21

2K 234 84
                                    

Sizi özlemişim

Baekhyun'la adımlarımız sessiz bir şekilde ve oldukça yavaş ilerliyordu, bilmediğim sokalardan geçiyorduk ve bu kadar süre hiç konuşmamak canımı birazcık sıkmıştı. Bu sessizliği bozmak isteyerek boğazımı temizledim. "Neden abim beni almaya gelmedi?"

Sabahtan beri ağzımdan çıkmış olan en mantıklı cümle olduğunu düşünüyordum. Baekhyun yüzüme bakarak omzunu silkti. "Cho Hee'yle bir yere gittikten sonra geleceğini söyledi." Cevabımı aldığım için susacağımı düşünen var mıydı? Yeni bir soru hazırlamıştım bile kendime.

"Neden bana haber vermedi?"

"Bu abinle senin aranda, nereden bilebilirim." Derince solumasından daha şimdiden sıkıldığını anlamam zor olmuyordu. Ama çok üzgünüm, ben konuşmaya yeni başlamıştım. "Abimden önce Sehun'un evinde mi olacağız yani?"

"Muhtemelen."

"Abim normalde böyle bir şeyden-" Konuşmamı sürdüremeden Baekhyun yürüyüşünü durdurup telefonunu çıkarmış ve kulağına götürmüştü. Ben ne yaptığını anlamaya çalışırken "Chanyeol kardeşini yolun ortasında bırakıyorum, haberin olsun," demişti.

Ağzım 'o' şeklinde açılmıştı. Etrafıma panikle bakarak Baekhyun'un tekrardan telefonunu bırakmış ve yürüyen adımlarının arkasından koşmuştum. "Beni burada bırakamazsın."

"Öyle mi?" Baekhyun tek kaşını kaldırarak yavaşça bir adım daha attı. "Peki burada?"

Ağzım daha da büyük bir 'o' şeklindeydi artık. Az önce şaka yapmaya mı çalışmıştı yoksa ciddi miydi? Şaka yapmaya çalıştıysa bu cidden en kötülerindendi. "Cidden bu işte çok kötüsün," diye mırıldanmadan edememiştim.

"Bir şey mi dedin?"

Kafamı iki yana salladım. "Hiç, hiçbir şey demedim." Yüzümde hala kötü şakanın etkisi olduğuna emindim ve muhtemelen yüzümdeki bu ifade onu eğlendirmiş olmalı ki gülmüştü. Yani sadece gülümsemiş de olabilirdi ama bu onun için yeterdi artardı bile.

"Hayır ciddiyim beni burada bırakamazsın çünkü ayaklarım var ve seni takip edebilirim."

"Sehun'un evi yerine kendi evime de gidebilirim."

Bu tartışmayı yaparken hala yürüyor olmamız beni ürkütmeli miydi bilmiyordum. Gerçekten Sehun'un evi dışında her yere yürüyor olabilirdi ve beni kimsenin bulamayacağı bir yerde öldürebilirdi. Gerçi onun evine gitme fikri o kadar da kötü gelmemişti. Beynimde büyüyen bir hoşlantı mıydı yoksa sadece sapık mıydı sorgulamam gerekiyordu artık.

"Kendi evine gitmeyeceğine eminim."

"Neden o kadar eminsin?"

Onun havalı görünen hareketlerinden birisini yapıp omzumu silktim. "Beni evine sokacağını düşünmüyorum çünkü."

Baekhyun anlam veremediğim sesli bir gülüş attı. "Kapıda bırakmayı düşünüyordum zaten seni, doğru düşünmüşsün." Adımlarını hızlandırıp daha çok benden uzaklaşmıştı. Ben de arkasından koşar gibi olan adımlarımla bağırarak "Çok kötüsün," demiş ve tekrar yanına tekrardan varmıştım. Ben yanına vardıkça daha hızlı yürüyordu ve bunun bir sonu olmayacak gibiydi. Byun Baekhyun'a bir hız sınırı koymak şarttı.

"Sana diyorum! Ya! Yavaşlasana!"

"Şu markete girelim önce."

Artık hızlı yürümemeye çalışarak sadece arkasından ilerleme kararındaydım. Yanında da olsam, bağırsam da beni duymuyordu. Arkasından ne yaptığını izlemek daha iyi gibiydi. Tamam, kesinlikle bir çeşit sapık falan değildim, yalan söylemiyorum. Sadece bu çocuğa yetişmek imkansızdı.

LIAR | BYUN BAEKHYUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin