VIII.

7 1 0
                                    

      Sabah telefonuma gelen mesajla şok olmuştum. Mesaj Kerem'den gelmişti. Deniz'in dün gece trafik kazası geçirdiğini yazıyordu. Hemen Kerem'i aradım. Durumunun iyi olduğunu kendi evinde olduğunu söyledi. Kendimi dışarı nasıl attığımı bilmiyorum. Allah'ım ne olur Deniz iyi olsun, ne olur...

      Apar topar Deniz'in evine gelmiştim. Kerem kapının önünde bekliyordu. Koşarak yanına gittim. Öylece bana bakıyordu. Hiç muhattap olmadan kendimi içeri attım. Ama Deniz yoktu. Deli gibi bütün odalara girip çıkıyordum. Ama yoktu işte, yoktu.

      Ben deli gibi Deniz'i ararken arkadan bir el bana sarılıyordu. Kim olduğunu tahmin edersiniz. Bu Kerem olacak alçaktı.

       "Ne yaptığını zannediyorsun? Çek ellerini. Deniz nerede?"

      Hâlâ sarılmaya devam ediyordu. Gayet pişkin bir tavırla;

      "Merak etme güzelim. Sevgilin çok iyi."

      Bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışırken diğer yandan elinden kurtulmaya çalışıyordum. Ama o kadar sıkı sarılıyordu ki elinden kurtulmak mümkün değildi. Sanki kemiklerim kırılacak gibiydi.

      Birden yüzümü kendine çevirdi. Delirmiş gibiydi. Dudaklarımdan öpmeye çalışıyordu. Baş örtümü, kıyafetimi parçalıyordu. Ne kadar karşı koymaya çalışsamda hiçbir faydası yoktu. Gücüm ona yetmiyordu.

      "Kerem yapma lütfen. Deniz nerede? Yalvarırım yapma. Delirdin mi?"

      Artık çaresizlikten yalvarmaya başlamıştım. Ama ne yaparsam yapayım beni dinlemiyordu. Tek hamlede beni kucağına aldı. Deniz'in yatak odasına götürüyordu. Allah'ım ne olur bütün bunlar kabus olsun. Ne olur.. Bağırmaktan sesim kısılmıştı. Artık hiç gücüm kalmamıştı.

       Odaya girer girmez beni yatağa fırlattı. Ben ise hâlâ çırpınıyordum. Hareket etmemem için bacaklarımı bacaklarının arasına almıştı. Bir yandan kıyafetlerimi çıkartıyordu. Dudaklarını boynuma değdiriyordu. Nefesini iliklerime kadar hissedebiliyordum.  Şu an ölmeyi o kadar isterdim ki.

      "Deniz bunları yapamaz. Ne buluyorsun onda anlamıyorum. Senin gibi bir kız daha iyilerini hak ediyor."

      Bu sözleri beni daha çok çileden  çıkartıyordu. Sinirle yüzüne bir tokat attım;

     "Seni aşağılık pislik. Sen bana zarar veremeyeceksin. Ayrıca Deniz bunu yanına bırakır mı zannediyorsun?"

      Bu sözlerim üzerine çok sinir bozucu bir kahkaha atıp;

      "Demek öyle. Demek sana birşey yapamazmışım ha! Şimdi iyi izle. Hemde kralını yapacağım. Ayrıca çocukluk arkadaşına mı yoksa iki günlük bir fahişeye mi inanır sence bir düşün bakalım."

      "İğrençsin. Seni geberteceğim. Pis domuz seni!"

      Vücudumda bir acı duymuştum. İşte yapmıştı. Artık onun olmuştum. Hemde istemeyerek. Hemde tecavüze uğrayarak...

      "Allah'ım  ne olur al canımı."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 23, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ELÎŽANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin