Bölüm 1- Hayatımın Güneşi

7 0 1
                                    

Belki de yalnız kalmış her çocuğun bir hayali dostu vardı, ya da ben tektim.

Bilmiyordum.

Ancak bu dünya da o kadar yalnız hissediyordum ki sanki Tanrı bile bu küçücük kız çocuğuna acımıştı ve ona bir dost gönderdi.

O gün tüm  çocuklar gibi bende parka gitmiştim, oyun oynamak istiyordum. Boş bulduğum bir salıncağa oturmuştum, diğer çocukların birbiriyle nasıl bu kadar iyi anlaşabildiğini merak ediyordum, çünkü ben bulaşıcı bir hastalık taşıyormuşum gibi uzaklardı benden. Sebebi ise onların kötü olması değildi, tamamen bendim. Çünkü yanıma gelen herkesi iterdim, onlarla oynamak istemezdim ve uzaktan onları izlerdim.

Çünkü ben küçükte olsalar insanlardan korkuyordum. Büyükler gibi olabileceklerinden korkuyordum. Ve o güne kadar kimse ben ittiğimde tekrar yanımda olmak için diretmemişti.

Ta ki o zamana kadar.

Oturduğum salıncakta birinin beni izlediğini hissetmiştim, kafamı çevirdiğimde sanki güneşin tam yanımda olduğunu hissettim, öylesine sıcak ve parlaktı ki baktığım şey. Ancak yanımda olanın gerçekten hayatımın Güneş'i olduğunu yıllar geçtikçe anlayacaktım.

Sanırım bana şuan bile mükemmeliyetin tanımını sorsanız ondan bahsederim.

Güneş'ten.

Tupturuncu saçlarıyla, benden en fazla bir kaç yaş büyük bir çocuktu Güneş'i ilk tanıdığımda. Yanımda ki salıncakta oturmuş meraklı gözlerle beni izliyordu. Kısacık ömrümde ilk defa birinin bakışlarından korkmamıştım, gözlerimi kaçırmamıştım.

"Merhaba." dedi kafasını eğerek. Cevap vermemiştim çünkü insanlarla nasıl konuşulurdu, ve konuşulmalımıydı bunun benim için ne gibi sonuçları olurdu ve daha bir sürü şey bir kaç saniyede aklımdan peş peşe geçmişti. Durdum ve bir şey diyemedim.

"Konuşmayacak mısın?" gözlerini hiç ayırmadan bana bakıyordu.

"Umay, benimle konuşabilirsin." dedi.

Adımı biliyordu. Hayatımda annem ve babamdan sonra ilk defa birisi bana adımla seslenmişti. Korkmuştum, bir yabancı beni tanıyordu.

Salıncaktan hızlı adımlarla uzaklaştım. Adım seslerini duyabiliyordum.

Daha fazla korkmuştum. Ama o hala peşimdeydi. Koşar gibi oradan uzaklaşırken , ağaçların kurumuş yapraklarıyla dolu, sonbaharın bütün renklerini içinde barındıran, mahallemizden 2 arka sokakta bir bahçeye gelmiştim. Adım seslerinin birden kesildiğini fark ettim ve durdum. Arkamı döndüm ve birkaç adım ötemde durduğunu gördüm. Beni buraya kadar takip etmişti.

O an hayatımda hiç yapamayacağım birşeyi yapmıştım. Ona doğru gittim. Ona yaklaştıkça korkum azalıyordu. Çünkü sanki bu hayata beni güzelliklere inandırmak için gelmişcesine masum ve tatlıydı. Çilleri küçük çiçeklerini andırıyordu. Onun yüzünde binlerce çiçek açmıştı sanki.

"Adımı biliyorsun." dedim çekinerek.

"Evet, buna neden bu kadar şaşırdın." Dedi.

"Çünkü bir yabancısın." Dedim. Yüzünün asıldığını fark ettim.

"Beni buraya çağıran sensin." Dedi. Dediklerine anlam verememiştim.

"Seni tanımıyorum bile." Dedim.

"Dün gece beni sen diledin aptal. " Dedi.

"Aptal mı? Sen terbiyesiz bir çocuksun." Dedim, ve sonra diğer dediklerini idrak ettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 22, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Güneş Saçlı ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin