5 🍂

665 93 72
                                    

Acıması yok mudur, bulutlar üzerinde oturup kederimin dibini görenin?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Acıması yok mudur, bulutlar üzerinde oturup kederimin dibini görenin?

~

Öfkeliydim... ama sabahın gün ışıkları odamı aydınlatır aydınlatmaz kendimi tiyatro binasında bulmamın başka bir sebebi vardı.

Jimin.

Dün yok olduğundan beri eve dönmemiş pişmanlığım geçen her saniye artmasını sağlamıştı. İçimi yiyip bitiren bu duygudan dolayı şimdi girişteki koltuklardan birine oturmuş romeomuzun gelmesini bekliyordum.

Dün onu sahnede bırakıp gittikten sonra patronla konuşup her şeyi maf etmiş olabilirdi. Rolü kaybetmiş olabilirdim. Yine de sonuna kadar çabalamak , Jimin'e uğraştığımı göstermek istiyordum. 

"Ne arıyorsun burada?"

Gelen tanıdık sesle derin düşüncelerimden sıyrılmış, sakinleşmek için derin bir nefes almıştım.

"Konuşabilir miyiz?"

Şüpheli bakışlardan sonra hafifçe başını sallayıp ona özel ayarlanan odaya doğru yöneldi
Peşinden sessizce ilerleyip, odaya girdim.

İçeri adımımı atar atmaz dibimde bitip arkamdaki kapıyı kapatmıştı. Duygularımı ne kadar sabit tutmaya çalışsam da yakınlıktan dolayı gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım. Heyecandan değildi bu kim dibine tanımadığı bir oğlan girse gerilirdi. Hele ki benim gibi fiziksel temastan ve yakınlıktan nefret eden birisi olsaydınız çoktan o düzgün suratına yumruğu suratına geçirmiştiniz.

Ağzımı konuşmak için araladım ama sesim çıkmıyordu çünkü tek bir sözcüğün bile ne kadar çok anlama gelebileceğini, nasıl zıt yönlere çekilebileceğinin farkındaydım. Tanımıyordu beni, Jimin gibi tek bakışımda neler anlattığımı anlayamazdı.

''Tiyatro oyuncusu değilsin değil mi?''

Benim yerime konuştuğunda ani sorusu bana acı vermemişti, ona gücenmemiştim. Sadece başımı salladım. Artık yalanı sürdürmenin bir anlamı yoktu. 

''Tahmin etmiştim.'' dedi makyaj masasına doğru adımladığı sırada. '' ama bir anlığına karşımda heyecanlandığın için saçmalığını düşünmek istemiştim.''

Bakışlarının bu kadar keskin, sert, soğuk ve can yakıcı yapan, baştan beri bir şeyleri biliyor olması mıydı?

 Onun aksine ne diyeceğimi bilmiyordum. Ortamda elle tutulur bir gerginlik vardı. Zaten buraya kafamda bir konuşma hazırlayarak gelmemiştim. Eskisi gibi hiçbir şey düşünmemek, sadece yaşamak, ruhumu boş ve anlamsız uğraşlarla oyalamak istiyordum. Özellikle bu tiyatro binasında gururlarımı ayaklarımın altına alarak tekrar gelmiş olmaya katlanamıyordum.

''Söyledin mi Patrona?'' 

Oyunculuk konusunda ne kadar kötüysem duygularımı gizlemekte o kadar ustaydım. O bana karşı sert yaklaşıyorsa aynı şekilde karşılığını alırdı.

''Hayır, kendin istifa edersin diye düşünmüştüm.''

Aynadan bana yönettiği bakışları içimdeki öfkeyi tekrar alevlendirdi. Eğer bu iş batarsa peşimden onun yüzünü de dağıtırdım. Sonuçta işi kaybettikten sonra kalan hiçbir şeyin anlamı yoktu. 

''Yapamam.'' dedim dişlerimi birbirine bastırarak. Kendini beğenmiş tavırlarına karşılık sakin kalmam mümkün değildi.

Aynadan bir kaç saniye bakışlarımızı birleştiriyor ardından orada yokmuşum gibi masanın üstündeki malzeleri inceliyordu. İlgiyi üzerime çekmek için tekrar konuşma ihtiyacı hissettim.

"Bana yardım edebilir misin?"

Kaşları kalktı önce. Peşinden alayla dudakları kıvrıldı. Şimdi vücudunu tamamen bana doğru döndürmüş, ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüme dikkat kesilmişti.

"Siktir." dedi onun gibi birisine yakışmayacak kaba bir üslupla. "Sen ciddisin."

Ortamın gerginliği sürerken içimdeki sıkıntının geçmesini umarak derin bir nefes aldım. Bunalmıştım. Ruhum daralmıştı. Ellerim parçalanana kadar bir şeyle yumruklamak istiyordum. Belki de çığlık atmak. Böylelikte bir deliler hastanesine yatırılır istediğim daha rahat ve mutlu bir hayata sahip olabilirdim.

Kendi düşüncelerinden sıyrıldığım an uzatılan ele kaşlarımı çattım. Ama asıl şaşırmamı sağlayan dudaklarının arasından çıkan basit bir cümleydi.

"Bir öpücüğünüzü alma şartı ile seve seve yardım ederim, Bay Min "

Yıllar sonra kısa bir bölüm ile merhaba. Hala okuyan olacak mı diye bir deneme bölümü sayıyorum bunu.

Her neyse umarım değişen yazım tarzına rağmen seversiniz. ✊🏻😔

romeo & juliet  //taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin