3.BÖLÜM

406 32 9
                                    

"LAVANTA"

Kuzey sefer ve Nahide elleri boş eve geri dönerler kapıyı çaldıklarında evde büyük bir heyecan kopar kızım geldi kızım diye ayaklanır Hanife anne kapıyı açtığında ise büyük bir hüsran

"üzgünüm Hanife anne biziz"

"Kuzey oğlum nereye gider bu kız bu karda kışta nereye gider bul onu yalvarıyorum"

"Hanife anne biz herşeyi polislere verdik bak en kısa zamanda bulunacak yıldız inan bana"

"oğlum benim kolum kanadım kırıldı şimdi ben ne yerdeyim ne gökte bul kızımı nolur"

"bulucam Hanife anne bulucam"

Nahide yaşar babasının yanına gider önünde eğilir ve ellerini tutar

"babacım hadi gel sen biraz yukarıda dinlen yıprandın sende"

"benim kızım kim bilir ne halde Nahide. Ben bu halde nasıl uyurum yıldız bulunmadan uyku yok bana"

"babacım tamam ama dinlenmeniz lazım bakın yıldız sizi böyle görse ne kadar kızardı"

"keşke burada olsa keşke tekrardan bağırsa heryeri kırsa gıkım çıkmaz"

Nahide ve yaşar arasında olan konuşmayı bölen poyrazım ani çıkışması olmuştur bütün herkes poyraz dikkat kesilmiştir

"ya hiçbirşey yapmayacak mıyız böyle elimiz kolumuz bağlı mı oturacağız kim bilir ablam ne halde belki yardıma ihtiyacı var!"

"poyrazım sakin ol"

"ya bırak kamer! Ablam öldü mü kaldı mı onu bile bilmiyoruz"

Hanife anne ölüm kelimesini duyunca poyraz karşı yürümeye başlar tam karşısında durur

"benim kızım ölmedi bidaha ağzından ölüm kelimesi çıkmayacak poyraz!"

"ya ne oldu ozaman ha ablama ablam nerde ya ablam nerde! Çıldırıcam"

Bütün aile sessizce oturuyordur kuzey daha fazla dayanamaz ve yaşar amcanın yanına gider

"yaşar baba bana yıldızın arabasının anahtarını verirmisin"

Yaşar amca kuzeyi anlamış olacak ki yüzüne kırık bir şekilde gülümsedi ve cebinden anahtarı çıkarıp kuzeye uzattı

Kuzey evden çıktığında yüreğinde bir yük hissetti bu pişmanlığın özlemin ta kendisiydi

"ama artık burası sana ait değil"

"Sen yoluna ben yoluma"

"herşey bitti artık!"

"Kuzey için değil kendisi için parlayan bir yıldız olacağım"

Kuzeyi düşüncelerden ayıran omzuna dokunan bir el oldu kuzey heyecan ile arkasını döndü ama aradığını bulamadı

"yıldız"

"üzgünüm ben"

"gel sefer gel"

"nasılsın"

"iyi değilim sefer hiç iyi değilim"

"al benden de okadar birşey koptu içimden kuzey değerli birşey koptu içimden kuzey yıldız yıldız benim için çok farklı kuzey"

"bilmezmiyim poyrazdan bile daha çok seversin yıldızı"

"daha çok değil de o ayrı be kuzey yıldız çok farklı o benim kız kardeşim düştüğünde yanında ben oldum, ağladığında ben koştum, laf attılar ben oldum yanında, yemek yerken ben oldum, ama şimdi, düştüyse bile yanında değilim, belki aç ama yanında değilim ne halde bilmiyorum bu çok kötü bir duygu keşke o burda olsa"

Sefer kuzeyin karşısında çocuk gibi ağlamaya başladığında kuzey kendini zor tuttu ve kendinden emin bir şekilde konuşmaya başladı

"sefer yıldız sende ne kadar değerliyse bende de değeri okadar onun için herşeyi mi veririm onun kılına zarar gelse değil orduyu tüm dünyayı yakarım ama şuan sadece sabretmemiz gerekiyor hem sen koskoca sefer reis'sin yıldız seni böyle görse daha mı iyi sil gözyaşlarını kendine gel hadi "

" ya bulunamazsa"

"bulunacak sefer bulunacak"

En yakın arkadaşlar iyi günlerinde birbirlerini bırakmadıkları gibi kötü günlerinde de birbirlerini bırakmadılar sıkıca sarıldılar birbirlerine sefer arkadaşına nereye gittiğini sordu

"hiç öyle biraz kafa dağıtmaya"

"çok dağıtma"

"yok be sefer öyle değil biraz hava alacağım nefesim daralıyor evde"

"tamam sen dikkat et sadece"

"sende"

Kuzey yıldızın arabasına biner bindiğinde ise burnuna gelen tek şey o olmuştur

"lavanta"

"neredesin yıldız neredesin ses ver kuzeye yalvarıyorum"

Kuzey düşüncelere daldığında aklına ağlama kayalıkları gelir ve oraya doğru sürmeye başlar


Beklerken yüreğin acıyorsa
Kavuşunca ruhun yeniden doğar

Devam Edecek...

QUEEN OF THE NORTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin