İŞTE BAŞLIYORUZZ😡

33 4 0
                                    

"Şeytanı düşünmek, onu yanına çağırmaktır"
  
    O yüzden bir şeytandan bahsettiğiniz zaman etrafınıza iyi bakının. Görmüyor olmanız hissetmeyeceğiniz anlamına gelmez.

    Uzun yıllar insanlardan uzak yaşadık. Kötülüğün kokusunu almaya çalıştık. Ne zaman bir insan bize uysa, yanına gidip müdahale ettik, işlerini kolaylaştırdık. İnsanlarla sadece onlar bizi çağırdığı zaman içli dışlı olabiliyorduk. Onlara kendimizide gösterebilirdik ama korkarlardı. O yüzden yakınlarındaydık ama bir o kadarda uzaktaydık.

    Ben RATANA. 16 yaşında bir genç şeytanım. En sevdiğim şeyler; yemek, yemek ve yine yemek yemek. Ben şeytanların kraliyet soyundan geliyorum. Ve sıradaki veliaht prensesiyim.

İstiyormuyum? Orası tartışılır. Şeytanlar özgür varlıklardır. Aklımıza ne gelirse yapabiliriz. Aşmamamız gereken kurallarda var tabi. Bir kere aşarsak cezası kanatlardır. Kanatsız bir şeytan hayal edebilir misiniz? Düşüncesi bile berbat. Ben bunları düşünürken yanımdaki asalak kanatlarıyla bana çarptı. Bir an şaşırsamda övgülerimin sahibinin kim olduğunu anlamıştım. "yavaş ol be" diye bağarınca herkes bize baktı. "ne bağırıyorsun. Bilerek yapmadım pardon" gözlerine bakamıyorum artık. Ona da hak veriyordum aslında. Philip yıllardır beni istiyordu. Yıllardır diyorum çünkü sandığınızdan daha yaşlıyım.

Biz şeytanlar gerçek yaşlarımızdan daha büyüğüzdür. Ama vücut yapısı olarak 16'yım. Yaşıma göre bayağıda güzelim. Zaten şeytan ırkında çirkin yaratık bulamazsınız. Biz özeliz!

Philip'i sevmiyorum. Zaten sevsem onunla olurdum. Kendini beğenmiş b**un teki.

Gözlerimi kapatmıştım. Bu dersler çok sıkıcıydı. En yakın arkadaşımın sesini duymamla gözlerimi açmam bir oldu.

"ee ne yapıyoruz çıkışta" diye sordu. Başka bir arkadaşım hiç düşünmeden cevap verdi "beyin yıkıyoruuuzzz!" etrafımdaki herkes ona sen nasıl bir malsın dermiş gibi baktı. O sesi tabiki hocada duymuştu. Marco'ya bağırmasıyla hepimiz yerlere döküldük. Bu seferde sıraların üstüne çıkmış keseli sıçan taklidi yapıyordu. "Ah Marco sen olmasan bu okul çekilmez" diyen bir çocuğa daldı bu sefer Marco. Hem sırtında zıplıyor hem de saçlarıyla at binermiş gibi oynuyordu. Halleri çok komikti. Zilin çalmasıyla yerimden kalktım "akşama görüşürüz gençler".

Her günüm böyle geçiyordu. Eve varmamla - ki isteseydim ışınlanabilirdim- evin içindeki sesleri duymam bir oldu.

Neler olduğunu tahmin edebiliyorum. Yine insan ırkından bir yaratıkla oynuyorlardı. Bizim dünyamız insanların dünyasından farklıdır. Orda uçamassın yada eve girmeden içerdekilerin ne yaptıklarını göremessin. Ama biz bunu yapabiliyoruz.

Ses çıkarmadan eve yaklaştım. İki katlı geniş bir evimiz vardı ama dinlememi engelliyemezdi. Erkek kardeşimin sesini duydum. Tamda tahmin ettiğim gibi bir masum canla alay ediyorlardı. Kukla gibi kullanıyorlardı. Ses çıkarmadan eve girdim.

RATANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin