ELİF'İN AĞZINDAN BİR BÖLÜM;
17 Eylül 2018
Okulun ilk günü bugün. Koskocaman yaz tatilini geride bıraktık. Aslında yaz tatilinin bitmesine çok mutlu oldum çünkü yeni okulumu ve yeni arkadaşlarımı merak ediyorum ama en merak ettiğim şey bu sene beni nelerin beklediği.
Sema ile beraber yazın okulu tanımak ve öğrenmek için gelip okulu görmüştük bu yüzden okulun koridorlarına gözüm alışık olacaktır. Bence aynı şey Sema için de geçerlidir. Yazın gelmemiz bayağa iyi oldu. Şuan da Sema ile beraber okulun bahçesinde okula bakıyoruz.
Sema; Daha fazla burada bekleyecek miyiz?
Ben; Hayır tabii ki, hadi içeriye girelim.
Sema; 1 yılımızı sömürecek olan sınıfımıza gidelim.
Sema'nın bu söylediği beni güldürmüştü. Daha önceden geldiğimiz için çabucak sınıfımızı bulduk. Sınıftaki sırlar tek kişilik sıralardı.
Ben; Sema cam tarafına oturalım mı?
Sema; Olur.
Cam tarafında 3. ve 4. sırlara oturduk. Ben önde oturuyordum, Sema ile konuşmak için arkamı döndüm.
Ben; Bence bu okulda çok eğleneceğiz.
Sema; Bana hiç öyle gelmiyor. Klasik bir okul işte.
Ben; Klasik mi? Klasik bir okulun içinde dans salonu olduğunu hiç düşünmüyorum.
Sema; Tek artısı bu okulun. Bir de şarkı söyleme konusunda daha da gelişmen için konservatuvar bölümü olması bu okulun artı tarafı. Onun dışında gayet klasik bir okul burası.
Ben; Okul da beğendiremedik hanımefendiye.
Sema; Kolay beğenmem biliyorsun.
Biz konuşurken içeriye iki kız girdi. Gıcık olduğumuz tipte insanlar oldukları giyinişlerinde ve tavırlarından belliydi.
Sema; Evett, geldi kavga edilecek tipler.
Ben; Hemen kavga düşün zaten.
Sema; Ama baksana tam bir gıcık tipindeler.
Ben; Tamam haklısın benimde pek gözüm tutmadı ama olsun yine de nazik olmamız gerek.
Sema; Naziklik mi? Yok canım ben almayayım.
Gözüm kolumdaki saatime gitti. Zilin çalmasına 15 dakika vardı. Sema'ya dönerek,
Ben; 15 dakika sonra zil çalacak, büyük ihtimalle dersimize sınıf öğretmenimiz gelir.
O gıcık olduğumuz tipler tam da yanımızdaki iki sıraya oturdu. Zile kalan son 15 dakika da Sema biraz kestireceğini söyledi. Bende telefonumdaki oyunuma girdim. Sürekli oynadığım ve mübtelası olduğum bir oyun. Bu oyun online savaş oyunu. 15 dakika da 1 el savaş yapıcak kadar vaktim olduğunu düşündüm. Oyundaki arkadaşlarımdan biri açıktı. Nick name'i AreS olan bu çocuk ile daha önce çok sohbet ettik. Gerçek adı Mert'imiş. Mert ile çok yakın arkadaş olduk. Mert'in online olduğunu görür görmez ona mesaj yazdım.
Kaira (benim Nick name'im) ; Mert nasılsın?
AreS; İyiyim Elif sen nasılsın?
Kaira; Bende iyiyim. Şu anda yeni okulumdayım. Çok heyecanlıyım.
AreS; Bende okuldayım, aynı şekilde bende çok heyecanlıyım.
Kaira; İkimizinde lise 1 olması, yakın arkadaş olmamız ama farklı okullara gidecek olmamız beni gerçekten üzüyor.
AreS; Aynı okulda olmaya biliriz ama yine de iyi arkadaşlarız ve oyun içinde sohbet edebiliyoruz.
Kaira; Haklısın ama ben seninle gerçek hayatta da karşılaşmak konuşmak isterim.
AreS; O kadar şanslı olacağımızı sanmıyorum.
Kaira; Bunun şans ile bir alakası yok ki, bir yer belirleyip konuşabiliriz. Sonuçta ikimiz de aynı şehirde yaşıyoruz.
AreS; Ama bu buluşabileceğimiz anlamına gelmiyor.
Kaira; Neden görüşemeyelim ki?
AreS; Kaira benim kapatmam gerekiyor zil çaldı. Birazdan öğretmen gelir. Daha sonra konuşuruz.
Kaira; Tamam, görüşürüz.
Neden soruma cevap vermek yerine kaçtı ki. Cevap vermesi zor bir soru değil. Yada ben kendi kendime tantana yaptım. Sadece çıkması gerekti ve çıktı. Aslına bakarsan benimde düşüncelerimden ayrılıp Sema'yı uyandırmam gerekiyor. Birazdan bizim de öğretmenimiz gelir.
Sema'yı hafif dürttüm.
Ben; Sema hadi kalk.
Sema; Zil çaldı mı?
Ben; Sanırım.
Sema; Sanırım ne demek.
Ben; Biraz dalmışım duymadım ama saate bakılırsa zilin çalmış olması gerekiyor.
Tam o sırada öğretmen geldi. Bu da benim haklı olduğumun kanıtıydı. Öğretmen gelince herkes ayağa kalktı, öğretmen günaydın dedi ve oturduk. Klasik şeyleri de yaptığımıza göre sıra tanışma faslındaydı.
Öğretmen; Merhaba arkadaşlar, benim adım Fatih. Sizin bu sene ki sınıf öğretmeninizim aynı zamanda Edebiyat öğretmeniyim. Bu seneyi beraber geçireceğiz. İlk ders tabii ki de ders yaptırmayacağız size, tanışma faslına geçebiliriz. Yanlız benim tanışma şeklim biraz farklıdır. Sınıfın sağ tarafına sınıf listesini göndereceğim sizden isteyim listeyi alan kişinin adının yanına geldiği okulu yazması olacak. Sınıfın sağ tarafı okulunu yazarken sol tarafı da sırasıyla ad ve soyadı söyleyecek. Lütfen konuşan kişileri dinleyin.
Herkes ismini söyledi sırasıyla aynı zamanda listeye okulumuzu da yazdık. Sınıfa girer girmez gıcık olduğumuz kızlara çok dikkat ettim, birinin adı Ezgi diğerinin adı da Tuğçe'imiş. Acaba sandığımız gibi gerçekten gıcık insanlar mı merak ettim doğrusu.
Herkes listeye okulunu yazdıktan sonra listeyi öğretmene verdik. Öğretmen listeye göz gezdirdi.
Öğretmen Fatih (ÖF); Elif TAŞ.
Şaşkın bir şekilde ayağa kalktım. Acaba neden ismimi söyledi merak ettim.
Ben; Benim.
ÖF; Geldiğin okulda Banu KALKAN diye birini tanıyor musun?
Ben; Evet, sınıf öğretmenimdi.
ÖF; Seviyor muydun?
Ben; Evet, yani sevmemem için bir neden yoktu. İyi bir öğretmendi.
ÖF; Öyledir.
Ben; Tanışıyor musunuz?
ÖF; Evet, üniversiteden beri arkadaşım olur. Bu sene o okuldan bu liseye gelen çok öğrenci varmış, öyle duydum.
Ben; Bilmiyordum.
ÖF; Tamam oturabilirsin.
Öğretmen ile yaptığımız bu kısa konuşma beni mutlu etmişti ama daha çok aklımda bir soru çıkarmıştı. "Acaba Selim'de bu okula gelmiş olabilir mi?" Boş yere heyecanlanmak istemedim ama teneffüste bunu öğrenmem gerekiyor. Gerçi yaz tatilinde hiç konuşmadık. Neyse, bunları düşünmenin zamanı değil. Ders bitsin Sema ile konuşurum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER ŞEYDEN BİRAZ SEN
RomansÇocukluktan beri dost olan iki kızın orta okul dönemine son verip lise dönemine başlıyor. Lise dönemi ise her insanda olduğu gibi bu iki kızda da hayatlarının en önemli zamanı olacak. Bütün hayatlarına lisede karar verecekler ama normal insanlardan...