Sohbet ederek yürürken söylediği bir espri ye kızmışım gibi davranıp karnına hafifçe vurdum, fakat adam neredeyse ikiye katlandı ve resmen nefesi kesildi bir anlığına kaldırıma oturduğunda "ne oldu" diyerek yanına çömeldim ve yüzünü ellerimin arasına aldım. Kahretsin hala onu umursuyordum.
"Karnıma darbe aldım bugün biraz ağrım var."
"NE kavga mı ettin?"
Kafasını kaldırıp yüzünü buruşturarak "sayılır" dedi ve ayağı kalkmaya çalıştı koluna girip ona yardım ettim. "Bizim çocuklar evde değil bana geçelim mi?"
Bir an ne cevap vereceğimi şaşırdım ilk defa oraya gitmeyecektim fakat onunla dört duvar arasında yalnız kalmak pekte cazip gelmiyordu şuan için.
"Sahile gitsek..."
"Yorgun hissediyorum sahile gidecek havam yok eve geçelim işte güzelim."
Gene ona kıyamadım neden kavga ettiğini bilmiyordum ve merak ediyordum. Sırf bu yüzden bile kabul etmiş olabilirim onunla o eve gitmeyi. Kimi kandırıyor sam son defa mutlu olmak istiyordum onunla son defa baş başa olmayı son defa sarılmayı. Başımı salladım ve yerden kalktı.Evin önüne geldiğimizde anahtarı bana verdi kapıyı açtım ve ayakkabılarımı çıkarıp yavaş adımlarla ilerledim, yanımdan geçerken "kahve ister misin?", diye sordu her zaman yaptığı gibi cevap vermediğim halde mutfağa gitti ve su ısıtıcısına su koydu pervaza yaslanmış buğulanan gözlerimle onu izlerken bana döndü ve hiçbir şey demeden beni izlemeye başladı oda. Bir iki saniye sonra yanıma yaklaşıp yüzümü ellerinin arasına aldı, tam o an bir damla yaş aktı gözümden parmağıyla sildi yaşı ve bana sıkıca sarılıp kokumu içine çekti. Bana üzülüyor gibiydi neden ağladığımı sormamıştı ama bana çok güzel sarılıyordu. Benden yavaşça ayrılıp elimi tuttu ve oturma odasına sürükledi koltuğa tam yamacına oturturdu ve yanaklarımı, alnımı öpmeye başladı. "Seni seviyorum" diye fısıldadı ve beni yine göğsüne çekti artık hıçkırarak ağlıyordum. Bu bir veda mıydı hiçbir fikrim yoktu artık akışına bırakmıştım onu çok seviyordum ve asla bırakmak istemiyordum. Evet şuan tam aptal kız rolündeydim ama başka seçeneğim yokmuş gibi hissediyordum.
"Ben böyle olacağını düşünemedim özür dilerim Evren ben senin üzülmeni istemedim."Dedi sesi berbat çıkıyordu. Kendimi ondan çekip boğazımı temizledim. "Neyi düşünemedin, öğreneceğimi mi yoksa bağırıp çağırmak yerine aptal gibi evine gelip yine sana sığınacağımı mı? Hangisini ön göremedin...Neden yaptın bize bunu, cevap ver susma CEVAP VER." Son cümlemde ayağı kalkıp bağırmaya başladım benle birlikte oda ayağı kalkıp beni sakinleştirmek amacıyla kollarımdan tuttu ama kendimden geçmiştim bir şeyler diyordu ama duymuyordum sadece "neden yaptın" diye bağırarak ağlıyordum ve onu itiyordum. Kaldıramıyordum benle iken başkasına sarılmasını başkasını öpmesini kaldıramıyordum. "Beni dinlemek zorundasın" diye bağırdığı an susup ona baktım ve alaylı bir şekilde sırıtmaya başladım istemsizce. "Neyi dinlemek zorundayım, yalanlarını mı, yoksa kız seni tehdit falan mı etti babası mı mafyaymış he?" her sorumda işaret parmağımla göğsüne vurarak geri gitmesini sağladım ve diyeceklerim bitince koca bir kahkaha attım. Endişeli görünüyordu belki de delirdiğimi düşünüyordu. "Dinliyorum, ANLATSANA." Tamamen istediğim şeyi yapıyordum şuan söyleyecek yalan bulamıyordu onu dinleyeceğimi düşünmüyordu çünkü, keşke şuan saçma bir yalan söylese o kızdan ayrılacağım hala seni seviyorum dese de affetsem onu. Onsuz yapamam diyemem çünkü onsuz yaparım, unuturum elbet bir gün ama canım çok yanar.
Şu yıldızcığa basmayı unutmayın lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNAT
ChickLitAldatılmak ne de kolay bir kelime kahrolmak ruhunun ölmesi ve biR çok şeye daha eş değer aslında. ben şuan nasıl aldatıldığımı izliyorum mesela o kızın saçlarını nasıl okşadığı nasıl gülümsediğini, nasıl sarıldığını izliyorum yüreğim uyuşuk sanki hi...