Snape'lerin Oğlu

466 7 2
                                    

Yazar

              Lily ve Petunia Evans salıncaklarda sallanıyorlardı. Evans ailesinin geleneğiydi çiçek isimleri koymak. Lily zayıf, düzle dalgalı arasında kızıl saçları olan, parlak yeşil gözlü, oldukça güzel bir kızdı. Yeşil gözde bu ailenin çocuklarında nesillerdir görülen bir özellikti ama bu güzel özellik sadece Evans'ların küçük kızına geçmişti. Petunia ise sarı hafif kıvırcık saçlı ve kahve rengi gözlüydü, kıs kardeşine göre daha çirkindi. Kardeşinin ne yapacağını anlayıp onu uyardı. "Lily yapma! Annem yapma demişti!" dedi. Ama kardeşi onu dinlemedi ve salıncağın en tepe noktasında zincirleri bıraktı ama merak etmeyin düşmedi. Adeta uçtu... Yavaşça ve süzüle süzüle yere yumuşak bir iniş yaptı. 

                   Ablası salıncağı ayaklarıyla durdurarak kardeşinin yanına gitti. "Annem izin vermiyorum demişti" dedi yine. Lily gülüyordu. "Ama iyiyim, bak şimdi..." dedi ve yakınlardaki bir çalının üzerindeki çiçeği alıp avucuyla kapattı tekrar açtığında çiçek tıpkı onun gibi bir açılıyor bir kapanıyordu. "Yapma Lily, lütfen." dedi tekrar petunia. kardeşi mutsuzca çiçeği yere attı bir yandan da "Sana ne zararı var ki?" diyordu. Petunia "Çünkü doğru değil de ondan. Hem nasıl yapıyorsun?" dedi. Yanlarındaki çalının arkasındaki oğlan daha fazla bekleyemedi ve "Besbelli değil mi?" diyerek dışarı fırladı. Petunia bu ani ortaya çıkıştan dolayı korkarak geri kaçtı ama Lily irkilmesine rağmen yerinde kaldı. "Nedir besbelli olan?" diye sordu. Oldukça garip bir biçimde giyinmiş, düz uzun ve yağlı saçlı olan çocuk biraz öne doğru eğildi ve "Sen bir cadısın." dedi. Lily ise "Birine böyle bir şey söylemek hiç hoş değil!" dedi ve kollarını kavuşturarak ablasına doğru yürümeye başladı. 

                     İki kardeş salıncağın birer demirinin arkasına geçmiş pis çocuğu izliyorlardı. Çocuk oldukça üzgün ve endişeli görünüyordu. "Ama öylesin ve bu kötü bir şey değil benim annemde bir cadı ve bende bir büyücüyüm." dedi. Anlaşılan Petunia cesaretini tekrar toplamıştı çünkü söze atıldı "Hah! Büyücüymüş kim olduğunu biliyorum ben senin. Şu Snape'lerin oğlusun." dedi. Snape ise "Sen ne bileceksin sen sadece bir mugglesın" dedi. İki kızda bu kelimenin anlamını bilmiyordu ama çocuğun ses tonundan kötü bir şey olduğu anlaşılıyordu. Petunia kendisine yapılan bu hakarete karşın "Yürü Lily gidiyoruz!" dedi. Kardeşi ise ablasının sözünü dinleyerek arkasından eve yürüdü. Snape ne kadar arkalarından seslense de ikisi de arkalarına bakmadan eve gittiler.

                        Akşam yemeğinde Petunia kahkahalarla ailesine bu günkü çocuğu anlattı. Herkes gülüyordu Lily hariç. Oda bu durumu komik bulmuştu ama çocuğun sözleri aklında kaldı. Bu yaşına kadar nasıl yaptığını bilmediği garip şeyleri düşündü: Birinci sınıfta defterine dökülen boyayı sadece elleriyle dokunarak temizlediğini, kara hiç üşümeden çıktığını, evde oynarken kırdığı ama tekrar baktığında tamir olmuş vazoyu, bu gün yaptıklarını ve daha nicelerini düşündü. Onu gerçek dünyaya döndüren annesinin nazik sesi oldu. "Ama Lily tatlım şaka bir yana bir daha bunu ulu orta yerlerde yapma bak çocuk seni görmüşte neler uydurmuş." dedi. Lily gülümseyerek kafasını salladı ve biten tabağını alıp ayağa kalktı. Tabağı tezgaha bırakıp ablasıyla ortak kullandığı odasına çıktı. 

                        Yatağa oturup kitabını açtı ama okuduğunu anlamıyor çünkü hala bu gün olanları düşünüyordu. Sonunda kitap okumaya karar verdi ama okuduğunu anlamıyordu. Bir saat sonra ablası geldiğinde hala aynı sayfadaydı. Daha fazla kitap okuyamayacağını anlayarak kaldığı sayfayı işaretledikten sonra yatağın içine girerek uyumaya çalıştı. Oda uzun sürdü ama sonunda uyuya bildi. Okuduğu peri masallarındaki gibi çirkin cadılara dönüştüğü kötü bir rüya gördü...

Çapulcular Ve Lily EvansWhere stories live. Discover now