Soğuk ve rüzgarlı bir mart gecesinde zor geliyordu zindanda uyumak. Hele ki Güneş batmadan birkaç saat önce, anne ve babasının katledildiğini bilmek daha ağır geliyordu. Önünde içmesi için pek temiz olmayan bir su kabı vardı. Suyun üstüne ayın görüntüsü yansıyordu. Bu görüntüye dalmış, mahzun bir şekilde düşünüyordu. Az ileride ateş başında eğlence düzenleyen Kürsünler vardı. Ateşin başında azılı köpek gibi tepiniyor, ve naralar atıyorlardı. Onların attıkları her nara, Ayda' nın kaşlarını bir kez daha çattırıyordu. Kürsünler' in eğlence naraları belli ki öfkesini kabartıyordu. Bu böyle gidemezdi. Bir çözüm bulmalıydı. Ama nasıl?..
Ayda dokuz yaşındaydı. Yine bir sabah tüm aile, güneşin doğuşu ile uyanmştı. Kahvaltı yapılması için sofra hazırlanıyordu. Ayda yeni uyanmanın etkisi ile bir gözü kapalı bir şekilde kahvaltı ediyor, bunu gören anne ve babası kahkaha atıyorlardı. Olaydan birşey anlamayan kardeşi Bayındır ve Ayda birbirlerine bakarak omuz silkti ve az sonra onlarda anne ve babasına katılarak kahkaha atmaya başladı.
Kahvaltıdan sonra Ayda' nın babası Çıngay, koyunları yaylamak üzere çadırdan çıktı, atına bindi ve koyunları önüne kattı. Babasının arkasından bakan Ayda, babası gözden kayboluncaya kadar bakmaya devam etti. Daha sonra yanına Bayındır geldi ve şöyle dedi:
-"Abi, annem su çekmemiz için kapları hazırladı. Çadırda su bitmiş. Acele etmizi söylüyor." Ayda gözlerini yüksek dağın zirvesinden ayırmadan, "Tamam" anlamında kafasını salladı ve kaplara doğru yöneldi. Kardeşi ile beraber kapları aldılar ve köpekleri Çildu ile yola koyuldular.
Yolda ilerlerken Ayda derin düşüncelere dalmıştı. Onun için su çekmek ve diğer gündelik işler çok sıkıcı geliyor, o daha sıradan olmayan işler yapmak istiyordu. Savaşçı olmak onun en büyük hayaliydi. Ona göre bu sıradan işler, sıradan insanların yapması gereken işlerdi. Bu düşünceler son 1 aydır peydah olmuştu.
Ayda bu düşünceler ile yoluna devam ederkendereye geldiklerini fark etti. Köpekleri Çildu suyu çok seviyordu. Suyugörmenin sevinciyle direkt dereye atladı. Bunu gören iki kardeş Güneş'inkavurucu sıcağından kurtulabilmek için Çildu' nun arkasından dereye atladılar.Bir süre yüzdükten sonra kaplarına su doldurup dönüş yoluna çıktılar.
