YENİ OKULDA YENİ MACERALARA

3 1 0
                                    

SEMA'NIN AĞZINDAN BİR BÖLÜM;

2020 BUGÜN
Lisede 2. sınıftayız. Elif ile beraber aynı okula gidiyoruz. Aslına bakarsan okulla ilgili ilgimi tek çeken şey dans salonu olması onun dışında bir artısı yok. Birde Elif ile aynı okulda olmam ve Betül'ün de bizimle aynı okula gelmesi gibi küçük bir ayrıntı var. Gerçi Elif'i okulda hiç göremiyorum, sevgilisinin yanından hiç ayrılmıyor da. Bir buçuk yıl nasıl bu kadar hızlı geçti bilmiyorum. Sanki biri hayatın hız tuşuna basmış gibi hissediyorum. Yada ben biraz hızlı girdim konuya. Peki o bir buçuk yılda değişen ne oldu?

13 TEMMUZ 2018
Babamla beraber LGS sınav sonucuna bakmak için odamda leptopun başına üşüştük. Birazdan sıkıcı bir şekilde geçecek olan lise yılımı Elif ile beraber aynı okulda geçirebilecek miyim bunu öğreneceğim fakat bu hiç heyecanlı bir şey değil. İşin garip tarafı babam benim aksime çok heyecanlı. Her an heyecandan bayılabilir gibi duruyor.
Babam; Maria hadi biraz daha hızlı.
Ben; Bana bir daha Maria demeyeceğim söz verirsen hızlı olurum.
Bunu dememle babam önümdeki leptop'u aldı ve kendi önüne çekti.
Babam; Sen bakmazsan ben bakarım.
Babam siteyi açtı ve içinden okumaya başladı. Daha sonra bana baktı, babam kadar meraklı olmadığım için ben okumadım nasıl olsa babam söyleyecek.
Babam; Kızım kazanmışsın. İstediğin liseyi tutturmuşsun. Ayrıca sınıf ortalamasında da 2. olmuşsun.
Ben; Aferim bana.
Babam; Ben senden daha mutluyum kazandığın için. Güya liseyi sen kazandın ama mutluluk çığlıkları atan benim.
Yüzüm yere doğru bakıyordu. Yavaşça havaya kaldırdım ve Elif'lerin evine doğru koşarak,
Ben; Hemen Elif'e haber vermeliyim.
Evden dışarı çıktığım gibi zile bastım. Açana kadar elimi zilden çekmeye niyetim yok. Kapıyı Elif açtı.
Elif; Sonuç ne?
Ben; Sonuuuuççç... KAZANDIM!
Elif; Ciddi misin?
Ben; Evet, niye yalan söyleyeyim. Sana sormuyorum bile kesin kazanmışdındır.
Elif; Evet, bende kazandım!
Ben; Artık aynı okula gidebiliceğiz.
Elif; Daha önce soracaktım ama 1 aydır Betül'lerde kaldığın için soramadım, sınavda zorlandın mı?
Ben; Hayır zorlanmadım da telefonla ile de mi soramadın Elif.
Elif; Sınav zordu gerçekten zorlanmadın mı?
Ben; Konuyu çevirme!
Elif; Asıl sen konuyu çeviriyorsun. Ben sana sınavda zorlandın mı diye sordum soruyu sen çevirdin.
Ben; Peki. Zorlanmadım işte.
Elif; Yoksa sen bir sınava çalıştın mı?
Ben; Çalıştık işte biraz.
Elif; Hani sana derste dinlemek yetiyordu. Çalışmaya ihtiyacın yoktu. Şimdi ne oldu?
Ben; Bu sınav farklı sonuçta.
Elif; İnanamıyor yüzyılın tembeli Sema ARAL bir sınava çalıştı. Peki bir sorum var ben nasıl hiç çalıştığını görmedim? Hep yanındaydım neredeyse.
Ben; Fırsat bulduk işte, ne yapacaksın ne zaman çalıştığımı çalıştım sonuçta.
Elif; Peki sınıf ortalamana baktın mı?
Ben; Evet baktım 2. olmuşum.
Elif; Ciddi misin? Bende 2. oldum. Gerçi Selim varken 1. olmam biraz imkansız da neyse.
Ben; Bende o zaman sana şöyle bir cevap vermek istiyorum, yüz yılın çalışkanı Elif TAŞ ile aynı seviyeye ulaşmışım hemde bu tembellikle.
Elif; Peki lisede de çalışacak mısın?
Ben; Şuan ki fikrim çalışmamak ama ileride nasıl düşünürüm bilmiyorum.
Meral abla; Siz hala kapının önünde misiniz? İçeriye girsenize!
Elif; Hakikaten biz hala kapının önündeyiz. Hadi içeriye girelim.
Ben; Şimdi sen sinirleneceksin ama Deniz halam gelecek. Kazandığım liseyi kutlamak için beni yemeğe götürecek.
Elif; Yuh ama yeter artık. 1 aydır zaten onlarda kalıyorsun, neymiş özlemiş pehhh! Şimdi de 1 ay yetmemiş gibi yemeğe çıkarıyor seni ayrıca o yemekte gıcık Betül de olacak. Ayrıca senin bu kadar özlenecek neyin var acaba.
Ben; Nasıl arkadaşsın ya! Övüyor musun, yeriyor musun belli değil.
Elif; Dost acı söyler.
Ben; Dost acıyı tatlı dille söyler canım.
Elif; Neyse ne, hadi git de hazırlan. Bekletme halacığını.
Ben; Hadi görüşürüz.
Eve girdim ve odama gittim. Üzerimi değiştirip babamın yanına gittim.
Babam; Halan ve Betül ile yemeğe gidecek misin?
Ben; Evet gidicem.
Babam; Tamam, halanı da ara gelsin o zaman seni almaya.
Ben; Tamam, arıyorum.
Halamı aradım. Evleri yakın olduğu için yani en azından arabayla kısa sürdüğü için 10 dakikaya geleceğini söyledi. Halamı beklerken babamla sohbete koyulduk.
Ben; Baba, ben yok iken yani halamlardayken ne yaptın evde yanlız başına?
Babam; Kendimi işime verdim.
Ben; Yani zor olmadı mı?
Babam; Sürekli gittiğin bir yer değil sonuçta, senin için alışmaya çalıştım.
Ben; Benim için de zor oldu.
Babam; Ben zor olduğunu söylemedim ki.
Ben; Baba, ben gerizekalı mıyım? O manada söylediğini anlayabiliyorum sonuçta.
Babam; Maria öyle mi dedim ben?
Ben; Off baba yaa!
Zilin çalmasıyla ayağa kalktım.
Ben; Sen halama dua et.
Kapıyı açmaya gittim. Kapıyı düşündüğüm gibi halam ve Betül çalmış. Onları görür görmez içeriye çağırdım.
Babam; Hoş geldiniz.
Halam; Hoş bulduk abi.
Betül; Hoş bulduk dayı.
Babam; Otursanıza.
Halam; Yok hiç oturmayalım zaten saatte geç oldu çok bir şey yapamayız kızlarla, biz hemen gidelim.
Babam; Ama hep böyle yapıyorsunuz. Bir daha ki sefere izin vermem illa ki oturursunuz.
Halam; Söz abi otururuz.
Babam; Yavuz da hiç gelmiyor Ahmet de bir daha ki sefere onları da beklerim. Yoksa çok sinirleneceğim artık. Ne eşin geliyor ziyaretimize ne de hayırsız oğlun.
Betül; Abim sevgilisi ile son derece meşgul olduğu için biz bile görmüyoruz dayı.
Babam; Sevgili yaptı bütün ailesini unuttu yani.
Betül; E biraz öyle oldu.
Halam Betül'ü hafiften dürttü. Betül halam'a bakarak konuşmaya başladı.
Betül; Ne dürtüyorsun yalan mı? Sevgili buldu bütün ailesi çöp.
Babam; Sizde bu Ahmet'i hiç iyi yetiştiremediniz.
Halam; Ne alaka abi?
Babam; Ne demek ne alaka, yaşı kaç başı kaç.
Halam; Niye şimdi sen Sema'nın sevgilisi olsa izin vermez misin?
Babam; Vermem tabi, ben bir kere kıskanırım kızımı. Kimse ile paylaşamam onu.
Bu konunun çok uzayacağı belliydi. Araya girme vakti gelmişti.
Ben; Bence biz çok geç kalıyoruz hadi çıkalım. Hadi hala hadi.
Babam; Ama konuşuyorduk.
Ben; Sonra konuşursunuz baba, sonra.
Zorla itiştire kakıştıra halam ve Betül'ü evden çıkardım. Hep beraber asansöre bindik ve sitenin otoparkına gittik. Otoparkta ne hikmetse Dikik kafa Emre'yi gördüm. O da beni gördü. Halamlar arabaya gitti. Emre beni görünce bana doğru yavaş yavaş gelmeye başladı. Bende olduğum yerde durdum. Daha doğrusu onun benim ayağıma gelmesini bekledim. Halam ve Betül Emre'yi beklediğimi görünce arabaya binip beni beklediler. Dikik kafa ağır yürümesine rağmen sonunda yanıma gelebilmişti.
Dikik kafa; Senin ne işin var burada?
Ben; Asıl o soru bana ait, senin ne işin var burada?
Dikik kafa; Bir akrabamı görmeye geldim. Bu sitede yaşıyor. Senin ne işin var burada?
Ben; Benim ne işim vaaar? Güzel soru, benim ne işim olacak 9 senedir hergün düzenli olarak geldiğim evim. Sence ne işim olabilir?
Dikik kafa; Ooo Menekşe hanımın yine dikenleri üzerinde.
Ben; Yanlız menekşelerin dikeni olmaz.
Dikik kafa; Ben menekşelerden değil senden bahsediyorum ama o ne olacak?
Halam dayanamayıp bana seslendi.
Halam; Sema hadi gel halacım yoksa geç kalacağız.
Ben; Tamam hala geliyorum.
Emre'ye dönerek,
Ben; Gördüğün gibi senin aksine çok meşgul bir insanım o yüzden gitmem gerekiyor Dikik kafa'cım.
Dikik kafa; Gö rü şü rüz, Menekşe hanım.
Arkamı döndüm ve arabaya gittim, arabaya bindiğimde Dikik kafanın da gittiğini gördüm. Betül halamın yanında ön koltukta oturuyordu. Hem halam hem de Betül arkasını dönerek bana imalı bakışlar attı.
Ben; Ben bu bakışları biliyorum. Sakın aklınızdan bile geçirmeyin.
Betül; Niye geçirmeyelim, beyaz atlı prens ve pamuk prenses işte.
Ben; Kim, Emre mi beyaz atlı prens. Güldürme beni. Bildiğin kirpi o.
Halam; Hımm, kavga ediyorsunuz anlaşılan.
Ben; Bak halam zeki çıktı, azıcık beynini kullan.
Halam; Evet ben haklıyım. Zaten anlarım bu işten. Sizinki nefretten doğan aşk olacak çözdüm ben bu işi.
Betül kahkaha atarak gülmeye başladı.
Ben; Hala, bu yaptığına ihanet denir.
Halam; Burada tecrübe konuşuyor kızım, dinle sen halanı.
Betül; Yani niye sinirleniyorsun ki? Gayet yakışıklı biri.
Ben; Ne yakışıklılık ama çocuk 5 kilo jole ile dolaşıyor. Esas kilosu 62 ama jole yüzünden kilosu 67 ye çıkıyor. O şekil bir manyak bu çocuk. Bir gün okula jolesiz geldi ilk kez o zaman gördüm yüzünü.
Halam; Yüzü ne alaka?
Ben; Okula koşarak geliyor jole de o kadar fazla ki artık saçında durmayıp yüzüne doğru iniyor ve bu her gün oluyor.
Halam; Bence sen biraz fazla abartıyorsun.
Ben; Hiçde bile, az bile söylüyorum.
Betül; Yani senin bu çocuğa gıcık olmanın sebebi saçındaki jole mi?
Ben; O jole sadece saçında durmuyor yanlız. Bütün vücuduna sürüyor.
Halam ve Betül arabada kahkahalar atmaya başladı.
Ben; Ya sizinle hiç uğraşamayacağım yaa. Ayrıca hani geç kalıyorduk hadi sür arabayı da gidem artık hala.
Halam; Tamam tamam gidiyoruz.
Halam sonunda arabayı çalıştırdı. Halamın ayarladığı restorana şarkılar eşliğinde gittik. Gerçi Betül'ün sesi biraz kulağımı sağır etsede eğlenceliydi. Halam arabayı park etti ve restorana girdik. Halam garsona ismini söyleyerek rezerve ettiği masayı sordu. Garson bize masayı gösterdi ve masaya kadar bize eşlik etti. Garson menüleri getirdi ve sipariş verdik.
Halam; Bu restorana bayılıyorum.
Betül; Bence o kadar da iyi değil.
Halam; Sus be sen ne anlarsın, babası kılıklı.
Betül; Hayy anne yaa!
Halam; Ne var? Sema sen nasıl buldun?
Ben; Yani fena değil.
Halam; Siz kime çektiniz asla anlamıyorum.
Betül; Boş ver anne, anlayıp ne yapacaksın sonuçta.
Halam; Neyse fotoğraf çekelim bari.
Sema; Verin ben sizi çekeyim.
Halam; Sema, bari bu gün fotoğraf çekilelim beraber.
Ben; Hala sende biliyorsun sevmiyorum fotoğraf çekilmeyi. Ya çekerim ya da yok fotoğraf falan.
Halam; İyi bari çek.
Fotoğrafı çektim, halam ve Betül fotoğrafa baktılar. Betül bana bakarak,
Betül; Ne biçim fotoğraf be bu.
Ben; Çok biliyorsan kendin çek, ayrıca mükemmel bir fotoğraf oldu. Senin fotoğraftan anlamadığını var sayarsak bunu da çirkin bulduğuna göre kesin mükemmel bir fotoğraf olmuştur.
Halam; Siz buraya birbirinize laf sokmaya mı geldiniz. Ayrıca fotoğraf gayet güzel.
Betül; Zaten bizde şaka yapmıştık, arkadaşın içinde her an dövüşmeye hazır bir asker olduğu için hemen ciddiye aldı.
Ben; Sende söyle söyle sonra şaka yaptım de. Zeki insan.
Betül; Derim, sana ne!
Halam; Ehhh yeter! Kavga edin diye getirmedim sizi buraya. İnsan gibi susun oturun uslu uslu.
Garson sipariş ettiğimiz yemekleri getirdi ve masaya koydu halam garsona teşekkür etti ve yemeğe başladık.
Halam; Sema bir şey soracağım senin şu okulun özelliklerini yani ayrıcalıklarını, neleri olup olmadığını bana anlatsana.
Ben; Ne yapacaksın ki hala?
Halam; Belki seninle beraber okusun diye seneye Betül'ü de senin okula göndeririz yani istediği okullara o okulu da yazar.
Ben; Hala benim lise güzel sanatlar lisesi. İçinde temel dersler, dans dersleri, konservatuvar, tiyatro ve resim dersleri var. Her bölümde derslere giriyorsun ve her bölümde çalışmalar yapıyorsun. Senin isteyin ve derslerdeki başlarına görede sonucunda bölümün belirleniyor.
Halam; Peki sadece bir bölümde mi temelli eğitim alabiliyorsun.
Ben; Orasını bilemiyorum yani bende daha okula gitmedim hala.
Betül; Cidden bu sıkıcı konu hakkında mı konuşacaksınız? Ben çok sıkıldım.
Halam; Tamam o zaman konuyu değiştirelim. Mesela yemekleri nasıl buldunuz?
Ben; Bence gayet güzeller.
Betül; Yani idare eder...
Betül konuşurken yine dikkatsizliğini koruyarak üzerine içeceğini döktü. Üzerine dökülür dökülmez refleks olarak Betül ayağa kalktı.
Betül; Ya üzerim battı yaa!
Halam; Tamam kızım sakin ol, herkes bize bakıyor.
Betül; Anne nasıl sakin olayım, battı kıyafetim.
Ben; Tamam gel lavaboya temizleyelim.
Betül; Off, tamam.
Betül ile beraber kalktık ve lavaboya gittik. İçeride su ve çantamda her zaman barındırdığım ıslak mendil ile bu işi hallettik.
Ben; Bak gayet temiz oldu. İçecek döküldüğü belli bile olmuyor.
Betül; Sen öyle san.
Ben; Ayy ne tantana yaptın yaa! Hadi masaya gidelim.
Betül; Gidelim, zaten yapacak bir şey kalmadı. Gerçi lavaboda yaptıklarımızı masada da yapabilirdikde neyse. Hadi gidelim.
Betül bir anda lavabodan çıktı. Çıkmasıyla biriyle çarpışması ve aynı hızda yere düşmesi bir oldu. O kadar komik görünüyordu ki kahkahalar attım.
Betül; Zaten bir bu eksikti.
Betül ayağa kalktı ve çarptığı kişiye bakarak,
Betül; Dikkat etsene birazcık. Yere yapıştırdın beni resmen.
? ; Pardon da koşarak lavabodan çıkan sensin. Asıl sen dikkat et.
