Gün Doğumu

35 1 0
                                    

Saat gecenin 4’ü arabadayız, gidiyoruz. Dağların kenarlarından yukarıya doğru ilerliyoruz. 1 buçuk saat sonra güneş doğacak. Erken çıkmışız evden. Daha vaktimiz varken. Eren yeni ehliyet aldı. Aslında 17 yaşında. 18’i daha doldurmadı. Bu ehliyeti nasıl aldı bilmiyorum ama sınavı kazandı.  Bir kız arkadaşı vardı. Yarım saat öncesine kadar. Dağın tepesine gitme planımız yoktu. Eren ilkokul yıllarımdan beri çok yakın bir arkadaşım ve aramızda bir yaş var. Ailelerimiz işte, çok yakınlar. Bugünde onlarda kalıyordum. Yarım saat önce aldatıldığını öğrendi. Evet, gece 3 buçukta. Bizde tepelerde bir yere gidelim dedik. Aldık arabayı yukarıya doğru ilerliyoruz. Mutlu olmak için doğan güneşi seyredeceğiz. Böyle şeylere inanırız. Doğan güneş, yeni bir gün. Belki güneşin doğuşuna şahit olursak, bizde hayatımızda yeni başlangıçlara şahit oluruz. Kız arkadaşını çok seviyordu. Ama kız ondan pek hoşlanmıyordu. Anlatmaya çalıştım ama kör gibiydi işte. Her zaman sen kendini çok üzüyorsun, bunları nasıl anlayacaksın ki derdi. Benim daha manyak olduğumu düşünüyor. Çünkü 2 senedir beni sevmeyen birine çok fena halde tutulmuş durumdayım. Bana çok çıkma teklif eden erkekleri onun yüzünden reddettim. Eren’de buna sinirleniyor. Kendimi yeni başlangıçlara kapattığımı söylüyor. Etrafıma bir duvar örmüşüm ve kimse giremiyormuş gibi.

“Arabayı buraya çekiyorum, biraz yürümek zorundayız çünkü yokuş dikleşiyor ve araba çıkamaz”

“Sorun değil, biraz hava olmuş oluruz. Sadece daha hava karanlık”

“Telefonların fenerlerini yakabiliriz”

“Gün doğumunun resimlerini bol bol çek, bunun hakkında bir şarkı yazmalıyım”

“Haziran ve şarkıları, tabii ki efendim”

“Eren ve telefonundan iyidir. Ben en azından ara sıra kafamı kaldırıp başka şeylerle uğraşabiliyorum”

“Hayır bir kere. Sende o Rüzgar denen kafasızdan kafanı kaldırmıyorsun. Her dakika onu düşünüp hakkında şarkılar yazmandansa telefona gömülmeni tercih ederdim”

“Bir gün kafamı kaldırmamam işime yarayacak ve Rüzgar sonunda beni sevecek biliyorum”

“Kimseyi sevemez o”

“Sen nerden biliceksin ki”

“Ortak arkadaşlar, unuttun mu?”

“Onu değiştiren insan neden ben olmayayım ki?”

“Keşke olabilsen. Ama açıkçası o çocuktan hiç hoşlanmıyorum.”

“Bu davranışlarından bende hoşlanmıyorum ama vazgeçemiyorum işte”

“Ya hadi feci şeyler yaşamış olsanız unutamamanı anlarım ama, yaşanmış çok şeyde yok”

“Kötü olan şeyde bu ya zaten, yaşanamayanlar”

Biraz daha yokuş yukarı yürüdük, gece karanlığını sürdürmeye devam ediyordu. Eren eski sevgilisini anlatıp durdu.

“Haziran bak! Başlıyor”

Karanlığın içinden karanlığı delen bir ışık yayılmaya başladı. Yavaş yavaş kapkara olan gökyüzü pembeleşmeye başladı. Doğada böyle şeyler olabildiğine göre, hayatta her şey olabilir. Karanlığın içinden bir ışık… ve bu her gün oluyor. Biz niye olmayalım ki?

Onu ÖldürmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin