Giriş

509 225 258
                                    

Sizlere şarkılarla beraber güzel okumalar diliyorum.🙏
Umarım okurken sizde benim yaşadığım o hazzı yaşarsınız...❤

Beğendiyseniz oy kullanmayı unutmayın...iyi okumalar🎈

     İstanbul un en görkemli villasında yaşayan ailenin çocuğu Aras henüz 6 yaşındaydı. Soylu ailesinin tek veliahtıydı Aras, Aras soylu.
Her zamanki gibi odasında annesinin ona aldığı yeni uçağıyla oynuyordu,

"Vuuuuuvvvv iniş yapıyoruz,"

Uykusu her zamankinden fazlaydı ama uyumak istemiyordu, daha çok annesinin aldığı uçağıyla oynamak istiyordu.
Zaten bir çocuğun başka ne derdi olabilir ki?
Oysaki uyku saati çoktan gelmiş geçmişti, annesi onu ilk defa uyutmak için gelmemişti, bu Arasında tuhafına gidiyordu. Elindeki uçağı bırakıp kıkırdadı,

"Annem beni unnutu," diyerek esnedi. Minik bedenine daha fazla uyku bastırınca annesinin yanına gitmeye karar verdi.
Minik ve çıplak ayaklarıyla kapıya ilerleyip, kapıyı açtı.

"Anneeee!" diye seslendi ama cevap gelmedi
"Anneeeee!" diye tekrarladı. Ses seda gelmeyince aşağıya inmeye karar verdi. Odasının kapısını kapatarak merdivenlere yöneldi ve minik çıplak ayaklarıyla merdivenleri indi. Son adımını atacağı sırada bir bağırtıyla gözlerini salona dikti. Sesin sahibi annesine aitti. Annesi ile babasını ilk kez bu şekilde görmüştü, korkudan titreyen sesiyle,
"Anne," dedi.
Babası oğlunu görünce direk çekti ellerini kadının boğazından, hemen oğlunun yanına gelip önünde diz çöktü.

"Oğlum sen neden uyumadın? Hadi odana çık uyu ben yanına gelirim" dedi.

        Aras ağlayan annesine baktığında, kadıncagız gözyaşlarını silip gülümsedi, odasına çıkması için başını salladı. Aras annesi için hemen babasının yanından yukarıya doğru koşar adımlarla çıktı merdivenleri. Korkuyla kendini yatağına attı, yorganı başının üzerinde bir karış mesafe kadar çekti. Çok uykusu vardı ama annesi olmadan uyuyamazdı. Gözyaşları içinde yatağında öylece durdu elinden birşey gelmiyordu. Sadece yarım saat sonra odasına kimse gelmeyince aşağıya inmeye karar verdi. Çıplak ayaklarını yorganın altından çıkartarak odasından çıktı, minik adımlarla merdivenleri indi. Aşağıda kimseyi göremeyince odasına geri çıkmaya karar verecekti ki bir çığlıkla yerinde durdu.

"Yeter! Artık bırak beni!" diyordu annesi.
Sesin geldiği yer yatak odasına aitti. Odaya doğru ilerledi. Odanın kapısı hafiften aralıktı. Aralıktan baktığında gördüğü manzara karşısında korkusu daha da arttı. Babası elindeki kemerle annesine vurduğunda Aras olduğu yerde sıçrıyordu. Ağlamaktan simsiyah gözleri kan kırmızısına dönüşecekti, ağlarken çıkardığı sesler daha da arttı. Babasının bir anda kapıya bakmasıyla, Aras kendini merdivenin boşluğuna attı ve oraya sığındı. Babası odadan çıktığında kimseyi göremeyince tekrar içeriye girdi ve bu sefer kapıyı kapattı. Artık Aras için babası canavardan farksız değildi. Saatlerce dinledi babasının annesine ettiği işkenceyi.
Kapı saatler sonra açıldı ama bu annesi degil, babasıydı. Adam odadan çıkıp karısının üzerine kapıyı kapattı ve kilitledi.
Adam merdivenleri çıkarken bir yandan da üzerindeki gömleği çıkartıyordu. Aras hızla kendini annesinin olduğu odaya attı.

"Anne?" dedi kapıyı hafiften tıklatarak. Kadın oğlunun sesini duyduğunda yerden kalkarak kendini kapının önüne attı.

"Aras, bebeğim sen ne yapıyorsun burada? Sen uyumadın mı?"
dedi, ağladığını belli etmemeye çalışıyordu.

