4.Bölüm

397 13 1
                                    

Multimedya=Hades

        Uyandığımda Hades yanımda yo-
ktu, sanırım gitmişti. Yataktan kalktı-
ğımda hemen üstümü giydim. Aşağıya indiğimde annem kahvaltı hazırlıyor-
du.

       "Kalktın mı kızım? Gel yemek haz-
ır"

       "Yok annecim ben aç değilim, ben zaten dışarıya çıkacaktım dışarıda ye-
rim yemeğimi" dedim. Annem ise ka-
fasıyla onaylayarak önüne döndü. Bende evden çıkıp biraz parkta gezi-
yordum. Tam bu sırada karşıma Ha-
des çıktı ve bana dönerek.

      "Nasılsın Gökçe daha iyi uyudun mu?" dedi sırıtarak. Bende gözümü devirerek.

      "Evet, o kadar güzel uyudum ki anlatamam sana" dedim. Resmen ben-
imle dalga geçiyordu. Bende konuyu değiştirerek konuşmaya başladım.

      "Ee dert, senin işler nasıl gidiyo" dediğimde Hades bana şaşkınlıkla baktı.
  
      "Dert mi Hades'e ne oldu" dedi be-
nde "bilmem" dedim. Hades hala ba-
na şaşkınlıkla bakıyordu sonra kendi-
sini toparlayıp konuşmaya başladı "Bende kendi yeraltı dünyamda ölü-
lerle uğraşıyorum gördüğün gibi" dedi ve Hades bunu dedikten sonra benim merakım daha da artmaya başladı.

      "Ne demek ölülerle uğraşıyorsun. Ne yaptın ölülere dert" dedim. Hades bana hala şaşkınca bakıyordu.

       "Gökçe sana ne oldu bugün Bi tu-
hafsın bir şey mi oldu sen bana dert demezdin birşey mi oldu" dedi. Bende kısacık bir şekilde güldüm ve;

       "Ayy dert bir şey olduğu yok, bu benim normal halim, enerjim keyfim gayet yerinde merak etme sen" dedim ve Hades kafasını sallayarak. "İyi tam-
am öyle olsun, biraz gezelim mi" dedi Hades bende hemen koşar adımlarla Hades'in yanına gittim.

     Hadesle sessizce parkta geziyorduk.
Hiç konuşmadan ilerlediğimiz için canım bayağı sıkılmıştı, konuşacak bir konu da bulamıyordum. Ben bu düş-
üncelere dalmışken Hades'in bir ağa-
ca doğru yaklaştığını gördüm. Hades ağaçtaki o güzel çiçeklerden birisine dokundu. Hades çiçeğe dokunduğun-
da bayağı şok olup şaşırmıştım. Çün-
kü Hades'in dokunduğu çiçek solmaya başlamıştı daha doğrusu ama bütün çiçekler solup küçük küçük toz haline gelip yok oldular. Hatta ağaç bile sol-
maya başlamıştı, ben tam Hades'e bir şey diyecektim ki Hades bana dönerek konuşmaya başladı.

        "Gökçe, sen benim hikayemi bili-
yor musun?" dedi o simsiyah gözlerini bana dikerek. Bende;
 
      "Yani şey, benim tek bildiğim kar-
deşin Zeus sana yeraltını Poseidon'a da denizleri vermiş. Ha birde sen per-
sephone'yi kaçırmışsın sonra ona nar yedirip yanında kalmasını sağlamış-
sın yani benim tek bildiklerim bu" dedim. Niye böyle bir soru sorduğunu merak ettiğim için Hades'e bakarak;

      "Ay Hades niye böyle bir soru sor-
dun ki" diye sordum Hades ise o kara gözlerini benden ayırmayarak konuş-
maya başladı;

       "Sana kendi hikayemi anlatacağım o yüzden çünkü senin bildiklerinin yarısı yanlış, gel şu bankta oturup sa-
na hayatımı anlatayım" dedi Hades. Bende Hadesin dediğini yapıp bir ba-
nka oturduk ve Hades hemen konuş-
maya başladı.

      "Evet aynen dediğin gibi Zeus bana yeraltını kardeşim Poseidon'a da den-
izleri verdi. Ama Zeus ve Poseidon bir olup beni kandırdılar. Zeus beni zorla yeraltına hükmetmemi sağladı. Ben çiçekleri çok seven biriyim genelde önceden çiçeğe dokunduğumda hiç solmuyordu ama yeraltına gidince ar-
tık elime ne alıp tutsam solup gidiyor elimle tuttuğum dokunduğum her yer ölüp gidiyor. Persephone olayına geli-
nce, sana onunla nasıl tanıştığımızı anlatacağım. İlk tanışmamız Benim Zeus'un olduğu yere gitmemle başladı. Ağaçların orasında kırmızı saçlı yeşil gözlü, büyüleyici bir güzelliğe sahip olan Persephone yani gerçek adıyla Kore'yle karşılaştım. Ağacın orada çi-
çek topluyordu. Bende Kore'ye görür görmez aşık oldum ve hemen Zeus'un yanına gittim Kore'yi almak için Zeus da bu isteğimi kabul edip Kore'yi alm-
ama izin verdi. Sonra Kore yine bir çi-
çek topluyordu ama fark ettim ki Kore arkadaşlarından bayağı uzaklaşmıştı, bende bunu fırsat bilip yeri yararak ortaya çıktım ve Kore'yi kaçırdım. Kore'yi kaçırdıktan sonra demeter kı-
zının kaçırılmasına bayağı üzülmüştü. Sonra Zeus karısı Demeter'in bu üzün-
tüsüne dayanamayarak benim yanı-
ma gelip konuşmaya başladı;

