Savaşın Stresi

56 1 0
                                    

Sağlık testine girdim. Ama neler olacağından haberim yoktu.

Başvuruyu yaptığımdan iki gün sonrası sabah annem odama " sana telgraf var " diyerek girdi. Hemen telgrafı aldım. Saman kağıttandı Uranya'nın ekonomik durumu iyi olmadığında telgraflar saman kağıtla basılıyordu.
Üzerinde "Uranya Başkomutanlığı" yazıyordu.
Altında "George Allison orduya katılım talebiniz kabul edilmiştir. 22 Aralık tarihinde Opha'daki ordu kampına gelmeniz arz edilir." yazıyordu. Duraksadım düşünürken çok rahattım. Ama şuan stresliydim. Korktum. Kendimden şüphelenmeye başladım.

O gece uyuyamadım. Sürekli savaşı düşünüp durdum. Yatakta dönüp duruyordum ve köydeki arkadaşım Michael geldi yine aklıma. Şehire taşındığımızdan beri hiç onla görüşememiştim. Michael'le beraber bütün arkadaşlarımı özlemiştim.
Kafamdaki her şey gittikçe büyüyordu.

Ertesi günü annem yanıma geldi ve bu akşam erken uyumamı çünkü yarın kampa gideceğimi söyledi.
O akşam zor bela uyudum.

Sabah kalktığımda gayet uykumu almıştım. Hemen giyindim. Yüzümde donuk bir ifadeyle yola çıktım.

Kampa geldiğimde çok şaşırdım. Herkesin elinde kılıç vardı. Evet, kılıç kullanmayı biliyordum ama ordunun niye silah kullanmadığını anlamamıştım. Başkomutanın yanına gittim ve neden kılıç kullanıcağımızı sordum. Bana "Ülkenin ekonomik durumu iyi değil bu yüzden kılıç kullanmak zorundayız ama malesef Egolanlar silah kullanacaklar."
"Komutanım böyle olursa çok çabuk asker şehit ederiz."
"Yapacak bir şey yok! Bunu bu savaşa imza atana sormamız lazım."

Artık neredeyse hiç şansımız yoktu. Ama yinede çabalayacaktım. Kılıç kullanmayı biliyordum ama kendimi geliştirmem gerekiyordu. Nasıl olsa 1 yıl kadar zamanımız vardı.

O gün 15 kere koştuk. Çok yorgun düştüm. Eve girdiğimde hemen koltukta uyuya kalmışım.

GünlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin