İHANET.

38 3 4
                                    

     Aldatılmak ne de kolay bir kelime kahrolmak ruhunun ölmesi ve bir çok şeye daha eş değer aslında. ben şuan nasıl aldatıldığımı izliyorum mesela o kızın saçlarını nasıl okşadığı nasıl gülümsediğini, nasıl sarıldığını izliyorum yüreğim uyuşuk sanki hiç bir şey hissedemiyorum ama kalbim o kadar ağır geliyor ki çıkarıp atmak istiyorum. Filmlerde aldatıldığını öğrenince arkasına dönüp ağlayarak giden kızlara hep kızmışımdır yapım gereği, gidip ikisini de dövmek istiyorum mesela ama yapamıyorum galiba onu gerçekten sevmişim. Ölmek istedim ilk anda ama sonra geri teptim o isteği belki onlara cezasını verdikten sonra ölebilirdim. Nefesimi tuttuğumu fark ettim ağlamamak için derin bir nefes aldım fakat şimdi de dudağımı ısırıyordum kanatacak kadar hemde. Dayanamadım tutamadım kendimi kızın onun kokusunu içine çektiğini görünce ağzımdan büyük bir hıçkırık çıktı.Ağzımı kapadım hemen beni görmemeleri gerekiyordu ama ben kendimi hiç iyi hissetmiyordum her an bayılabilirdim. Hafifçe sendeledim ve çimlerin üstüne attım kendimi ayaklarım bana ihanet etmişti. Kolumdan biri kavrayıp kaldırdı beni ama yaşlı gözlerimden onu seçemiyordum.Kendine çekip kafamı göğsüne yasladı engel olamıyordum ama kokusundan her şeyimin geldiğini anlamıştım saçlarımı yavaş yavaş okşayıp sanırsam sevgilime ve yeni sevgilisine küfür ediyordu. Tepkisiz idim ağlıyordum sadece kafamı biraz kaldırıp kıza baktım sapsarı saçları vardı ince beli düzgün fiziği buradan bile seçilebiliyordu kızın belindeki ele kaydı gözlerim yavaşça belini okşayan ele,

yutkunmak istedim ama yapamadım.

"Doruk."

Sesim fısıltıdan hallice idi ben duymayacağını düşünürken gözlerini kocaman açmış beni bedeninden ayırıp yüzüme bakmıştı o kadar mı kötü çıkmıştı sesim yani.

"Sen delirdin mi? Ne bu hal bu piç için mi bu haldesin sen he?"

O kadar sinirlenmişti ki yüzü kızarmıştı.

"Bağırma, lütfen gidelim buradan b-ben iyi değilim." Dedim ve tekrar göğsüne sokulmaya çalıştım ama izin vermeyip beni omuzlarımdan tuttu.

"Ne yani. İki dakika şevkat göstersen ne olur.

-Seni burada bir döverim Evren, yörüngen şaşar.

Dediği şeye gözlerimi devirdim oda böyleydi işte onun yerinde bir kız olsa ağla canım için açılır deyip sırtımı sıvazlarken o beni dövmekle tehdit ediyordu üzülmeye izin yoktu.Ama şuan bunu düşünmeyecektim hiçbir şeyi umursamayan Evren yok olmuştu şuan.

"Eve gitmek istiyorum Doruk anlamıyor musun kaldıramıyorum baksana o kızın yerinde ben vardım iki gün önce benle oturmuştu o banka Kılıç, bana sarılmıştı. Şimdi kim var başka biri üstelik biz daha ayrılmadık ne bekliyorsun çirkeflik yapmamı mı şuan gidip o kızı dövmemi mi? Yapamıyorum ama buram çok acıyor."

Elimle kalbimi gösterip ağlamama devam ederken bir kaç saniye gözlerimin içine baktı Doruk sonrada;

"İyi git, git evine." Dedi.

Yanımda olmasını beklerken böyle bir tepki vermesi daha da canımı yaktı. Bugün nasıl bir gündü böyle kendimi berbat hissediyordum. Yerde olan sırt çantamı bir hışım alıp Doruk bana bakarken başımın dönmesini umursamadan hızlıca yürümeye başladım. En kötüsü de arkamdan gelmeyişi oldu hızlı adımlarla oradan uzaklaştığını duymuştum sadece. Ağlayarak ve neredeyse koşarak eve geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim fakat annemi görünce duraklamak zorunda kadım işte olması gerekirken kapının önünde bana bakıyordu.

"EVREN ne bu hal yavrum gel, gel şöyle."Deyip elimden tutup odama sürükledi ve yatağıma oturup beni kucağına çekti. Göğsüne yaslanmış sarsılarak ağlarken konuşmaya başladı.

"Doruk aradı bende o sıra işten çıkmış eve geliyordum. Senin yalnız kalmaman gerektiğini söyledi bende koştur koştur eve geldim. Anlat bakalım şimdi, neler oluyor?"

Doruk beni tek başıma bıraktıktan sonra annemi mi aramıştı yani, derdi neydi bunun? Hala ağlarken kafamı kaldırdım ve

"Aldattı beni anne." Deyip tekrar anneme sarıldım.Şuan şımarık kızlar gibi davrandığımın farkındaydım ama gerçekten elimde değildi kendimi durduramıyordum.Annem saçlarımı okşarken teselli cümleleri fısıldıyordu, çalan telefonumla derin bir nefes alıp duruşumu dikleştirdim.

"DİĞER YANIM ARIYOR"

Kılıç'ın beni aradığını görünce bir anlık afalladım açmalı mıydım telefonu, kararsız bakışlarımı anneme çevirdim. Bana baktı omzumu sıvazlayıp odadan çıktı bu telefonu aç demekti herhalde titreyen parmağımla açtım telefonu.

"Evren, neredesin güzelim?"

sesi telaşlı ve yorgun geliyordu bir an için ona bir şey oldu diye endişelendim ve bunu istemeden sesime yansıttım.

"Evdeyim ne oldu iyi misin?"

Derin bir nefes aldığını işittim.

"Doruk bugün geldi mi yanına konuştunuz mu onunla."

Sözleri çok değişikti Doruk nereden çıkmıştı şimdi. O an anladım bir şeyleri Doruk Kılıçla konuşmuştu ve benim her şeyi bilip bilmediğimi öğrenmek için aramıştı beni Kılıç. Biraz rol yapmaya karar verdim.

-Yok bebeğim bugün yalnızdım ne sen aradın ne o çok aksatıyorsunuz beni üzülüyorum.

keyifli kahkahasını duydum öğrenmedim diye seviniyordu daha ne kadar sürdürecekti bu oyunu.

-Aşkım ister de buluşmam mı ben sizin eve geliyorum hazırlan sahile inelim.

Cidden beni yarım saat önce diğer sevgilisiyle buluştuğu yere mi götürecekti. Zar zor yutkundum sesimin düzgün çıkması için derin bir nefes aldım ve gözyaşlarımı umursamadan konuştum.

-Tamam hazırlanıyorum.

Sesim cıvıl cıvıl çıkmıştı hep böyle olmaz mıydı zaten için kan ağlarken dışından kahkahalar atmaz mıydın insanlar anlamasın ya da soru sormasın diye. Hep yaptığım bir şeydi bu benim aslında ama şimdiki daha da bir zor geliyordu yüreğime. Zaten giyinik olduğum için yatağımın üstüne oturdum ve sevgilimin gelmesini bekledim, nasıl tutacaktım onun yanında kendimi hiç bir fikrim yoktu.Annem odaya girdi ve Kılıcın geldiğini söyledi gözleri soru işareti doluydu. Ona güven vermek için zoraki tebessüm ettim ve evden çıktım. Kapının önünde bekliyordu sevdiğim adam buraya her geldiğinde kalbim yerinden çıkarcasına atardı fakat şimdi sadece sızı vardı. O kızı bırakıp yalvar yakar bana dönerse affeder miyim diye düşündüm ama hayır affetmezdim.Hiç bir şey olmamış gibi gelip bana sarıldı ve kokumu içine çekip "özlemişim" diye fısıldadı gözlerinin içine baktım seviyormuş gibi bakıyordu rol müydü şimdi bunlar oskarlık oyunculara bin basardı neredeyse bana aşık olduğuna inanacaktım. Bir süre donuk gözlerle izledim oyununu ve sonra bende bir oyuncu olarak başladım rolümü yapmaya. Gülümseyerek gün boyunca bunaldığımı ve onu çok özlediğimi söyledim elimi sıkıca tutarak karşılık verdi ve yürümeye başladık.

İNATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin