Aile

42 1 0
                                    

Uyandığımda babamın yatakta olmadığını fark ettim. Hemen doktorun yanına koştum. Babamın nerede olduğunu sordum.
Burada giyiniyor dedi.

Babam giyindikten sonra Hükümet Binasına gittik.
O adam hala tutukluydu.
Bütün gece ağzından bir kelime çıkmamış. Polis bana "Eğer hemen kalıcı bir delil sunmazsan bu adamı salıp seni tutuklayacağız." dedi

Korktum, ve babamın yanına gittim babama "Bu adamın bizi esir aldığına dair bir kanıt nasıl bulabiliriz ?" dedim. Bana malesef bilmediğini söyledi.
Sonra aklıma bu adamın beni kaçırdığı aracın tamamen bir kanıt olduğu geldi. Ama araba hala orda mıydı? Egolanyadan gelip götürmüş olabilirler miydi?

Hemen arabanın olduğu yere gittim araba tanrıya şükür orada duruyordu...

Polisler geldiğinde arabanın plakasının bir Egolanya plakası olduğunu tespit etti. Ve Egolanya Hükümetine bu konu hakkında telgraf çekti.

Babamla eve doğru yola çıktık. Annemin nasıl bir tepki vereceğini merak ediyordum yine. Eve geldik kapıyı çaldık. Annem açtı;
"Ah oğlum nerdesin kaç gündür seni bek....."
"Anne babam yaşıyormuş meğer sana haber verecektik ama durumlar çok karıştı. Çok sevindin sende değil mi?"
Annem olduğu yerde kaldı. Ve sol gözünden bir damla yaş aktığı sırada bayıldı. Yere düşmeden babam onu tuttu ve içeri götürdü.

Biri iki saat sonra annem uyandı ve sadece karşıdaki krem rengi duvara bakıyordu. Babam bir kaç kez seslendi ama cevap vermedi. Anneme koşup sarıldım. O da bana sarıldı.
Ağlıyordu. Anne artık geçti dedim. Sonra babamda anneme sarıldı. Sadece bizim ailemizde durumlar iyi gidiyordu. Ama ülke bir uçuruma doğru sürükleniyordu.

"Anne benim savaşa gitmem gerekiyor." dedim. "Ne savaşı?!" dedi. "Bir Soğuk Savaş neredeyse bir yıl sonra gerçekleşecek. Gidip adımı yazdırmam gerekiyor." Ağzı açık kaldı ve dondu. "Ben babanı kaybettim. Ama seni kaybedemem" "Ama bak anne geri döndü". "Ama sen geri dönemezsin anlasana!"
Haklıydı. Fakat eğer ailemi korumak istiyorsam bunu yapmalıydım.

Annem bir kaç gün boyunca ağladı. Ama sonra ben o kadar ısrar edince ancak bir şartla izin vereceğini söyledi. Her hafta mutlaka mektup atmamı söyledi. Bende tamam diyip söz verdim. Annem çok gönüllü olmasada izin verdi.

Ertesi sabah Orduya gittim adımı yazdırdım. Bir kaç gün sonra beni çağıracaklarını ve sağlık testi yapacaklarını söylediler.

Eve giderken yoldan 5 zolan a yarım ekmek aldım. Yolda onu yerken eğer orduya girebilirsem nasıl savaşacaktım, cephede ne yapacaktım. Babam asker olmasına rağmen savaşa girmemiş ve bu yüzden bu konuda bir şey bilmiyordum.

Ekmeğin birazını yedikten sonra doyduğumu hissettim cebime koydum. Bütün bu olaylar o kadar çabuk gelişmiştiki ben bile yaşıdıktan sonra anlıyordum adeta.

GünlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin