gördüklerim beni şok etmiş, ağzım açık bir halde kapının önünde kalmıştım. soojin, varlığımı fark etmiş ve tişörtü hızla giymişti. "s-soojin? onlar da neydi öyle?" dedim titrek sesimle.
cevap vermeden, hızla ve telaşla yanımdan geçip gitmeye kalktığında onu sertçe durdurdum.
"bana açıklama yap!" diye bağırdım sinirle. ona değer vermiştim, bu halleri beni korkutuyordu. bağırarak karşılık verdi bana.
"sana ne?!" kolunu biraz daha sıkarak konuştum. "bana hemen bir açıklama ya-" yüzünü buruşturarak inleyince kolunu acıttığımı anlamıştım. elimi çekerek endişeyle baktım ona.
"bana bir açıklama yap? kim zarar veriyor sana soojin?" omzumdan ittirdi beni.
"sana her şeye karışma dedim!" bu son damla olmuştu. sinirle gürledim.
"kapat çeneni!" bununla sıçrayıp birden yere düştü. dizlerini kendsine çekti ve ellerini kendisine siper ederek yalvarmaya başladı. "lütfen, yalvarırım bana zarar verme."
göz yaşlarım akmaya başlamıştı. onun yanına oturarak başını göğsüme bastırdım sertçe. "sana zarar vermeme soojin. bunu asla yapmam." hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. sarabildiğim kadar sardım onu kendime.
"özür dilerim, özür dilerim. ben sana bağırmak istememiştim." diye sayıklıyordu. tamamen içsel duygularımla saçlarını öptüm. kollarını boynuma sardı. başını boynuma soktu ve sessizliğini korumaya devam etti.
"bu yaptığımdan sonra beni affedebilir misin bilmiyorum. ama üzgünüm." ne olduğunu anlayamadan, büyük dudaklarını dudaklarıma bastırdı. ellerini yanaklarıma koyarak sertçe öptü dudaklarımı. şaşkınlıktan hareket edememiştim. dudaklarını yavaşça çekerken dudaklarımdan, gözlerine merakla baktım.
"kızdın mı?" dedi. küçük bir şekilde gülümsedim. uzanıp dudaklarını öptüm tekrardan. alnına yasladım alnımı. "hayır, kızmadım."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