"Anne korkuyor musun?" diye sordu minik Aras.

"Hayır oğlum, ben iyiyim neden korkayım," dedi kadın hiçbir şey olmamış gibi konuşuyordu, çünkü zorundaydı.
Arasın aklına o an annesinin ona her korktuğunda söylediği şarkı geldi. Bu şarkıyı Aras annesiyle uydurmuştu. Kadın hep gitar çalmayı hayaleyen minik oğlu için bu şarkıyı yapmıştı.

"Anne ama ben korkuyorum," dedi Aras.

Bu kadının yüreğini yakmıştı ona sarılmak istemişti, bunu yapamamak onu mahvediyordu.

"Bana şarkımızı söyler misin?"diyerek gözyaşlarını sildi minik Aras.

Kadın, gözyaşlarının ardından gülümsedi.
" Tabiki anneciğim, hatta birlikte söyliyelim,olurmu?"

"Olur," dedi Aras.

Kadın üzerindeki bütün acıları bir kenara bırakıp, şarkıyı söylemeye başladı, oğluda ona eşlik ediyordu,

"Yüzyılların olurum senin, bir gece anîden yağarım üzerine, kar olup yıldızlarla karışık kar olurum, imkansızı yaşatırım..."

Şarkı bittiğinde kadın kapıyı tıklattı, Aras dan ses gelmiyordu.
"Bebeğim, orda mısın?"
"Aras,"
Minik çocuk oracıkta uykuya dalmıştı. Sonra kadın adamın sesini duydu,
"Şu çocuğun haline bak! Hepsi senin suçun!" diyerek adam oğlunu kucağına aldı. Kadın ise oracıkta gözyaşlarına boğularak, acılarıyla başbaşa kaldı. Adam oğlunu odasına çıkartıp yatağına yatırdı.

       Aras yüzüne vuran güneşi eliyle yitmek istercesine, ellerini gözlerinin üzerine siper etti. Minicik elleriyle gözlerini ovalayıp yataktan doğruldu. Aklına gece olanlar geldi rüya olabilir mi? diye düşündü. Komidinin üzerine bırakılan bir çift çorap olduğunu fark etti, bunu sadece annesi yapardı, sabah uyandığında ayağına giysin diye her sabah komidinin üzerine bir çift çorap koyardı. Bu sefer rüya olduğuna emin olup kıkırdadı,

"Yine rüya keşfine çıkmışım," dedi ve çorabı alıp ayağına geçirdi.
Yataktan kalkıp direk kapıya yöneldi,  kapıyı açıp hızla merdivenleri inmeye başladı, o sırada babasını gördü yatak odasına ilerleyip kilitli olan kapıyı anahtarla açısını izledi.
Kapıyı açmıştı ama içeriye girmemişti. Babası geri salona geçerken minik Arası fark etmedi. Aras hemen minik minik adımlarla odaya doğru ilerledi, elinden geldiği kadar sessiz olmaya çalışarak kapının kolunu indirip kapıyı açtı,

"Anne," diye fısıldadı, açtığı kapıdan başını içeriye geçirerek.
Etrafı süzdü ve içeriye girdi. Gördüğü manzara karşısında ne olduğunu anlamadı, anlayamazdı...

       Yavaşça ilerledi annesine doğru, oyun oynamak, gitar çalmak, dondurma yemek için olan minik ellerini annesinin cansız bedenine dokundurdu. Kıkırdayarak,

"Anne, öyle sallanılmazki," dedi annesinin havada sallanan soğuk ayaklarını tutarak.

"Hadi anne çıkar o ipi ve uyan" dedi bu sefer çok ciddiydi annesine kızıyordu.

"Uyan anne!" dedi. Bu sefer bir şeylerin ters gittigini fark etti, gözlerinden akan yaşlar gözlerini yakıyordu bir yandan annesini uyandırmaya çalışırken bir yandanda yanan gözlerini ovalıyordu.

Ve annesi uyanmadı...
Her şey böyle başladı...
Aras sadece annesini değil, duygularını da o ipin ucuna asmıştı,ve sadece annesini değil benliğini de kaybetmişti...
Her güzel şeyin bir gün sonu geldiği gibi ayrılmıştı annesinden...

Umarım minik Arasın hikayesinin acısını sizde içinizde yaşamışsınızdır...
#thankyou😇

ZİRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin