu görüntüye hafifçe güldü ve Ceren'in elindeki eteklere baktı, sonra da kaşlarını çattı. "Bu kırmızı etekle rahat edemezsin Ceren, dar görünüyor. Mavi olan daha iyi gibi, daha uzunu yok mu?"

Ceren adeta bir çocuk gibi yerinde zıpladı, "Olmaz Nedim, bu kazakla uzun etek git mez! Maviyi mi seçiyorsun?"

Nedim gözlerini bileğindeki saatle buluştururken kafasını salladı ve belli belirsiz bir sesle, "Hıhı" dedi. Ceren hızla kırmızı eteği yere attı ve odadan koşar adımlarla çıktı. Bunun üzerine Nedim yerdeki eteği aldı ve çatık kaşlarla süzdü bir süre. Ardından da eteği çaktırmadan katladı ve yatağın altına itekledi.

Bunu neden yaptığını kendi kendine soruyordu ancak henüz bir cevap alamamıştı.

Ceren odaya geri döndüğünde bütün hazırlıklarını yapmış gibi görünüyordu. Makyaj masasının üzerindeki ağır olmayan parfümünü de sıktıktan sonra "Hazırım! Hadi gidelim kocacım." Diyerek Nedim'in koluna girdi ve onu da peşinden sürükleyerek odadan çıkardı.

Siyah Karaçay arabasına bindikten sonra Nedim, şoföre gidecekleri restorantın ismini söyledikten sonra arkasına yaslandı. Yaklaşık 10 dakika sonra araba durmuştu ve şoför de Nedim ile Ceren'in kapısını açmıştı.

İki karı koca arabadan inerek el ele lüks restoranta giriş yaptılar. Yusuf Bey, her zamanki gibi erkenden gelmiş, yerine oturmuştu. Bugün üçlü bir toplantı yapacaklardı, bu toplantıyı Yusuf Bey istemişti. Aslında kendisi sadece Ceren ile yapmak istemişti bu toplantıyı ancak Nedim, nedenini bilmediği bir şekilde buna izin vermemiş, kendisini de dahil ettirmişti toplantıya.

Yusuf, çiftin geldiğini görünce ayağa kalktı ve lacivert ceketinin önünü ilikleyerek Ceren'in elini tutup sıktı. Ceren, Yusuf'a anlamsız bakışlar atarken Nedim'in çenesi kasılmıştı. Üstelik neden böyle hissettiğini bile bilmiyordu!

Yusuf, Ceren'in elini kaldırıp ufak bir öpücük kondurdu, "Hoşgeldiniz Ceren Hanım." Ceren bir şey dememişti ancak Nedim, Ceren'i arkasına alarak Yusuf ile tokalaştı, "Hoş bulduk Yusuf Bey."

Ceren ile Nedim yan yana, Yusuf da karşılarında masaya oturmuşlardı sonunda. Menüden istediklerini de sipariş olarak verdikten sonra Yusuf, çantasından bir dosya çıkardı ve Nedim'e uzattı.

"Nedim Bey, Cenk Bey bu projeye imza atmayacağını söylüyor, eğer siz onay verirseniz projenin yapımını başlatabiliriz."

Ceren iş konuşmayı sevmediği için her zamanki gibi yine sıkılmıştı. Siparişleri gelir gelmez yemeğe başladı. Onun bu hâlini gülerek izleyen Yusuf, Nedim'in yıkıcı bakışlarının esiri olmuştu.

Neden benim eşime bakıyor? Diye geçirdi içinden Nedim. O, benim eşim. O Ceren Karaçay.

En sonunda Yusuf'un, Ceren'e olan bakışları Nedim'in canına tak etmişti. Suyundan koca bir yudum alarak ağzını peçeteyle silen Ceren'in kolundan sertçe tuttu ve kızı kendisine çevirdi.

Ceren şaşkın bakışlarla Nedim'e bakıyordu, neye sinirlendi yine bu? Bir şey de yapmadım ki! Diye geçirdi içinden.

Yusuf da şaşkınlıkla Nedim'e bakıyordu.

Nedim içindeki alevi söndürmek için Ceren'i kendisine çekti ve bir saniye bile beklemeden onun dudaklarını kavradı. Genç kızı sertçe öperken elini yumuşak ve pürüzsüz yanağına yerleştirdi.

İşin garip tarafı Ceren de aynı şehvet ve sertlikte karşılık veriyordu Nedim'e.

Yusuf'un boğazını temizlemesiyle ayrılan çift, uzun bir süre göz göze kaldılar. Nedim gözlerini Ceren'in yeşillerinden ayırmadan elini cebine soktu ve 200 tl çıkararak masanın üzerine koydu.

"Bize müsade,"

Nedim, Ceren'in elinden tuttuğu gibi onu kaldırdı ve restoranttan çıkış yaptılar. Arabaya binip eve geldiklerinde ve odalarına çıktıklarında Ceren paltosunu çıkardı ve Nedim'e o soruyu yöneltti, "Bu da neyin nesiydi Nedim?" Nedim de kendi paltosunu çıkardı ve Ceren'i duvar ile kendi arasında sıkıştırdı.

"Bilmiyorum... Ceren ben.. içimden geldi, birden yapıverdim işte... özür dilerim."

Nedim üzgün gözlerle Ceren'e bakıyordu, tepkisini ve ona vereceği cevabı merak etmişti. Ceren, gülümseyerek parmak uçlarına çıktı ve Nedim'i öpmeye başladı.

Ve Nedim, o an Ceren'in tepkisini de, cevabını öğrenmiş oldu.

***

NedCer/CenCemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin