4 🍂

1K 121 180
                                    

"Bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederdenSen ondan çok daha güzelsin diye

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederden
Sen ondan çok daha güzelsin diye."

-

Bütün gece geç saatlere kadar baştaki sahneleri çalışıp durmuştuk. Bir ara nedensizce bu olup biten her şeye o kadar sinirlenmiştim ki incinmesinden korktuğum arkadaşımı ittirip yatağıma yatmıştım. Gözlerimi kapatmış uyumaya çalışırken ağlayan sesini dinledim bir süre. İşi konusunda bu kadar hassas olması onun zayıflığıydı. Yine dibime gelip ağlamasını ve kırıcı sözler söylemesini bekledim. Her tartışmamızda böyle olurdu çünkü.Ama bu sefer yanıma gelmiyordu.

Dayanamayıp yattığım yataktan kalktım, o bu haldeyken uyuyamıyordum zaten. Yere taş zemine oturmuş sessizce ağlamasına devam ediyordu. Dizlerini kendine doğru çekmiş yüzünü oraya gömmüştü.

"Kalk..." dedim tepesine dikilmiş dürtüklerken. Omuzlarını silkti onu yatağa çağırdığımı düşünüyordu.Bir kez daha dürttüm omuzlarından.

"Şu ilk kısmın çalışmasını bitirmeliyiz en azından, kalk."

Dizlerine gömdüğü yüzünü bana doğru çevirip az önce hiçbir şey olmamış gibi kocaman gülümsedi. Şimdi yüzü eski canlılığını kazanmış neşe saçıyordu. Oysa bu kadar çabuk mutlu olmak insanlarda çok nadir görülen bir şeydir. Jimin'in özel kılan özellik tam olarak buydu.

Yerden doğrulup alçıda olmayan kolu ile üstünü silkeledi. Her an vazgeçecek olmam onu korkutuyor, bunun farkındayım yine de bu olanlar benim için fazlaydı.

Arkama geçip kambur duruşumu düzeltti önce, sonra ellerini arkasında birleştirip bir soylu edası ile önüme geçti. Öğütlerini sıralarken kafamı sallıyordum sadece.

Tanrım dedim içimden yine başlıyoruz.

                              -

Tiyatro binasına adımlarken geçen sefer olduğundan daha gergindim. Bunun sebebi bu sefer tek gelmek zorunda olmamdı. Aptal Jimin'in taş zemine oturması sabah ateşli bir şekilde kalkmasına neden olmuştu. Bir çocuktan farksızdı bu aptal işi kadar kendine önem vermiyordu.

Sabah ne kadar yanında kalmak için dirensemde tiyatro binasına gitmem için omuzlarımdan kapıya doğru ittirmiş kapıyı suratıma kapatmıştı. Olduğum yerde bir süre dikildikten sonra hemen üst pansiyona çıkmış bizimle aynı yaşlarda olduğumuzu tahmin ettiğim Jungkook'a Jimin'i emanet etmiştim. Hakkında pek bir bilgi sahibi değildim arkadaşımızda değildi. Tek bildiğim tüccarlıkla ilgilendiğiydi.

Jimin'in her ne kadar buradaki yaşlılarla daha iyi anlatığını bilsemde o insanlar daha kendine bakamıyordu. Bu yüzden güvenmekten başka şansım yoktu.

İçeride bir süre kendi başıma dikilip bekledim dün gördüğüm kişileri arıyordum. Sonunda on dört yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir çocuğu durdurup Kim Taehyung'un nerede olduğunu sormuştum. Elinde tuttuğu koli ile ayak üstü onu nereden tanıdığım ile ilgili bir sorguya çekildikten sonra onun yeni eşi olduğumu öğrenmiş beni kostüm odası olduğunu söylediği kapının önünde bırakıp gitmişti.

romeo & juliet  //taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin