"Söyle bakalım ne yapacağımızı? Ha?"
Joohyun'ın bana yaptığı zorbalıklar sebebiyle, Kaptan Sparrow'un yetmiş ikinci yaş gününü kutlamak amacıyla Red Light'ta düzenlenen partiden Taeyeon tarafından dövülerek kovulduğu gece kendini güne devretti, dostlarım. Üstelik bu yaşında bar işletecek kadar manyak olan ve kankim Sehun'un idolü konumundaki moruk dostum Bay Aegeus, Irene'in Red Light'ı bırakın Ay Işığı Sokağı'na bile girmesini yasakladı.
Taeyeon beni Irene'in elinden kurtardığında ne hissettiğimi çözümleyebilmem imkânsız ancak bunun minnettarlığa yakın bir duygu olduğundan eminim. İçimde yaşayan ve deli ve asi olmasıyla bilinen Fan'ın Joohyun üzerinde uygulamak istediği her şeyi; Meri'nin torunu, Sica ve Sooyeon'un kuzeni ve Dara teyzenin yeğeninin gerçekleştirmesi biraz garip, ancak bana azıcık da olsa cesaret aşıladığından ötürü Taeyeon'a minnettarım.
Bu garip olay yaşandığında, Sooyeon, Sehun ve Sooyoung, ismini Pelinsu Gang koyduğumuz whatsapp grubunun en dişli ve asi üç üyesi bana doğru yürüyorlardı. Kankiler Silah Tacirleri'ne mensup olanların tümü Red Light'ta değildi ancak Granny Jojo'nun Siri'yi kullanarak onlara yaşananları özetleyen bir mesaj attığını ve Taeyeon'u da gruba eklediğini işitmiştim.
3S'in Joohyun'a karşı çıkamayacak kadar korkak olduğum için bana çekecekleri nutuğu dinlemek o an sadece ruhuma edeceğim bir işkence gibi göründü, ben de Red Light'ın ışıklarla donatılmış kapısına doğru koşup mermer basamaklardan birinde oturan ve hıçkırarak ağlayan Irene'i sırtından itmek suretiyle, Kaptan Sparrow'un doğum günü partisini terk ettim.
Ay Işığı Sokağı ile arasında on dakika mesafe olan ve Bay Aegeus'un ona taktığı siyah inci lakabıyla tüm kasaba halkı tarafından bu şekilde anılan Yuri ve açtığı butik sayesinde sürekli moda haftalarına davet edilen Seohyun Jenner ile paylaştığım evime ulaşmaya çabalarken hâlen koşmaya devam ediyordum. Rüzgâr hala vişne kokan bir şampuanla yıkadığım saçlarıma inatla tutunmaya çalışan siyah tokanın çabalama arzusunu yok etti ve yanaklarımdan dökülen yaşları dindiren bir kurutma makinesi görevini üstlendi. Biraz olsun rahatladığımı hissettim.
Sehun, Yuri'nin yanına taşındığımda evin çatısını dün gece vefat eden Büyükanne Pectonia'nın nalburundan aldığı Pelinsu pembesiyle boyayıp tüm kasaba halkının benimle dalga geçmesini sağladığından ötürü; Kris, Sooyoung, Jongin, Sooyeon, Hyoyeon, Yoona, Seohyun ve Yuri'nin bulunduğu arkadaş grubumuza bir ad vermeye karar verdiğimizde, çetenin kendine seçtiği isim buydu dostlarım. Pelinsu Gang. Dürüst olmak gerekirse bunun hayatımda duyduğum en boktan isim olduğunu düşünmüştüm ancak sürüden ayrılmamak adına bir şey söylemeden onaylamıştım.
Grubun açıklamasında bizim tayfadan birilerinin zamanında kurduğu ikonik cümleler bulunuyor. Bunlardan en ünlüsü; Sooyoung'un, Sooyeon'un yirminci doğum günü partisinden sonra Sica, Choi evinin altın kaplamalı klozetine içtiği tüm içkileri boşaltırken ve Sehun, Jung'ların kapısına dayanıp Soojung'a serenad yapmayı planlayan Jongin'i Papa Jung'ın önünde yarı çıplak bir hâlde striptiz yapması için ikna etmeye çalışırken, elinde tuttuğu çikolatalı süt kutusuna bakarak, "Ben sütümü Gucci'den alıyorum." demesi sanırım.
Jongin'in, f(x)'in Red Light'ta ilk sahne aldığı gün, kırmızı saçlarının ucuyla işveli cilveli bir biçimde oynayarak "Senin yirmilik dişin." diyen Soojung'a vurulduğu ilk anda, "Aşk bu dünyadaki en mutluluk verici şey!" diye romantikleştiği sırada Kris'in "Siktir git lan para varken mi?" diye çıkışıp sözü şöyle devam ettirmesi de unutulmaz: "Ailenden mi mutlu değilsin, yenisini alırsın."
Bayan Yuki'nin ev hediyesi olarak verdiği ayçiçeği saksısının diplerine bir yerlere sakladığımız evin anahtarını alıp çarçabuk içeri girdim. Merdivenleri üçer beşer atlayıp tavanarasında olması dolayısıyla yazları sıpa ortamına dönüşen odama çıkarken, şans bu ya, Yuri ve Seohyun ikilisinin kırdığı ancak Zitao'ya haber uçurup düzelttirmeye üşendikleri boy aynasının köşesi omzuma yakın bir yeri çizdi. "Ananı sikeyim," nidaları eşliğinde ve kanayan kolumu bir yere dokundurmamaya uğraşarak odama çıktım ve Strawberry Shortcake pikeli yatağımın kenarındaki komodinin çekmecesinde üç saat yarabandı aradım, sonra aklıma Sehun geri zekâlısının onları banyoya sakladığı ve "Bak bilmiyorsun bunu tamam mı," dediği geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günebakan Kasabası
Fanfiction"Ulu Tanrı, çamurdan yarattığı her kulunun dört odacıklı yüreğine ayçiçeği tohumu atmıştır. O tohumu güzelce büyütmek, geliştirmek ve çiçek açmasını sağlamaktır bizim amacımız. Böylece güneşin yönünü, yani hakikati ayçiçekleri gösterecektir bize, ka...