Yaptığımız tatil planı herkez tarafından onaylanınca nereye gideceğimizi sordum. Cansu'nun ortaya attığı fikirden herkez hoşnuttu. Ben hariç.
''Paradise ormanı''
Hemen çemkirmeye başladım.
''Hayır! Saçmalamayın siz kafayı mı yediniz? Aklım almıyor hâlâ! Orada neler yaşandığını hepimiz çok iyi biliyoruz!''
Herkez benim bu hareketime şaşırmış olmaları gerek çünkü benimde bu olayı kabul edeceğimi düşünüyorlardı ama tabii ki kabul etmeyecektim.
Odadaki küçük sürgülğ valizimi ve sırt çantamı alıp ortamdan ayrılacaktım ki, Özgür beni durdu.
''Nehir ne oluyor ? Neden gitmek istemiyorsun ?''
Derin bir nefes verdim onlara gerçeği söylemeyektim tabii ki daha ben olanları kabul edememişjen onlara gerçeği söylemek yanlış olurdu.
''Yok birşey.''
Rüzgar oynadığı telefonu kanepeye bırakıp yanıma geldi.
''E, o zaman? ''
''Gitmeyelim'' dedim. Ne kadar korktuğumu belli etmesem de, içten içe korkuyordum.
''Hadi ama Nehir bu tatil ne kadar korkunç olabilir ki ?''
tabii ki, duyduğum rivayetlere inanıyordum oraya giden kimse geri dönmüyordu. Ve burada ki herkes de bunun farkındaydı. Ama benim salak arkadaşlarım bunları göz ardı ederek oraya gitmeyi planlıorlardı.
''Hadi ama en fazla ne olabilir Nehir ?'' dedi. Burak elini omzuma koyarak. hemen geri çekilip yüzüne baktım. Gayet rahat bir bakışla bana bakıyordu. ona 'ciddimisin bakışları' atıyordum ki bunu anlayamacak kadar rahattı. Derin bir nefes vererek. konuşmaya başladım.
''En fazla ölürüz Burak.''
hiç kimse beni onaylamazken. dörde bir yenilmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Titrek bir nefes vererek konuştum.
''Pekâlâ dediğiniz olsun Gidelim!''
Cansu el çırparak yanıma geldi.
''Herkez onayladığına göre yola çıkalım! ''
Heyecanlı çıkan sesi beni ne kadar sinir etsede zoraki bir gülümseme koydum yüzüme. Ve kimseyi beklemeden arabaya bindim. Birkaç saniye sonra ise herkez arabaya binince yola koyulduk.
**
3 saat süren yolculuğumuzun ardından gördüğüm tabela ile tüylerim diken, diken oldu. Dikiz aynasından bana bakan Burak'a gülümseyip. Hiç korkmuyormuşum gibi görünmeye çalıştım. Bunu ne kadar başarabildiysem.
Arabadan gelen tuhaf sesler ile araba birden durdu. Ne olduğuna anlam veremezken Burak arabadan indi, ardından da Özgür sonra da hepimiz indik. Özgür'ün sinirlendiği bariz ortadaydı.
''Ne oldu? ''
Benim yerime Rüzgar'ın sorduğu soruyla cevabı bekledim.
''Arabanın motoru bozuldu''
Sinirden ne yapacağımı bilemezken her yaptığım gibi çemkirmeye başladım.
''Size gelmeyelim demiştim işte!''
Sinirle elimi saçımdan geçirdim. Cansu beni sakinleştirmeye çalıştı.
''Sakin ol Nehir! Birazdan tamirci çağırırız.''
''Çağıramıyız.''
Diyen Özgür'e döndüm.
''Neden ?''
''Çünkü telefon çekmiyor''
Şuan gerçekten büyük bir çıkmaza girmiştik.
*medya Nehir

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANETLİ KAPI ''paranormal orman''
Ficción General''Buradan tek kaçış yolumuzdu, bu kapı...'' ____________________________________ ''Gitmeyelim'' dedim. Ne kadar korktuğumu belli etmesem de, içten içe korkuyordum. ''Hadi ama Nehir bu tatil ne kadar korkunç olabilir ki ?'' tabii ki, duyduğum rivayet...