Betül; Ben mi dikkat edeyim, ayy deliricrm yaa hem suçlu hem güçlü.
Ben; Betül, haklı lavabodan uçarak çıkan sensin.
Betül; Sema sen kimi tarafındasın.
Ben; Haklı olanın.
Betük; Ayy var ya!
Betül sinirle masaya doğru gitti. Bende çarptığı kişiye bakarak pardon mayetinde kafamı salladım ve masaya gittim.
Betül; Anne hadi hesabı öde gidelim.
Halam; Nereye gidiyoruz yaa daha yemeğimiz bitmedi.
Betül; Bitti o yemek bitti. Hadi gidelim.
Ben; Hala bence de gidelim anlaşılan Betül bugün modunda değil.
Betül; Evet ben modumda falan değilim. Hadi gidelim artık.
Halam; Tamam kızım bekle de hesabı isteyelim.
Betül; Tamam.
Betül halamın çantasından arabanın anahtarını aldı,
Betül: Biz Sema ile arabadayız.
Betül kolumdan çektiği gibi beni dışarıya sürükledi. Normalde karşı koyardım en azından çalışırdım ama şu an fazlasıyla sinirli ve bana karşı öğrendiği dövüş hareketlerinden birini uygular diye korkuyorum açıkçası. Arabanın yanına gittik ve arabaya bindik. Betül bütün sinirini arabanın kapısından çıkarırcasına kapıyı kapattı.
Ben; Betül bence biraz fazla abartıyorsun. O kadar büyütülecek bir şey değil bu bence. Alt tarafı üzerine içecek döküldü ve birine çarptın. Hepsi bu.
Betül; Ben değil o bana çarptı. Ayrıca abartmıyorum az bile yapıyorum.
Ben; Ayy yemin ediyorum ergensin yaa!
Betül; Ayy konuştu 25 yaşındaki abla, aramızda alt tarafı 1 yaş var ben ergensem sen ne oluyorsun.
Ben; Ben sana ben ergen değilim demedim ki senin tavırların ergence dedim. Bende şu anda fiziksel olarak ergenim sonuçta.
Halam arabaya bindi ve Betül'e elini uzattı. Betül anahtarı halama verdi ve yola koyulduk. Yol boyunca kimse tek kelime bile etmedi. Yaklaşık yarım saat falan sonra bizim eve ulaştık. Halam ile arabadan dışarıya çıktık.
Ben; Hala isterseniz hiç yukarı çıkmayın zaten Betül'ün sinirleri tepesinde yukarıda birine saldırmasından korkuyorum.
Halam; Zaten bende onu diyecektim kızım, biz hiç gelmeyelim.
Betül; Yanlız arabanın içinde olmam sizi duymadığım anlamına gelmiyor.
Ben; Biz senin kulakların duyuyor mu diye test ettik. Bak çalışıyormuş.
Betül; Hahaha çok komik.
Ben; Neyse hala görüşürüz.
Halam; Görüşürüz kızım.
Ben; Sana da görüşürüz sinir küpü.
Binaya girdim ve asansörle bizim kata çıktım ve eve girdim. Babam salonda idi ve direk bana seslendi.
Babam; Kızım sen mi geldin?
Ben; Evet baba.
Babamın yanına gittim.
Babam; Nasıl geçti gecen?
Ben; Berbat.
Babam; Ne oldu ki?
Ben; Klasik Betül, yine sinirlendi boş boşuna olay çıkardı bizde eve geldik.
Babam; Nasıl bir olay diye sormayacağım hiç gerek yok. Bütün gece Betül'ün tavırlarından dolayı yorulmuşsundur hadi üzerini değiştirde yat.
Ben; Tamam baba.
Babamın yanağına bir öpücük konurdum ve iyi geceler dileğimi diledim. Odama gittim ve babamın dediği gibi üzerimi değiştirdim. Yarın Elif'e olanları anlatıp anlatmama konusunda kararsızım. Anlatasım var ama Betül'den daha fazla gıcık olmasını istemiyorum. Anlatsam mı acaba? İlla ki soracak gecen nasıl geçti Betül yine sorun çıkardı mı diye. Yalan söyleyemem, anlatırım gider yaa ne düşündüm bu kadar. Saçma sapan düşüncelerim yavaş yavaş gözlerimin kapanmasına sebep oluyordu. Nihayet gözlerim tamamen kapandı ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

HER ŞEYDEN BİRAZ SEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin