14.YAB

552 25 5
                                    

      İki saattir Ege'yi uyandırmaya çalışıyordum. Öldü mü acaba diye düşünmüyor değilim.

"Yaa Ege uyan artııkkk." diye bağırdım bu sefer. Buda işe yaramayınca ayağa kalkıp Ege'nin üstüne çıktım ve zıplamaya başladım.

"Noluyo ya." Diye gözlerini açtı sonunda.

"Sonunda" dedim uzun bir nefes alırken.

"Böyle mi uyandırılır Çakıl. İnsanlar sevgililerini öperek uyandırıyorlar biliyor musun.?"

"İnsanların senin gibi ölmüş bir şekilde  uyuyan sevgilileri varsa öperek uyandıramazlar sevgilim." Dedim yatağa kendimi atarken.

"Uyandıktan sonra öpebilirler o zaman" dedi sırıtarak.

"Seni uyandırmaya çalışırken bütün enerjimi harcadım zaten güne nasıl devam edeceğimi bilmiyorum." Dedim kaşlarımı çatarak.

"Bütün günü evde geçirebiliriz mesela." Dedi ama onuda istemiyordum.

"Denize gitsek olmaz mıııı?" Dedim şeker kız olmaya çalışarak.

"Hani enerjin yoktu senin."

"O kadarcık var." Deyince gülmeye başladı.

"Tamam gideriz."

"O zaman şimdi arkanı dön"

"Off Çakıl." Deyince kaşlarımı çattım tabii korktu ve arkasını döndü. Altıma kot şort üstümede mavi bir bluz giydim.

"Hadi kahvaltıya inelim." Dedim ama duymuyordu çünkü uyumaya başlamıştı.

"Yaa Ege kallllk." Bu sefer sinirlenmiştim gerçekten. İki kolundan tutup çekiştirmeye başladım. Mutfakta Borayla sevgilisi kahvaltı ediyorlardı.

"O burda mı kaldı.?" Dedi Bora kaşlarını çatarak.

"Evet. Sorun mu var?"

"Evet var. Burası benim evim ve bir daha o burda kalamaz."

"İyi bende onda kalırım sorun olmaz o zaman." Dedim gülümseyerek. Evet Ege konuştuklarımızı duymuyordu çünkü uyuyordu. Kızacağını bilsemde buzdolabından soğuk su alıp Ege nin suratına boşalttım. Aniden sıçradı ve gözlerini açtı.

"Çakııııııl.!" Deyince hiç olmadığım kadar hızlı koşmaya başladım.

"Yaa yardıım ediiin. Özür dileriiim ya valla bilerek yapmadım elimden kaydı. "

"Elinden mi kaydı çok inandırıcısın sevgilim." Dedi. Haklıydı. Hiç inandırıcı değildi.

"Ya ne istersen yaparım dur ama lüüütfeen." Dedim son çare olarak. Ege durdu.

"Ne istersem mi.?" Dedi sırıtarak. Allah bilir ne isteyecekti.

"Evet." Dedim dudağımı ısırarak.

"Yaklaş o zaman."

"Neden"

"Yaklaş işte Çakıl."  Son çare olarak yavaş yavaş yanına yaklaşmaya başladım. Yanına gelince kulağıma eğildi.

".................."

"Saçmalama Ege yapamam öyle bişey."

"Emin misin.?" Dedi yanıma yaklaşmaya başlarken.

"Tamam tamam  ama yanımda duracaksın."

"Tamam" dedi gülerek.

Tekrar mutfağa geçtik. Ege pis pis sırıtıyordu. Dil çıkarttım.  Masaya oturduk. Bora ters ters bakıyordu.

"Ece?" Dedim. Ece başını kaldırıp efendim anlamında salladı.

"Daha önce kaç kişiyle çıktın."

"Bilmem saymadım" deyince sırıttım. Bora bişey olduğunı anlamıştı sanırım. Çünkü bizi izliyordu. Kalktım ve buzdolabından meyve suyu çıkarttım.  Ece'nin başında durdum.

"Meyve suyu içer misin Ece "

"Hayır. Sağol." Deyince Ece'nin saçlarına  bardağı bıraktım ve o çığlık. Ege gülmeye başladı. Bora bile gülümsüyordu.

"Ya çok özür dilerim.  Gerçekten elimden kaydı."

"Yaaa sen salak mısın yaaa. Aşkım yaa naptı gördün mü." Deyince bende gülmeye başladım. Ege göz kırptı bende ona karşılık verdim.

"Ben gidiyorum yaa seninle hesaplaşıcaz Çakıl. Off vişne kokuyorum." Diyerek kalktı ve Borayı öpüp gitti. Tabii kapıdan çıkar çıkmaz Egeyle kahkahayı bastık. Bora da gülüp odasına çıktı. Yaptığımıza gülüyordu ama bize her zaman kaşları çatıktı.

"Tamam hadi yeter kahvaltı yapıp denize. Sözün var." Dedim.

Tabii Ece'den kurtulduğumu sanıyorsam yanılıyordum.

—-——-———

Yazın Aşk Başkadır.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin