•8• Yeni bir sabah yeni bir insan

639 18 3
                                    

" Çık dışarı. Annem gelecek şimdi."
" Şira seninle konuşmama izin ver. Lütfen."
" Kuzey seni dinlemek istemiyorum. Çık git burdan! "
Kuzey aniden beni kucakladı. Ardından merdivenlerden aşağı inip evden çıktı.
" Ne yapıyorsun Kuzey?! Bırak beni. Birincisi üstümde pijama var ve insanların beni böyle görmesini istemiyorum. İkincisi de sen hangi hakla bunu yapıyorsun ki? Sen kimsin? " diye sinirle Kuzeye bağırdığımda
" Seni seven Adam." diyince şok olmuştum. " Bırak beni." diye bağırmaya devam ederken beni bir anda yere indirdi ve öpmeye başladı. Ona karşılık vermemek istiyordum fakat elimde değildi. Kendimi kontrol edemiyordum. Dudaklarım öpüyordu onu ben değil. Beni kendinden çektiğinde hala kendime gelememiştim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Koşarak eve gittim. Kuzey arkamdan her ne kadar " Dur." Ya da " Bekle." diye bağırsa da kulak asmadım. Koşmaya devam ettim. Kapıyı kapatmayı unutmuştu. Açık kalan kapıdan içeri girip kapıyı kapattım. Doğruca odama koştum. Kapıyı kapatıp kapıya yaslandım. Yavaşça yere doğru kaydım. Ağlamak geliyordu içimden. Ama aynı zamanda da bir yanım 'Ağlama Şira ağlama.' diyordu. Dayanamadım. Bıraktım kendimi. Ağlamaya başladım. Yaklaşık on beş dakika ağlayarak öylece durmuştum. Annemden ses seda yoktu. Merak ettim. Ama ilk önce elimi yüzümü yıkadım. Ardından aşağıya indim. Annemi arayan gözlerim istediği sonucu alamamışlardı. İstediği sonucu alamayan gözlerim üzülse de ben sevinmiştim. Çünkü hala anneme kızgın ve kırgındım. Mutfağa gittiğimde kahvaltıyı hazırlayan hizmetçiye annemin nerde olduğunu sordum. Bi bilgisi olmadığını söyledi. Ben de " Teşekkürler. Ayrıca ben kahvaltı yapmayacağım bugün." dedim ve odama gittim. Okul formalarımı giydikten sonra bugünün cumartesi olduğu aklıma gelmişti. Hemen üzerimdeki formaları çıkarıp eşofmanlarımı giydim. Saçımı at kuyruğu yaptım. Kulaklığımı ve telefonumu aldıktan sonra evden çıktım. Müzik eşliğinde koşu yapmamın bana iyi geleceğine inanarak koşmaya devam ettim. Aklımda sadece tek birşey vardı. Kuzey'in dudakları. Onunla daha önce hiç öpüşmemiştim. Onunla çok masum bir ilişkim vardı.

Aklımdaki düşünceleri kovup sadece tek bir şeyi düşünmeye başladım. Koş Koş Koş!! Durmadan koş!! Koşmaya devam ederken sevmediğim bir müzik çalmaya başladı. Telefonumu cebimden çıkarıp müzik seçiyorken hala koşmaya devam ediyordum.

" Hey önüne baksana! " dedim. Önüme aniden biri çıkmıştı ve ona çarpıp yere düşmüştüm.
" Asıl sen önüne bak! Önüne bakmayan sensin." Aslında haklıydı önüme bakmıyordum. Ama bununla uğraşamayacaktım. Zaten başımda onca dert vardı.
" Tamam özür dilerim. Herneyse. Daha fazla uzatmayalım. O kadar derdin içinde bir de bununla uğraşamam." diyip elimi uzatmıştım. Beni kaldırmasını bekliyordum. Fakat odunluk yapıp " Kendin kalk." dedi. Ben de kendim kalkıp ona " Sen ne tür bir odunsun? " dedim. Tam cevap vermek için ağzını açmıştı ki sözünü kestim. " Off her neyse." Bana sözünü kestiğimden dolayı kızmış olduğunu belirten bakış yolladı.
Daha sonra " Ben Barış." dedi. Ben onun aksine kibar olup "Şira." dedim.
"İyi bir koşucusun."
"Teşekkür ederim." Üzerinde eşofmanları vardı. Sanırım o da koşuyordu. "Sen nasıl bir koşucusun hiç bir fikrim yok. Ne de olsa önüme bakmıyordum."
"Demek artık kabul ediyorsun hatalı olduğunu."
Sert bakışımdan sonra " Tamam tamam. Nasıl bir koşucu olduğumu görmek istiyorsan birlikte koşabiliriz." dedi. Kafamın dağılmasına ihtiyacım vardı. Bu yüzden kabul ettim. Fazla hızlı koşmuyorduk. Çünkü koşup bir yandan da konuşmak zor oluyordu. Onu biraz olsun tanımıştım. Meğerse benim eski okulumdaymış. O da lise sondaymış. Eski okulumdan ve tanıdığımız ortak arkadaşlardan konuştuk. Ayrıca o kadar da odun değilmiş. Bir süre sessiz kalmıştık. Çünkü konuşacak konumuz yoktu. Ama o sessizliği bozdu.
"Ee nasıl koşuyor muşum?"
"Eh işte idare eder."
"Pardon?"
"Şaka şaka gayet iyi. Hangi sporla uğraşıyorsun? Yani iyi bir koşucusun ama hobin mi bu yoksa asıl kendisiyle mi ilgileniyorsun?"
"Ben koşucuyum. Hobi olarak değil. Asıl kendisiyle ilgileniyorum. Peki ya sen?"
"Ben de öyle. Yani öyleydim. Ama ben son sınıfım diye bıraktım. Çünkü sınav var ve ona yoğunlaşmam gerekiyor."
"Bence bırakmamalısın. Spor akademik başarıyı da arttırır."
"Yani bilemiyorum."
"İstersen seni ben çalıştırabilirim. Yani tekrardan başlayabilirsin koşuya."
"Aslında olabilir. Zaten kafamı dağıtacak birşeye ihtiyacım vardı. Yani bu aralar kara bulutlar üzerimden eksilmiyorlar. Yani evet isterim."
"O zaman bu günlük koşu yeter. Ne de olsa daha çook vaktimiz olucak koşmak için. İstersen bir yerde oturup kahvaltı edebiliriz." Bu fikir hoşuma gitmişti. Çünki kahvaltı etmemiştim ve üstüne de uzım süre koşmuştum. Bayağı aç hissediyordum. " İyi fikir." dedim. Bildiği bir kafe olduğunu söyledi. Çok güzelmiş ve yakınmış da. Oraya gittiğimizde herkesin süslenip geldiğini sadece bizim eşofmanla olduğumuzu gördüm. Boş bir madaya oturup sipariş verdik. Siparişimizi beklerken bana "Sana nasıl ulaşabilirim ders için? Bana hala telefon numaranı vermedin?" dedi. "Haklısın. Tamamen unutmuşum." diyip numaramı verdim. Siparişlerimiz geldiğinde kahvaltımızı ettik. Kahvaltı boyunca spordan ve eski okulumdan konuştuk. Yemek bittikten sonra birlikte yürüyerek evime gittik. Ona teşekkür edip eve girdim. Mutfağa gidip su içtim. Odama giderken telefonumun titrediğini hissettim. Telefonuma baktım. Meaaj gelmişti.
'Güzel bir sabah yaşattığın için teşekkür ederim. Numaramı kaydetmeyi unutma.'
Onun Barış olduğunu anladım. Numarasını kaydettim. Ayrıca telefonuma baktığımda Kuzey'den beş cevapsız arama ve iki mesaj, Selim'den iki cevapsız arama vardı. Aramalarına cevap vermedim. Kuzey'in mesajına baktım.

--------------------------------------------------
Medyada Barış var.

Kardeşimin SevgilisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin