Ji Min~
Kucak kucağa merdivleri hızlıca çıkan Taehyung ve Jungkook'un ardından aval aval bakmayı kesip yerdeki valizimi aldım ve tek başıma kalacağım odaya girdim.
Merdivenin alt tarafına kalan odada çift kişilik bir yatak boydan boya uzanan büyük bir pencere ilk gözüme çarpan şeyler olmuştu.
Tam odaya adımımı atıyordum ki hemen arkamdan gelen kalın bir ses yüzünden duraksadım.
Namjoon..."Jimin, beraber kalırız diye düşü-"
"HAYIR, GİT BAŞIMDAN"
Eğer bu tepkilerimi abartılı buluyorsanız yanılıyordunuz.
İki hafta kadar önce pazar sabahı kahvaltı için evlerine gitmiştim.
Heyecanlıydım çünkü ona güzel bir hediyem vardı, kahvaltı yaparken vermeyi düşünüyordum.
Üzerinde ay ve güneşin iç içe geçtiği bir kolye almıştım.Birkaç kere zile basmama rağmen açmadığında endişlenmiş ve bana verdiği yedek anahtarla eve girmiştim.
Saat sabah 11 gibiydi Namjoon bu saate kalmazdı.
Sessizce üst katta olan odasına çıktım ve beklemeden kapıyı açtım.
O anda gözlerimin yuvalarından çıkacağına yemin edebilirdim.Namjoon tamamen çıplaktı ve yanında sarışın uzun boylu bir kadınla sarmaş dolaş yatıyordu.
İstemsizce dolan gözlerim yüzünden görüş açım buğulanmış elimde tuttuğum anahtar kayıp gitmişti, sert ve sesli bir şekilde yere çarpan anahtarın sesi ile ikisi de sarsılarak uyandı.
Namjoon birkaç saniye ne olduğunu kavramaya çalışmış ancak ona konuşma fırsatı dahi vermeden hızla evi terk etmiştim.
Eşcinsel değildi yanlızca beni kandırmıştı ya da kendini...
Aklıma doluşan anılarla gözlerim dolmuş ve kapıyı ardımdan sertçe kapatmış ve kilitleyip kendimi zaten dağınık olan yatağa bırakmıştım.
Sahi niye dağınıktı bu yatak?Umursamadan üzerimdeki fazlalıkları çıkartarak baksırımla kaldım ve kendimi siyah yorganın içine gömdüm.
Şuan o kadar yorgundum ki havanın kararmasını beklemeden uyumak istiyordum.
Gözlerim ağırlaşarak yavaşça kapanırken güneşte dağın arkasına saklanmaya başlamıştı.Tae Hyung~
"Ihmm~ ju-jungkooğk"
Ellerimin arasından kayıp giden çarşaf ile şaşırdığım için gözlerim sonuna kadar açılmıştı.
Sert bir şekilde sırt üstü çevrilmiştim.Birkaç saniye boyunca aptal gibi jungkook'un suratına bakmıştım, aptal aptal sırıtıyordu ve anlına dökülen saçları terden birbirine yapışmıştı, kaslı göğüslerinden başlayan ve kasıklarına kadar inen ter damlaları fazlasıyla seksi ve davetkâr duruyordu.
Erkekligine göz ucuyla baktığımda henüz boşalmadığını anlamam çok uzun sürmemişti, halbuki ben çoktan boşalmıştım...Bacaklarımı aralayarak yavaşça yerleştiğinde gözlerimi sımsıkı kapattım.
Gelecek darbeye hazırlanırken dudaklarıma tüy gibi bir öpücük kondurmuş ve geri çekilmişti.Gözlerimi açarak ne yaptığını merakla izlemeye koyuldum.
Üzerine tshirtunu geçiriyordu."N-neden devam etmedin?"
Baksırını eline alarak banyoya yönelirken gülümseyerek konuştu.
"Seni fazla yormak istemiyorum benim işim biraz uzun."
Ağzım açık ardından bakarken sakince lavaboya girdi ve ardından kapıyı kilitledi.
Sanki girip ne yaptığına bakacaktım, salak.Biraz telefonla uğraştıktan sonra baksırımı üzerime geçirip yatağa girdim.
Cidden uykum gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FUCK BUDDY•kth+jjk•
Fanficjeongook: kırk yıllık pezevengim böyle sağlam göt görmemiştim ;) tatahyung: pardon, yanlış kişiye yazdınız sanırım... jeongook: şu güzel götlü kim taehyung sen değil misin? tatahyung: tanrım... beni rahat bırak jungkook!! Femtae!