         "Hades, Demeter Kore'nin kaçırıl-
dığı haberini duyunca artık hiç bir bereket getirmez oldu. İnsanlar Dem-
eter yüzünden açlık ve zorluk çekiyo-
rlar o yüzden bütün insanlar biz tan-
rılara çok sinirli. O yüzden Kore'yi en kısa zamanda evime getir" dedi Zeus. Bende yeraltı ülkeme dönüp Kore'yi kandırıp yeraltına ait olan bir nar ye-
dirdim. Sonra ben Kore'ye bakarak "Senin adın artık Kore değil, senin ad-
ın artık Persephone" dedim. Ve Zeusta Persephone'nin yeraltından bir mey-
ve yediğini öğrenince şöyle bir karar aldı. Persephone 3 haftasını annesi Demeter ile birlikte geçirecek 4 hafta-
sını ise benim yanımda geçirecekti işte olaylar böyle gelişti" dedi Hades.
Ben bu duyduklarım karşısında baya-
ğı bir şok olmuştu bu konular benim bildiklerimin dışındaydı. "Ayy Hades sende az değilsin ha ama şunu anlad-
ım ki sen aşık olunca çok fena bir şey-
ler yaptığını anlamış oldum." dediği-
mde Hades sırıtmaya başladı. "Aşık olunca herşeyi göze alırsın" dedi Ha-
des. Hades bunu dediği anda ben aşık olmak nasıl bir his diye düşünceleri-
me dalmışken bir And kendime gelip Hades'e bakmaya başladım ki Hades bana sırıtarak bakıyordu. Niye bana sırıtarak bakıyordu ki anlamadım ben farkında olmadan yanlış bir şey mi yaptım acaba diye düşünmeden dura-
madım.

         "Ne oldu dert, neden bana öyle sı-
rıtarak bakıyorsun bir şey mi oldu" dedim. Hades sırıtmasına devam ede-
rek. "Hiç, senin bu düşünceli halin ba-
na biraz komik geldi de sırıtmadan edemedim" dedi sırıtmasını bozma-
yarak. Ben tam arkama dönüp gide-
cektim ki birden karşıma Mert çıktı. Bu adam niye sürekli benim yanım-
daydı ki artık canımı sıkmaya başladı bu adam. Mert yanıma biraz daha yaklaşacaktı ki onu durdurdum.

     "Dur! Daha fazla yaklaşma sakın ya git ya da benden uzak dur" dedim kendimden emin bir şekilde. Hades yanıma gelerek "Bu adam kim Gökçe" dedi. Bende;

       "Boşver önemli biri değil öyle boş boş dolaşan bir adam işte daha fazla-
sına gerek yok" dedim. Hades tam bir şey diyecekti ki Mert aniden araya gir-
di. "Bu yanındaki simsiyah giyinmiş olan adam da kim. Ayrıca ben öyle boş boş dolaşmıyorum etrafta, ben sadece sen nasılsın aile içi durumun iyi mi diye bakmaya gelmiştim. Gökçe sen iyisin değil mi bir şeyin yok" dedi Mert. Bende;

        "Sanane lan cıvık" dedim Mert'e sinirle, Hades'e baktığımda sadece sı-
rıtıyordu ben de Hades'e ne oldu der-
cesine bir bakış attım. O da;

        "Hiç, eski erkek arkadaşına böyle hitap etmen biraz komiğime gitti." dedi. Mert Hades'e sinirle bakıp tam bir şey diyecekken Hades Mert'e ba-
karak. "Bana bir şey mi diyeceksin insan" dedi Mert Hades'in bakışından bayağı ürkmüştü bende olay daha faz-
la büyümesin diye Hades'in kolundan tutup evin yolunu tuttuk. Bende Ha-
des'e dönerek ;

       "Hades eve gidelim mi? Ben Sana evde senin en sevdiğin patatesli börek yaparım" dediğimde gözleri bir anda parladı ve Hades kolumdan tutarak hızla beni kendi evime doğru sürük-
ledi. Nedense Hades'in bu hali benim hoşuma gidiyordu...

HADES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin