"Günaydın." Dedi Rose kalkıp arkadaşlarına gülümserken. "Günaydın." Dedi Jennie. Lisa'da derin bir nefes verip oluşan sessizliğe bir baktı. "Jisoo nerde?""Ne demek nerde?" Diye atılan Jennie'nin üzerine Rose gözlerini kıstı. "Dün akşam dans pratiği yapmak için dans odasındaydı."
Lisa sinirle ayağa kalktı. "Nereye?" Dedi Jennie'de ayaklanırken. "Bütün gece dans pratiği yapmış."
Hepsi korkuyla ayaklanıp yurttan çıktı. Dans odasına doğru koşup kapıyı araladıklarında, Jisoo'nun bitkin düşen bedenini yerde uzanırken gördüler.
"Unnie!" Diye bağırarak kızın yanına koştular. Jisoo gözlerini zar zor aralarken, bitkin düştüğü burdan belliydi.
"Sen aklını mı kaçırdın!" Diye çığırdı Jen. "Niye böyle yapıyorsun!"
Dans edemiyorsun, çık gruptan!
"Pratik yapmam gerekiyordu." Dedi yarı uykulu bir şekilde. "Bütün gece mi!"
"Bir psikolog şart sana." Dedi Rose sinirle. Kızı kaldırıp yürümesine yardım etmeye çalıştılar.
Jisoo, her geçen gün azalan kilosu ve kendini fazla zorlayıp dans pratiği yapması ile acı içinde mutlu olmaya çalışıyordu.
Çünkü insanların ondan istediği buydu.
Şimdi daha iyi dans ederdi, herkes onu severdi, değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i want
Fanfiction"Keşke benimle yemek yeseydin, Jisoo. Ve... Her hikayenin kötü bir sonu olduğunu öğretseydin bana."