1 yıl sonrasından Alıntı.
Şu anda çok yoğun olduğum için bu bölümü alıntı olarak paylaşıyorum.
Müsait olduğum bir zaman devamını yazıp yayınlarım.
Keyifli okumalar.
Derbas Milan, gece yarısı uykusundan uyandı. Bir yıl boyunca alışamadığı evliliği onu gün geçtikçe daha da huzursuz etmeye başlamıştı. Az önce yine ağabeyini rüyasında görmüştü.
Karısının yatakta olmadığını anlaması için sağ tarafına bakmaya ihtiyacı yoktu çünkü oda tıpkı Derbas gibi bu evliliği kağıt üzerinde bir evlilik olarak kabul etmişti. Bu yüzden yanında çoğunlukla yatmıyor, yatsa bile araya bir sürü yastık diziyordu. Aynı odanın içinde iki sessiz yabancıydı onlar. Gerektiğince bir araya geliyor sonra herkes kendi köşesine çekiliyordu. Normal bir karı koca gibi birbiriyle ilgilenmiyorlardı.
Alaz'ın ölümünün üzerinden bir yıl geçmişti bu iki genç hariç konaktaki herkes kendini bu ölüme alıştırmış, kaldıkları yerden devam etmeye başlamışlardı. O şok edici mektubu okuduğundan beri Derbas aralıksız üç ya da dört saatten fazla uyuyamıyordu.
Yatak örtüsünü üzerinden atıp yavaşça yataktan çıktı. Dijital saatli radyo, saatin dört bile olmadığını gösteriyor, perdelerin aralığından süzülen ay ışığı yatak odası duvarlarında desenler oluşturuyordu. Genç adam eliyle dağınık saçlarını düzelterek karısını aramaya çıktı. Hava düne göre daha soğuktu ve Ezma yine üzerine bir şeyler almadan dışarıya çıkmışsa eğer üşütebilirdi.
Tahmin ettiği gibi Ezma onun çok sevdiği terasına çıkmış, orada yüzü aya dönük bir şekilde dikiliyordu. Derbas'ı fark edince başını çevirip teras kapısına doğru baktı. Ela gözleri nasıl da ışıl ışıldı gece karanlığında.
Derbas'ı görünce, onun yüzüne bakamazmış gibi başını çevirip aynı noktaya bakmaya devam etti. Derbas orada istenmediğini fark etmişti. Alaz'ın ölümü bile ikisini birbirine yakınlaştırmaya yetmemişti. En azından konuşabilirler, birbirlerine teselli verebilirlerdi fakat genç kadının onu görmeye bile tenezzülü yoktu.
"Hiç uyumadın mı?" diye fısıldadı, genç kadının ters bir cevap vermesinden korkarak.
"Eğer bir daha uyanamayacağımı bilsem uyurdum," dedi kadın büyük bir nefretle genç adamın yüzüne bakarak. Daha sonra bir hışım yanından geçip gitti. Geride rüzgarıyla boğulan bir adam bıraktığı kimin umrundaydı.
Derbas kadının peşinden odaya girerek sanki cevap alabilecekmiş gibi, "Senin derdin ne?" dedi. "Ben mi zorladım seni evliliğe!"
"Derdim mi ne?" dedi kadın. Hızlı adımlarla odanın bir köşesinde duran çekmeceye varıp içinden bir kaç kağıda benzer şeyler çıkardı ve elindeki şeyleri adamın yüzüne fırlattı. "Derdim işte bunlar."
Genç adam hava süzülerek ayaklarının dibine düşen şeylerin fotoğraf olduğunu ve bu fotoğrafların hepsinin Ezma'ya ait olduğunu görünce utancından kadının yüzüne bakamadı.
"Asıl senin derdin ne?!" dedi kadın. "Benim fotoğraflarım niye senin çekmecende? Aşık mısın bana? Ağabayenin nişanlısına! Nasıl bir sapıksın sen?"
"Yeter!" dedi adam bağırarak. "Kes artık."
Kadın donup kaldı.
"Evet aşığım!" dedi adam kadını iki kolundan tutup duvara dayayarak. "Deliler gibi aşığım hemde. Kendimi bildim bileli seviyorum seni. Ağabeyimden bile önce sevdim seni. Ben seni severken o sana kardeşi gözüyle bakıyordu. Sonradan aşık oldu sana. Sonradan gördü seni. Benimse gözlerim ilk seni gördü. Seni bildi!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM YERİME DE SEV
General FictionDerbas Milan kendini bildi bileli Ezma'ya aşıktır fakat genç kadın bundanbihaberdir. Ağabeyisiyle nişanlı olan ve ilişkisinin mükemmel bir seyirde yol aldığından büyük mutluluk duyan Ezma evlilik hazırlıkları devam ederken nişanlısını nişan gecesin...