Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Derler ki Zeus gülermiş verdiği sözü tutmayan âşıklara.
~
Sabah dayanılmaz bir baş ağrısı ile uyandım. Dün hiç tanımadığım genç bir öğretmen ile -Jimin'in tiyatro eğitmeni- tüm gün oyun çalışmıştık.Replikleri her unuttuğumda Jimin kenardan biraz mahcup bir tavırla mütevazi bir şekilde bana yardımcı olmaya çalışıyordu. Ona minnettardım, Namjoon'a da öyle.
Bir tiyatrocunun bir yılda aldığı eğitimi bir gecede vermeye çalışıyorlardı. Bu benim için ne kadar zorsa onlar içinde öyleydi. Kim sıfırdan birine bir şey öğretmek isterdi ki.Üstelik benim gibi sürekli sorun çıkaran biri ile. Sürekli unuttuğum replikleri uyuyana kadar tekrar etmiştim, en azından çabalamalıydım.
Yataktan kalkmadan olduğum yerde esnerken elim havadaki bir şeye çarpmasıyla duraksadım. Gözlerimi hafifçe aralarken dibimde gördüğüm yüz ile ufak bir çığlık kaçtı dudaklarımın arasından.
"Şöyle bir şey duymuştum bak." Jimin yüzünü benden uzaklaştırıp geriye giderken gözlerini bana dikmiş sırıtıyordu. "Eğer uyuyan birine gözlerini kırpmadan bakarsan uyuyan kişi bunu hisseder ve uyanır." Kaşlarını havalandırdıktan sonra ekledi. "Ve az önce bunu kanıtlamış oldum ben bir dahiyim."
Şu an Jimin'in bu garip davranışlarına tepki verecek durumda değildim yalnızca düşündüğüm oyundu, yüzümü sıvazlarken hala aklımda replikleri tekrar ediyordum.
Benden bir tepki alamayan Jimin, yerinden zıplayarak yanıma geldi.
"Gergin misin hala?" diye mırıldandı.
Ellerim ile başıma masaj uygulamaya başlarken "Ya... eğer başaramazsam bana kızma lütfen." dedim göz temasından kaçınarak.
Yüzümü avuçlayan Jimin ile afalladım bir an. "Ah... sürekli umutsuz konuşmayı keser misin? Romeo'n ile tanıştığında bütün sorunların uçup gidecek, o çok yakışıklı biliyor musun?"
Elleri arasındaki yüzümü kurtarıp yüzümü buruşturdum.Romeo umrumda bile değildi.
"Ne saçmalıyorsun Jimin, banane Romeo'dan falan."
Canlı yüzünü çok net bir biçimde yaramaz gülüş kaplarken kocaman sırıtıyordu, şimdi gözleri parlıyordu. "Sonuçta çirkin birisi ile öpüşmek istemezdin değil mi?" dedi dudaklarını büzüp öpücük yollarken.
Sağ gözüm duyduklarım ile istemsiz seğirirken, yabancı bir erkek ile öpüşme fikri tüylerimi diken diken etti. Bana böyle bir şey söylenmemişti, böyle bir sahne çalışmamıştık. Ne öpüşmesinden bahsediyordu bu çocuk?
"Ay.." dedi elini ağzına götürüp kıkırdarken. "Seninle birkaç sahneyi çalışmadık daha, minik bir öpücük kondurucaksın dudaklarına yoksa ben öpüşme mi demiştim? Üzgünüm."
