iki gözümün çiçeği,
zamanı değiştiremiyorum, zamanı neden geriye saramıyorum?
eski bir binayı hatırlıyorum, duvarları çok yıpranmış, binlerce ruhu taşıyordu.
kutsaldı, ikimizde bunu biliyorduk.
orada aylarımızı geçirdik seninle, bileklerimizdeki yaşam izlerimiz sızlarken dahi gülmüştük seninle orada.
bunu her daim hatırlamanı istiyorum, tamam mı?
sonrasında o eski binada geçirdiğimiz son günü hatırlıyorum biriciğim,
hava hafiften kararmaya başlıyordu, ama biz çoktan içimizdeki perdeleri çekmiştik.
aslında bizim ruhlarımız birdi, birbirimize çok benziyorduk.
önce beni oturduğum yerden kaldırdın, sonra başımı göğsüne yasladın.
bunun son olacağını bilseydim, daha uzun süre kalırdım orada.
sen çok güvenlisin sevgilim.
sen çok huzursun.
şimdi gidiyorsun, eski, yıpranmış binada beni yalnız başıma bıraktığın için sana kızgınım elbette.
ama unuturum.
sadece, eğer geri dönmek istersen,
yine her şeye gülen, acısını tek seninle paylaşan o kızı o binada bulacaksın.
mutlu ol çiçeğim.
seni seviyorum demektense,
sana güveniyorum demeyi tercih ediyorum.
-su
ŞİMDİ OKUDUĞUN
satırların mezarlığı
Randomfakat senin çığlıklarını kimse duymayacak, senin çığlıkların gökyüzüne bile çıkmayacak. bundan sonra seni kimse kurtaramayacak.