1.Bölüm

1.1K 23 7
                                    

Multimedya = Gökçe

       Okulun zili çalması ile hızla çanta-
mı alıp okuldan çıktım. Okuldan çıkıp tam evime giden yola dönecektim ki birden karşıma eski erkek arkadaşım Mert çıktı. Üzgün bakışlarla yanıma doğru gelip benimle konuşmaya baş-
ladı.

      "Gökçe, biraz konuşabilir miyiz?"

      "Hayır!!" diye bağırdım. Herkes bi-
ze bakıyordu peki bu umrumda mıydı tabiki de hayır, umursamıyordum. Eğer Mert beni başkasıyla aldatmasa-
ydı, şuan ona böyle davranmazdım. Üstelik Mert'in beni aldattığı kadın ingilizdi, ismi de Clara'ydı. Clara Merti terk edip başka bir adama kaçmıştı. Mert'te bundan büyük bir pişmanlık duyup benimle barışmaya çalışıyordu oldu başka. Sizce ben onu affeder mi-
ydim, tabiki de affetmezdim.

      "Seninle konuşacak bir konu kal-
madı bence Mert. Sürekli benim peş-
imde dolanarak kendini daha fazla yorma, çünkü seni affetmek gibi bir niyetim yok. Şimdi izninle eve git-
mem lazım!" dedim ve hızlı bir şekil-
de yanından ayrıldım.

**** *** *****

        Otobüs durağına gelip oradaki banka oturup otobüsün gelmesini bekledim. Tam bu sırada karşı tarafta bana dik dik bakan bir adam fark ettim. Yüzü, saçı ve kıyafeti çok de-
ğişikti. Adamın yüzü çok güzeldi ama benden bayağı büyüktü sanırım, en az 30 yaşlarda falan vardır. Simsiyah saçları düz ve uzundu, kumaş şeklin-
de simsiyah uzun kıyafeti vardı. O simsiyah keskin ve iri gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Adamın simsiyah gözlerinden her ne kadar etkilensem de bakışlarımı ondan kaçırdım ve başka bir tarafa baktım. Çünkü rahat-
sız olmuştum. Gözlerimi belli etme-
den hafif göz uzuyla bana bakan o tuhaf adama baktım ama ortalıkta yoktu sanırım gitmişti ya da ben halüsinasyon görmüştüm. Otobüse bindiğimde o adam bir türlü aklım-
dan çıkmıyordu. Eve geldiğimde bile onu düşünüyordum, annem biraz tuhaf durduğumu farketti ki, annem-
in konuşmasıyla kendime geldim.

        "Gökçe, kızım ne oldu? Çok düş-
ünceli duruyorsun." dedi.

        "Yok bir şey sadece ders hakkında düşünüyordum, hocamız bize proje ödevi verdi de ondan." dedim. Annem
ve babam inanmış olacaklar ki kafa-
larıyla onaylayıp yemeklerine devam ettiler. Bende aileme ellerinize sağlık dedikten sonra direk odama çıkıp uyudum.

**** ***** ****

       Sabah sabah edebiyat dersi işliyor
duk. Ders çok sıkıcı olduğu için kale-
mimi alıp sırayı karaladım ve zaman
ın geçmesini bekledim. Sonunda zil çaldığında çantamdan bir sonraki dersimiz olan Matematik kitabımla defterimi çıkarıp hazırda bekledim. Camdan dışarıya baktığımda yine o tuhaf adamı gördüm. O siyah gözleri-
ni yine bana dikmiş aynı şekilde beni süzüyordu o siyah gözleriyle. Kafamı camdan çekip önüme baktım hem rahatsız olmuştum hem de utanmış-
tım. Ama ilgimi çekmedi değil. Adam dünden beri beni takip ediyordu. Nedenini her ne kadar merak etsem de onun yanına gidip soracak gücüm yoktu. Zaten ben baktığımda o çoktan gitmişti.

***** **** ****

       Eve doğru giderken ağacın arkası-
nda yine o adamı gördüm, yine bana bakıyordu. O adamı umursamadan yoluma devam edip evime girdim. Eve girdiğimde annem sofrayı hazır-
lıyordu, bende yukarıya çıkıp üstümü giydim ve matematik ödevini yapıyor-
dum. Yarım saattir bu ödevi bitirmeye çalışıyordum ve sonunda bitirmiştim. Ödevimi bitirdiğim anda annem beni yemeğe çağırıyordu, ben de hemen aşağıya inip oturacaktım ki babam bana dönerek.

        "Gökçe kızım evde ekmek kalma-
mış, beş dakikada bakkala gidip ekm-
ek alsana kızım." dedi

        "Tamam baba, hemen alırım"

        Evden çıkıp hemen bakkala doğru gittim. Bakkala giderken aklıma eski anılarım geldi. Ben daha beş yaşında-
yken annemle babam trafik kazasında hayatlarını kaybettiler ve sonra ora-
daki doktorlar beni yetimhaneye ver-
diler. Orada beni bir aile sahiplendi ve beni çok seviyorlar, ben de onlara anne ve baba demeye başladım. Ben bu düşüncelere dalmışken çoktan bakkalın önüne gelmiştim. Düşünce-
lerimi kafamdan atıp bakkala girdim ve ekmeği aldım.

         Bakkaldan çıkıp eve doğru gider-
Ken yine o tuhaf adamı gördüm. Bir ağaca yaslanmış aynı şekilde bana bakıyordu. Ben de buna daha fazla dayanamayıp yanına gittim ve sinir-
ime hakim olmaya çalışarak konuş-
maya başladım.

         "Senin derdin ne? Deminden beri hatta dünden beri beni takip edip gözetliyorsun, benimle bir sorunun mu var?" dedim sinirle.

         Adama baktığımda şok olmuş bir ifadeyle bana bakıyordu

         "Ne oldu?.... dilini mi yuttun!" dedim

          Adam şok olmuş ifadesini yüzü-
nden silip, kaşlarını çatarak bana baktı.

          "Sen beni görebiliyor musun?"

         "Yok, seni göremiyorum, sen görünmezsin" dedim dalga geçerek. Adam söylediğim sözle biraz afalladı

          "Sesimi de mi duyuyorsun?"

         "Bak benden ne istiyorsun bilmi-
yorum ama beni takip edip dikizle-
men beni rahatsız ediyor" dedim ve o karanlık gözlerini bana dikerek.

         "O zaman kusura bakma Gökçe. Ben sadece se-" dediği anda sözünü kestim.

         "Adımı nereden biliyorsun?"

        "B-ben seni takip ettiğim için, adı-
nı o yüzden biliyorum"

         Bende adamı daha fazla sıkıştır-
mak istemediğim için konuyu kapat-
tım.

        "Peki, sen öyle diyorsan, ee senin adın ne?" diye sordum. Adamın sinirli ifadesi sorduğum soruyla yumuşadı.

        "Adım Ha-" dediğinde durdu. Ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ve ona ne oldu dercesine bir bakış attım.

  "Adım Hektor. Hektor konstantinids"
dedi. Bu ismi duyduğumda Türk ol-
madığını anladım. Bu isim Yunan ismiydi. Gerçi bu Hektor denen adam da tam yunanlı bir tipi vardı.

        "Tamam Hektor. Benimle eve gel-
mek ister misin, biraz kaynaşırız" dedim. Hektor kaşlarını çatarak ciddi bir yüz ifadesiyle evime doğru ilerle-
meye başladı. Zaten cevabımı almış-
tım, kabul etmişti.

    Arkadaşlar bu benim ilk hikayem
umarım beğenirsiniz. Lütfen yazım hatalarım varsa söyleyin ben düzeltmeye çalışacağım.

         Ve lütfen oy ve yorumlarınızı yapın ama eleştiriye açık değilim. Umarım bu uyarımı dikkate alırsınız. Size iyi okumalar 😍😍😍

HADES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin