Yeniden Doğuş

26 0 0
                                    

Çocukluğumdan beri benden yaşça küçük olan çocuklarla iyi anlaşırdım. Hayalim bir anaokulu açmak ve bütün günümü çocuklarla geçirmekti. Hayalim yarı yarıya gerçekleştirmiştim. Kendi okulumu açamasamda bir anaokulunda çalışmaya başlamıştım ve bütün günümü hayalimdeki gibi çocuklarla oyun oynayarak geçiriyordum. İşe başladıktan sonra gerçekten tesadüf eseri tanıştığım ama aşık olduğum (yani o zamanlar öyle sanıyordum) Ahmet ile evlenmiştim.

Hemen hemen 1,5 yıl kadar sonra hamile olduğumu öğrenmiştim. Tabiki böyle birşey beni çok mutlu etmişti. Yine okulda ben öğrencilerimle oyun oynarken merdivenin kapısının açık kaldığını fark ettim. Oraya doğru ilerleyen bir çocuğu görmemle adımlarını hızlandırdım. Hemen çocuğu tutup merdivenden uzağa ittim. Ama dengemi kaybedip ben yuvarlanmaya başladım. Yardımcı öğretmen arkadaşlarım beni hemen hastaneye götürmüş. Tabi benim bilincim yerinde olmadığı için buraları hatırlamıyorum. O gün doktor çok dikkatli olmam gerektiğini bebeğin sağlam tutunamadığını ve en ufak kazada düşme tehlikesi olduğunu söyledi.

O günden sonra Ahmet işten izin almamı ve doğurana kadar evde yatmamı söyledi. Ama ben evde dayanamayıp arada gizlice gidip çocuklarla oyun oynuyordum. Tabi yalancının mumu yatsıya kadar yanar sözü yine kendini gösterdi. Yine gizlice okula giderken yoldaki tümseğe takılıp yere düştüm. Yanımdan geçen yardımsever vatandaşlar sayesinde hastaneye kaldırılmışım. Uyandığımda hastanedeydim. Acı haberi aldıktan sonra bir darbeyi de sevdiğim adamdan almıştım. O gün Ahmet benim için Berk oldu.

Tam adı Ahmet Berk'ti ama tanıştığımızda herkes ona Berk diyordu ama benim özel olduğumu söylüyordu bu yüzden ben Ahmet derdim. Benden başka kimse ona Ahmet demezdi, diyemezdi. Ama o gün ben ondan destek beklerken beni sırtımdan bıçakladığı için benim için sadece Berk olmuştu. Hastaneden çıkar çıkmaz boşanma davası açmış ve hızlı bir boşanma döneminden sonra valizimi hazırlayıp buraya gelmiştim. İngiltere'de olduğumu daha kimseye söylememiştim çünkü yerimi bilseler gelip beni ikna etmeye çalışacaklardı. Bunu göze alamazdım numaramdan iz sürmesinler diye her gün aynı saatte onları gizli numaradan arayıp iyi olduğumu söyleyip kapatıyordum.

Aslında bazen kendime 'neden daha önce kaçmadın?' diye sorup duruyorum. Keşke daha önce akıl edebilseymişim. Ama yine de kararını erken vermiş sayıların. Sonuçta daha 25 yaşındayım. İngiltereye geldiğimden beri yaşadığımı hissetmeye başladım. Daha geleli 3 hafta olmuştu ama sanki doğduğumdan beri burada yaşıyormuşum gibi hissediyordum.

Şimdi bu 3 haftada neler olduğunu özetliyim Jacob her gün Adely'i almaya geldi tabi kendisiyle kısa kısa sohbetlerimiz oldu, hafta içleri okula gidip çocuklarla oynuyor hafta sonları yine çocuklardan uzak kalamayıp kimsesizler yurdunu ziyarete gidiyorum. Bunun dışında şimdilik yaptığım bir sosyal aktivite yoktu aslında başka bir şeye ayıracak zamanım da yoktu. Okul çıkışı her zamanki rutin görevlerimi yaptıktan sonra Adely ile birlikte Jacob'ı beklemeye başladık. Sonunda araba kaldırıma yanaştı. Jacob her zamanki gibi arabadan inip yanımıza geldi.

'Selam Maya sana bir şey söylemek istiyorum hmm yarın akşam benimle yemeğe çıkar mısın?' başını eğip gözlerimin içine bakarak söylediği cümleyle yüzümde bir tebessüm belirmişti. Kafa dağıtmak iyi olabilirdi aslında hem bu davranışı hoşuma gitmişti.

'Bu bir çıkma teklifi mi?' gülümsedi.

'Belki.'

Tabiki böyle bir cevap beklemediğim ve aslında dalga geçtiğim için donup kalmıştım.

'Yarın görüşürüz o zaman. Sen adresi mailime atarsın.'

'Görüşürüz.'

Aslında onaylamakla ne kadar doğru yaptığımı bilmiyorum. Eşinden yeni ayrılmış ve bebeğini kaybetmiş biri olarak yeniden bir erkeğe güvenmek için daha çok erken. Ama eğer tekrar birine güveneceksem bu kişinin Jacob olmasını isterim.

Ankâ KuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin