Doruk'tan (resim Doruk Keskiner)
Sabah çalan alarmla açtım gözümü sabahları erken kalkmayı seviyordum ama geceden kalma olunca kötüydü yanıma kolumu uzattım kadınımı bulacağımı düşünerek ama yoktu kaşlarımı çatarak yana döndüm bir not kağıdı vardı "erken çıkmam gerekti üzgünüm seni seviyorum" not kağıdını kenara koyarak ılık bir duş almaya geçtim bugün işe değil bir üniversiteye seminere gidecektim Serkan rica etmişti öğrencilere bu tarz eğitimlerin gerekli olduğunu düşünüyordu gerekliydi bazen ama bana üniversiteye gitmek garip geliyordu ben işlerin başına geçebilmek için bütün derslerimi 2 yolda verip üniversite hayatı yaşayamamıştım gerçi ben neyi yaşamıştım ki. Üzerime gri takımımı giydikten sonra kahvaltımı etmeye indim yeni bir çalışan almıştım eve ve elinin lezzetini sevmiştim kahvaltımı yaparken bir yandan yeni projeyi inceliyordum ki kardeşimin "günaydın abi" diye cıvıldamasını duydum "günaydın" derken bu kadar mutlu olmasına sevinmiştim Nihal bir yıl önce bir kaza geçirmişti ve yürüyemiyordu o spor yapmayı dans etmeyi çok sevdiği için hayata küsmüştü kimseyle görüşmüyor konuşmuyordu ama bugünlerde doktoru tedavinin işe yaradığını söylemiş ve ona umut olmuştu aklıma Nihale yardımcı olacak bir fizyoterapist bulmayı yazdıktan sonra masadan kalktım "Gitmem gerekiyor kendine dikkat et yorma sakın kendini" ,"tamam abicim" çizimlerin olduğu çantayı alarak korumalara her zamanki gibi uyarılarımı yaptıktan sonra arabaya geçtim Yiğit (şöförüm) "Günaydın Doruk bey bugün üniversiteye gidiyoruz değil mi ?" Deyince ona kafa sallamakla yetindim. Serkanın aradığını görünce meşgule attım zaten birkaç dakikaya üniversitede olacaktım nasıl olsa. Yiğit geldiğimizi söyleyince indim ve şöyle bir göz attım bahçesine gözlerin çoğu dönmüştü bile alışkındım artık bu bakışlara gözüm ileride bir arkadaş grubuna takılmıştı 5-6 kişi oturmuş kahkahalarla sohbet ediyorlardı böyle bir üniversite hayatı yaşamayı gerçekten çok isterdim yanlarından geçerken tanıdık gelen bir kıza baktım bana ters ters bakıp önüne döndü güldüm kendi kendime hafiften Serkan'ı karşımda görünce sarıldık "Kardeşim hoş geldin biran gelmeyeceksin sandım gel bu taraftan"
"Söz verdim o kadar gelmez olur muyum İstanbul trafiği işte" kafasını salladı içeri girdiğimizde aşırı dolu olduğunu gördüm bu kadar mimar öğrencisi var mıydi cidden Serkan bana yaklaşırken "Çoğu senin için geldi" deyip göz kırptı bişey demeden masaya geçtim ve konuşmaya başladım.-Seminer bittiğinde yorulmuştum cidden kızların sorularını cevaplamaktan yorulmuştum "Hadi gel bir kahve içelim seninle" , "Güzel olur" beraber okul dışında bir kafeye geçtik "Oğlum neden kendi işini yapmak yerine burda bu kadar öğrenciyle uğraşıyorsun yoruyorlar" bana güldü "Benim işim bu uğraşmayı seviyorum biliyorsun hem bazı kız öğrencilerin bana aşk mektuplarını okumak çok eğlenceli" deyip sırıttı sohbete devam ederken Serkan'ın gözü bir yere daldı baktığı yere dönünce telefonuyla uğraşan bir kız gördüm Serkan ona doğru seslendi "Duru" koz buraya doğru gelince biraz sohbet ettiler beni tanıtınca hafif gülümsedim oda aynı şekilde tepki verince şaşırdım genelde kadınların bana sarkıntılık etmesine alışkındım Duru denen kız başka bir masaya doğru gidince Serkan bana döndü "Çok güzel kız be öğrencim olmasa net yazardım" güldüm "Senin Merve ne oldu Doruk onu cidden seviyor musun ne iş yaptığını bilmene rağmen", "Biliyorsun Serkan bizim öyle bir ilişkimiz yok onunla vakit geçiriyoruz ama benim için önemli" Merve bir hayat kadınıydı bir oğlu vardı ve ona böyle bakıyordu beraber oluyor vakit geçirip eğleniyorduk ama işi hiç ciddiye bindirmemiştik ikimizde onu kıskanmıyor işine karışmıyordum oda bana karşı öyleydi Serkan'la biraz daha sohbet edip şirkete geçtim işlerim yoğundu Merve'den akşam görüşmek istediğine dair mesaj alınca gülümsedim.
Duru'dan
Kafeden çıktıktan sonra dersim bittiği için eve geçtim burda tek yaşıyordum ailem Kocaeli'nde yaşıyordu çalan telefonumu duyunca yemeğin altını kapatıp telefonumu aldım Eda arıyordu "Efendim" ,"Napıyorsun Duruu neyse bak bir saatte Melisle sana geliyoruz hazırlanıp bara geçiyoruz" deyip suratıma kapattı kaldım öyle kendi kendime gülerek mutfağa geçtim Eda Melis Bora ve Enes herşeylerimdi benim onlarla iki yıldır kardeş gibiydik ve bu akşam vizelerin bitmesini kutlamak için bizim klube geçecektik ben ve Enes harici diğerleri içmeyi seviyordu.
Kapının çalmasıyla kızların geldiğini anlayarak son bulaşığımı yıkayıp kapıyı açtım.
"Hoş geldiniz gelin odama hadi", "Naber fıstık" diyen Melise iyiyim gibi kafa salladım odaya geçtik ve hazırlanmaya başladık Eda'nın sevgilisi de geleceği için aşırı bir şekilde süslenmişti Melis abartmayı her zaman severdi bende saten bir elbise tercih etmiştim. Melisi Enes aradı ve bara geçtiklerini söyledi bizde bir taksi söyleyip bara geçtik. Bora sevgilisi ve Enes bizi bekliyordu bir masada "Sellaam" diyerek oturdum yanlarına Enes " Oo kızlar bu ne güzellik böyle Eda hani manitan" derken gelmişti bile sevgilisi Kaan Eda onu öperek yanına oturttu bizde melisle sohbete başladık "Ya ben napıcam Duru Mert'le çok karışık ilişkimiz", "valla kuzum bilmiyorum bence oturup güzelce konuşmaya ihtiyacınız var sizin", " evet ama aaa şu adam bugün bize seminer veren Mimar değil mi Bora?" Gösterdiği yöne bakınca bugün Serkan hocanın yanındaki Doruk denen adamı kucağında bir kadınla gördüm tam o anda gözgöze geldik ve bana kaşlarını çatarak baktı ığrençti bu kadar düzgün gibi görünen bir adamın barda kadınlarla bu halde olması komik bir durumdu kafamı başka yöne çevirerek bir bira almaya geçtim barmenden hafif bir bira isteyince bana dalga geçer gibi güldü "Ne?" , kafasını salladı "Hiç" deyip bana bardak hazırlamaya başladı tabureye oturunca yanımda bir hareketlilik hissettim "Sert bir viski" Doruk'tu bana bakmadan içkisini aldı ve gitti bende biramı alıparkaaşlarımın yanına geçtim sohbet dans derken saat baya geçmişti. İstemsizce o adamın masasına baktığımda o kadına öpüşerek masadan kalktıklarını gördüm iğrenç bir görüntüydü ,Enes nereye baktığımı sorduğunda "hiç" deyip ona döndüm "Hadi kalkalım mı artık yarın erken dersim var" herkes onaylayınca Bora sevgilisiyle Eda da sevgilisiyle gitti bizde Enes Melis ve ben kalınca Enes'e Melisi bırakmasını söyleyip
yanlarından ayrıldım bende.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ LİMAN
Teen Fiction-Bence ona sadece aşık olduğunuzu düşünüyorsunuz , gülerek bana döndü -Seni böyle düşündüren nedir? ,deyince bu sefer ben güldüm -Çünkü bayım aşk sizin sandığınız gibi sadece tutku değildir sizin bu zamana kadar hiç tatmadığınız bir duygu anladığ...