7- Way Back When

151 10 47
                                    

Nct 127 aşırı güzel bir comeback yapmadı mı? Ne düşünüyorsunuz?
Johnny'e yeterince line vermelerine çok sevindim Yuta'da daha fazla göründü ama Jungwoo bebeğimi çok az gördük gibi geldi bana:( VE NEDEN HERKES ÇIPLAKTI?
Neyse kkkk iyi okumalar~

-4 Yıl Önce İlkbahar-

Bu sabah güneş çok parlaktı ve etrafı hafifce ısıtıyordu. Dışarı çıkıp eğlenmek için mükemmel bir gündü ya da sevgiliyle buluşmak için.
Jeno yüzünü gökyüzüne çevirip gözlerini kapattı, güneş ışıkları tenini usul usul ısıtırken huzurla gülümsedi.

Kot ceketini fazla terlettiği için beline hemen açık mavi yırtık kotunun üstüne bağlamıştı. Içindeki beyaz düz tişörtü ile kendisine bakan insanlara ferah bir izlenim veriyordu.

Jeno derin bir nefes alıp ezbere bildiği sokakta yürümeye devam etti. Bu günü Jaemin ile birlikte geçirebilmeleri için uzun zaman önce planlamışlardı ve kaç aydır tek tük görüşebildiklerini düşünecek olursa onu fazlası ile özlemişti.

Eski bina ve önünde bekleyen genç vampirler görüş alanıma girince Jeno duraksayıp boynundaki yarabandını çıkartıp diş izini gösterecek şekilde tişörtünü aşağıya çekiştirdi, vampirlerin ona bir şey yapabileceği ihtimalinden korktuğundan değildi ama her ihtimale karşı Jaemin ile birlikte olduklarını göstermekten zarar gelmezdi hem zaten Jaemin de bunu yapması konusunda onu uyarıyordu.

Vampirlerin saçma sapan bir sahiplenme durumu vardı ve Jeno Jaemin'in insanıydı Jeno'nun kanını içmek demek Jaemin'i karşılarına almak demekti. Ve vampirsel hiyerarşiyi düşünecek olursak bu onlar adına iyi hiç olmazdı.

Jeno yara bandını buruşturup çöp kutusuna attıktan sonra koşturarak karşıdan karşıya geçti ve büyük demir kapıda doğru hızlı adımlar ile ilerledi. O kapıya varınca Jeno'yu tanıtan vampirlerden birisi yanına gelip gülümsedi.

"Selam Jeno-ah~" dedi mutlu bir sesle "Jaemin'i görmeye mi geldin?" Jeno tanıdık vampire kocaman gülümseyip kafasını olumlu anlamda salladı.

Vampir anlayışla gülümseyip Jeno'ya kapıyı açtı ve "Bu gün pek bir huysuz senin gelmen iyi oldu." dedi Jeno'nun girişiyle kapıyı kapatırken.

"Onu sakinleştireceğine inanıyorum sonuçta aşk insanı iyileştiriyor değil mi?"
Jeno beklenmedik soru ile utanırken ona kindar bakışlar ile bakan öteki vampiri umursamadan kısaca selam verip kaçarcasına binadan içeriye girdi.
İçerisi her zaman olduğu gibi vampirlerle dolu değildi, garip bir sessizlik hakimdi etrafta.

Jeno acele ile üst kat merdivenlerine yöneldi ve basamakları ikişer üçer çıkıp ikinci kata gelince soluklanmak için durdu.
İkinci kat koridoru bomboştu ve yoğun bir sessizlik hakimdi, Jeno yürürmeye başkayıp önlerinden geçtiği bir kaç tabloyu durup inceledi.

Bunlar yeni miydi? O bir tablo iki tablo derken ayakları onu çoktan Jaemin'in odasının önüne getirmişti.
Jeno yüzünde bir gülümseme ile ritmik bir biçimde tıkırdattı kapıyı ama içerden ses gelmiyordu.

Bir kaç tıkırdatma sonrasında Jeno çatık kaşları ile yavaşa kapıyı açtı ve odanın içine bir göz gezdirdi, Jaemin yoktu. Jeno somurtarak kapıyı kapatacaktı ki duyduğu "Jaemin'i mi arıyorsun?"  sorusu  ile aniden zıplayıp kafasını kapıya vurdu.

Sesin sahibi kıkırdarken Jeno sessizce küfrederek arkasını döndü.
"İyi misin?" Jeno tekrar ona yöneltilen soru ile kafasını kaldırıp konuşan kişiyr baktı.
Kont Suho ellerini arkasında bağlamış eğlenen bir tavırla gülümsüyordu.
Jeno hemen kafasını eğerek selam verip gergince gülümsedi.

"İyiyim." dedi kafasını ovalarayarak "Kafam kalındır benim."
Kont Suho kıkırdarken Jeno rezil olduğunun bilincinde yerdeki kırmızı halı ile aynı renk olmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 05, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

||WAR OF HEARTS|| [Nomin/Jaeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin